- Sınava girdiniz ve beklediğinizden düşük not aldınız. Ne yaparsınız?

Verilen cevaplar tamamen ümit etkenine bağlı olarak değişir. Ümidi yüksek öğrencilerin tepkisi daha fazla çalışmak ve alacakları nihaî notu yükseltmek için ne yapacaklarını düşünmek olmuştur.

Orta karar ümitli olan öğrenciler ise notlarını yükseltmenin çeşitli yollarını düşünmüş, ancak bunu gerçekleştirmek için daha az kararlılık göstermişlerdir.

Az ümitli öğrenciler ise moralleri bozularak işin ucunu bırakmışlardır.

Profesör Snyder’ın açıklaması şöyledir. “Ümidi diri olan öğrenciler kendileri için daha yüksek hedef belirleyip sıkı çalışarak bunlara nasıl ulaşabileceklerini biliyorlar. Akademik başarı açısından eşit zihinsel yeteneklere sahip öğrencileri birbirlerinden ayıran tek etken ümitleridir.”

Evet, ümit dertlere, sıkıntılara karşı bir teselli olmakta, her şeyin er ya da geç yoluna gireceğine inanan aşırı iyimser bir görüşten daha öte bir şeydir.

Ümit hedefler ne olursa olsun onlara ulaşmak için gerekli irade ve yönteme sahip olduğunuz inancıdır.

Ümidin zıttı olan ümitsizlik (yeis) ise Bediüzzaman’ın ifadesiyle “mâni-i her kemaldir”. Şeytanın da kullandığı bir damardır.

Bu kadar çok ümitlerin kırıldığı bir ülkede hâlâ ümitli olmak herkesin yapabileceği bir şey değildir. Ümit işi havale etmek, gevşeklik göstermek de değildir. Ümidin içinde aktif bir sabır ve çözüm odaklı bir düşünce vardır. Yoksa devekuşu gibi olup hadiseleri değerlendirmekten aciz, ahmak yapıların duygusu olamaz ümit. İyimserlik (!) adına, Polyannacılık oynayanlar, gidişatı göremeyenler, aklımızla dalga geçenleri türlü türlü tevillerle aklamaya çalışanlar, havaleci zihniyetler, ümitvar insanlar değildir. Onlar olsa olsa muhakeme-i akliyeden noksan, tembel miskinlerdir.

Ümit, hakikatleri en derinlerine kadar görebilen, zahiren çirkin bile olsa, hakikatte güzelliği okuyabilen, şevkini kaybetmeyen, kendini motive edebilen, çalışmayanların yerine de çalışan yüksek ruhlu, merhamet sahibi, vicdanlı, ferasetli ve kanaatkâr insanların duygusudur.

Ümit sahipleri hayattan öğrenebilen insanlar, bahane üretmeyen, mazeret bulmayan insanlardır. Ve böyle insanlar hayatı güzelleştirecektir.

Bugün, gözümüze sokarcasına sadece kötülükler anlatılıyor. Dünya kötülükten ibaretmiş gibi algılatılıyor. İnsan suretinde aşağılık mahlûkların yaptığı zulüm ve tecavüzler, batılı tasvir ede ede anlatılıyor. Vicdanları sızlamayan, başkalarının acısını duyamayan, lüksün içerisinde hayat süren merhamet yoksunu insan bozmaları anlatılıyor. Her halde bu da bir psikolojik harptir. Hayata bağlanma enerjisini, dünyayı daha yaşanılır kılmak isteyenlerin şevkini, gücünü bitirmek için bir taktiktir. Çünkü ümidini kaybeden her şeyini kaybetmiştir.

Ümidi diri olanlar dünyayı değiştirebilecek güce sahiptir.

İşte bütün bunlara rağmen inadına ümit, inadına merhamet.