Düşünceler, kavramlar üzerinden ifade edilir. Yani bir düşüncenin anlaşılması kavramla mümkündür. Kavramlar anlamlarıyla, mefhumlarıyla ve yüklendikleri işlevsellikle anlam kazanırlar.

Kavramlar, zamanın ve tarihin ruhunu taşırlar. İşte bugün bazı kavramların bilinçli bir şekilde yıpratıldığını, zamanla bizlere taşınan manalarından uzaklaştırıldığını ve ciddî zihin kirlenmelerinin olduğunu görmekteyiz. Yani çok açık ve manası noktasında üzerinde şüphe götürmez kavramların,  ya tartışıldığına ya da ters ve zıt bir biçimde birbiriyle çelişir halde istihdam edildiğine şahit olmaktayız.

Kelimeler, kavramların ifade şeklidir. Zaman içerisinde kelimelerin fizikî yapısı değişmediği halde anlamlarında önemli kaymaların olduğu görülür. Toplum zamanla kendi anlayış biçimine göre onu yeniden kavramlaştırabilir. Tabiî burada toplumun anlayışını etkileyen sebepler üzerinde durmak gerekir.

Bilgi kirliliği, dezenformasyon, propaganda ile gerek görsel ve yazılı basın gerek siyasetin kullandığı dil ve yapılan tahşidat, toplumun algısını değiştirebilmekte ve değişen algı ile bazı kavramların ya zıt çağrışımlar ile ya da içi boşaltılarak tekrar düşüncelerde bu bozulmuş şekliyle varlığını sürdürmektedir.

Bazı güzel manası olan sıfat ve isimlerin anarşi, terör, ahlâksızlık ve kaosun konuşulduğu vakit zikredilmesi o mübarek isim ve sıfatlara bir hürmetsizliktir.

Safdil mü’minlerin bu kargaşa ve anarşi içerisinde ağızlarına aldıkları mübarek isim ve sıfatlar garaz sahiplerinin ekmeğine yağ sürmek olacaktır. Bu tür zamanlarda akl-ı selimle hareket etmek gerekir.

Garaz sahipleri de, “zaten bu dindarlar böyledir”, “Bu cemaatlerin hepsi şöyledir,” vs diyecek ve toplumda ciddî anlamda gerilmeler ve ötekileştirmeler oluşacaktır.

Mehdi kavramının terörist bir yapılanmadan bahsederken geçmesi, İslâm kavramının terörle beraber zikredilmesi, cihad kavramının yine terör örgütleriyle beraber zikredilmesi hakeza imam, hoca, İslâm, Müslüman, hacı, mehdi, cihad, cemaat, tabirlerinin ciddî anlamda bir kirlenmeye tabi tutulması kavram cambazlığı ile algıları değiştirme operasyonundan başka bir şey değildir.

Düşüncelerin kirlenmesi için önce kavramları kirletmek veya belirsizleştirmek gerekir. Kavramlar doğru mecrasını bulmadan düşüncelerin düzgün olması mümkün değildir. Bu yüzden önce kavramları saflaştırmak sonra düşünceleri saflaştırmak gerekir.

Zaten bugünkü sıkıntıların kaynağı İslâm’ı hakikî anlamda temsil edememektir. Böylelikle dine ait ne kadar mübarek sıfat ve isim varsa yapılan hatalardan ve İslâm’a yakışmayan tavır, tutum ve yaşayışlardan dolayı kirletilmiştir. Bu da dine sataşan garazkârların işini kolaylaştırmış ve bir çok kavram böylelikle itibarsızlaştırılmıştır. 

Bunun içinde yapılacak en öncelikli iş İslâmiyet’e lâyık doğruluğu hayatımızın her karesinde yaşamak olacaktır.