Bütün sözler, fiiller uçup gitmesine rağmen hayatımıza etki eden, unutamadığımız insanları hissettirdikleriyle hatırlarız. Gerek olumlu gerekse olumsuz hissedişlerin kaynağı olan o insanları yıllar geçse de hiç unutmayız.

Kimileri bize değerli olduğumuzu, özel olduğumuzu ve güveni hissettirmiş; kimileri de değersizlik, yetersizlik hissettirmiştir.

Sözler ve söylenenler unutulur gider. Hatta yaptıklarınız bile unutulabilir. Fakat söz ve eylemle hissettirdikleriniz asla unutulmaz.

Bir kadın uçakta zenci bir adamın yanında oturur. Kadın durumdan rahatsızdır. Bir zencinin yanında oturmak istemez. Hostese seslenir ve ”Bana lütfen başka bir yer bulun.” der. Hostes bütün uçağın dolu olduğunu, fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına bakacağını ifade eder.

Diğer yolcular şaşkınlık ve tiksintiyle olayı izler. Bu, kadının sadece terbiyesizliğine değil, bir de birinci sınıfta yolculuğuna devam edeceğine duyulan şaşkınlık ve tiksintidir.

Zavallı adamcağız çok aşağılandığını hissetmesine rağmen cevap vermez. Terbiyesiz kadın ise yolculuğunu birinci sınıfta devam edeceğini düşünerek tatmin olmuş ve hostesi beklemektedir.

Birkaç dakika sonra geri gelen hostes kadına, “Çok özür dilerim geciktim. Birinci sınıfta yer bulmak zamanımı aldı. Yer değişikliği için pilottan izin almam gerekiyordu.” der. Pilotun da, “Hiç kimse sorun yaratan birinin yanında oturmak mecburiyetinde tutulamaz.“ dediğini söyler.

Yolcular şaşkın, kadın ise zafer kazanmış edasındadır. Tam yerinden kalkmak üzereyken hostes zenci adama dönerek, “Beyefendi sizi uçağın birinci sınıfındaki yeni yerinize götürmem için beni takip eder misiniz?” der. “Seyahat firmamız adına kaptan pilotumuz sizden böyle nahoş bir olay çıkaran kimsenin yanında oturmak mecburiyetinde kaldığınız için özür diliyor.” der.

Evet, hayatta herkes bu zenci yolcu kadar şanslı olmayabilir. Hissettirilen kötü bir duygu, bir ömür boyu sizi yaralayabilir ve hatta hayatınızı felç edebilir. Ya da hissettirilen güzel bir duygu sizi hayata bağlayabilir, özgüveninizi yerine getirebilir.

İletişimin, nasihatın, tebliğin, temsiliyetin sağlıklılığı bu hissettirişle alâkalı olduğu önemli bir gerçektir. En sağlıklı iletişimciler Peygamberlerdir. Peygamberlerin vasıfları sayılırken sıdk, emniyet ve tebliğ sıralaması bu noktadan bakıldığında çok anlamlıdır. Zira karşı tarafa hissettirdiğiniz müsbet duygulardan sonra tebliğ, nasihat, iletişim sağlıklı gerçekleşecektir.

İletimin zirvesi olan Peygamber (asm) ile görüşen her sahabe, “Bu dünyada Peygamber en çok beni seviyor.” hissiyle yanından ayrılmaktadır.

Ayrıca hissetmek, hissettirmek anlamında değildir. Siz bazı güzel hisleri taşıyor olabilirsiniz. Fakat bu hisleri karşınızdakine hissettirebildiğiniz ölçüde başarılı bir iletişimcisinizdir. Hiçbir şey birinin karşısındakini ilgiyle dinlemesinden daha sevgi dolu ve değerli hissettirmez.

Bu gün gerek aile içerisinde, gerekse sosyal çevrede iletişim kazalarının çıktığı nokta tam da burasıdır.

Hasılı; hissettirdiklerimiz, söylediklerimizden, fiillerimizden daha önemli ve tesirlidir.

Ağzınızdan inciler dökülse de karşı tarafa hissettirdiğiniz kadar anlaşılır ve kıymet kazanırsınız.