"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ne reddederiz, ne teslim oluruz

Yasemin YAŞAR
31 Aralık 2016, Cumartesi
Ülke olarak bir değişim ve dönüşümün arefesindeyiz.

İdarî anlamdaki bu değişimin zihinsel alt yapısı ne kadar oluşturuldu veya ne kadar sağlam bilemiyorum. Fakat bir toplumun zihinsel dönüşümünün nasıl yapıldığı konusunda birkaç kelâm söylemek istiyorum.

Bir insanın bile fikriyatını değiştirmek bu kadar zor iken toplumların, kitlelerin zihniyetini değiştirmek, elbette çok daha zordur.

Toplumların zihniyet değişikliğinin en önemli aktörü siyasî veya mânevî liderlerdir. Siyasî liderler kendi vizyonunu benimsetmek, insanların fikriyatını değiştirmek isterler. Bunun için de liderler önce değişimin mantığını anlatır sonra da insanların duygularına, ruhlarına hitap eder.

Bu olumlu anlamda da olumsuz anlamda da değişim için gerekli şarttır. Hitler, Mussolini, Stalin gibi liderler de arkalarında kitleleri bu teknikle sürüklemişlerdir. Fakat zihniyetleri olumsuz yönde değiştirmek için insanların olumsuz, negatif taraflarına seslenmiş, zulüm ve cebirle iş görmüşlerdir.

Pozitif bir toplum zihniyeti oluşturmak için ise, yine aynı teknik, ama bu sefer insanların insaniyet cevherine, saf ve temiz duygularına, hitap ederek ruhları akıllara ve vicdanlara nüfuz etmek gerekir.

Aynen Peygamber Efendimizin (asm), Asr-ı Saadet’te meydana getirdiği zihniyet dönüşümü ve belki de pek çok alanda gerçekleştirdiği inkılâplar işte bu teknikle gerçekleştirilmiştir.

“Kahr ve cebir ile zahiri hakimiyet, sathî tahakküm kısa bir zamanda ibka edilebilir. Fakat bütün kalplere, fikirlere, ruhlara, icra-i tesir ederek zahiren ve batınen beğendirmek şartıyla, vicdanlar üzerine hakimiyetini muhafaza ve ibka etmekle”  toplumsal zihniyet, olumlu anlamda değişir ve Asr-ı Saadet’e benzer bir durum ancak böyle yaşanabilir.

“Evet, tehditlerle, korkularla, hilelerle efkâr-ı ammeyi başka mecraya çevirmek mümkün olur. Fakat tesiri cüz’îdir, sathîdir, muvakkat olur.” (İşaratü’l-İ’caz)

Bir de toplumun zihniyetini münâfıkane değiştirmeye çalışanlar vardır. Bunlar toplumun yapısını, hissiyatını iyi okur ve onların saf duygularına hitap ederek değişimi başlatabilirler. Bu değişim negatif değişim kadar kısa değil münafıkane olduğu için biraz daha uzun sürer.

Muhakeme-i akliyede noksan ve ehl-i tahkik olmayanların iğfal edilmesiyle hakimiyet ve zihinsel değişim sağlanabilir.

Hele bir de kitlesel hareketler başlamışsa içlerinde ne kadar dahi, zeki insanlar bulunsa da kalabalıkların içerisinde, hadiseleri değerlendirme noktasında herkesle aynı hareket eder.

Yapılan pek çok bilimsel araştırmalar da kitleye dahil olan kişilerdeki heyecan ve duygusal yoğunluğun artması sebebiyle, akıl ve düşüncenin de o nispette gerilediği tesbit edilmiştir.

İşte kitleleri kontrol edenlerin kullandığı en önemli teknik, onların hayallerini harekete geçirmektir. 

Çeşitli kahramanlık hikâyeleri, ruhanî, manevî liderlik, birkaç kerâtvâri haller ve söylemler, mübalâğalar, algılar, subliminal mesajlar aklî değerlendirmeyi baskılar ve hayallerle düşündürürler. 

Böylelikle hayal ile hakikati ayıramaz bir halde körü körüne bağlanır ve hareket ederler.

“Hiç kuşkusuz bir toplumun bireyleri kendi iç dünyalarını değiştirmedikçe Allah da o toplumun gidişatını değiştirmez.” (Rad:13/11) Bunun adı meşrûtiyet, demokrasi, başkanlık sistemi de olsa.

Evet, bir değişim ve dönüşümün emareleri görünüyor. Bu durumda içinde bulunduğum camianın duruşunun ayarı, hiç şüphesiz her zaman olduğu gibi, Bediüzzaman’ın duruşuyla aynı olacaktır.

Yani Bediüzzaman, saltanattan sonra gelen meşrûtiyete karşı din namına meşrûtiyeti desteklemiş, lâkin ne reddedici ne de teslimiyetçi bir tutum içerisinde olmamıştır. Olması gerekeni izah ve ifade etmek ve sistemleri şeriat nokta-i nazarında değerlendirmelere tabi tutmak bugün de elzem bir yaklaşım olacaktır.

Okunma Sayısı: 2601
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı