"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ümide ve merhamete dair

Yasemin YAŞAR
05 Eylül 2015, Cumartesi
Olumsuzlukları dış şartlara, afakî dairelere bağlamak, yanlış giden şeyleri, başarısızlıkları, kötülükleri baş edilmesi güç büyük sebeplere atfetmek, insanın devekuşu gibi başını kuma gömmesinden başka bir şey değildir.

Maide 105. âyet tam da içinde bulunduğumuz bu hali şöyle anlatır: “Siz doğru yolda oldukça sapıtmış olanlar size zarar vermez.” O halde sapıtmış olanlar artık bize zarar veriyorsa doğru yolda olup olmadığımızı sorgulamak gerekiyor. “Neme lâzımcılık” zihniyetinden kurtulup sorumluluk bilincini kazanıp ve en önemlisi de problemlerin çözülebileceği doğru adresi görmek durumundayız.

Kendi kusurları ile yüzleşen ve böylece kendini geliştirebilen insanlar günümüz Türkiye’sinde pek de sevilmiyor. “Tek düzeliğin”, “böyle gelmiş böyle gider” anlayışının hakim olduğu, kimsenin bir şeyler yapmak istemediği bu ülkede alışılagelmiş kabullerle yaşayıp gidilmektedir. Bir sorun çıktığında da suçlu olarak kendi dışındaki her şeyi suçlu görmeyi huy edinmiş himmetsizler olarak, yaşayıp gitmek hastalığı bünyeyi kemirip durmaktadır.

Oysa insan kâinattaki tekemmül, teceddüt ve terakki kanunlarına uyunca mutlu olacaktır. Bunun için de hayattan öğrenebilen ümit sahibi insanlardan olmak, başkasının sesini duyabilmek ve dinleyebilmek ve böylece zengin ve engin bir ruha sahip olmak terakki kanununa imtisal anlamına gelecektir.

Evet ümit ancak merhametle diri durabilir. Zira merhametini kaybeden ümidini, ümidini kaybeden de merhametini kaybedecektir.

Şu soluduğumuz havayı zehirleyen, kirleten ve bizi birbirimize düşman kılmak isteyen zalimlere inat merhameti ve ümidi dipdiri tutmak en güzel cevap olacaktır.

Zalim, karşısındakini utandırarak, aşağılayarak, saygınlığını ayaklar altına alarak ve hakkı değersizleştirerek zulmünü icra edecek; merhametli ise insanın onur ve saygınlığının çiğnenmesine karşı duracaktır. 

Bu koca dünya artık daha da fazla kin, nefret, düşmanlık, ahlâksızlık gibi tuhaf şeyler üretmeye başlamış, sun’î gündemler, sun’î düşmanlar, sun’î tehlikeler icat edilip insanlar birbirinin kurdu haline getirilmiştir.

Bütün bu olup bitenler bazılarına “Artık bu dünyadan hayır gelmez, gelecek daha da kötü olacak” dedirtebilmekte ve insan ye’is bataklığında çırpınıp durmaktadır. Niceleri hayat ümidini kaybedip atalete, sefalete, sefahate, felâkete kendini atmış olarak yaşamaktadır. 

Evet, bu halet-i ruhiye, iman ve ümitle beslenmeyen bir ruh hali için normaldir. Lâkin iman sahipleri için bu durumlar daha da şevklerini, azimlerini, gayret ve himmetlerini arttıran bir durumdur. 

Zübeyir Ağabey “Kar, fırtına, taarruz bizi yıldırmaz aksine daha güçlü kılar” dememiş midir?

Merhamet dünyaya zarar vermeyi reddetmek ve her nerede ise, var olan ıztırabı dindirmek için harekete geçebilmektir. İşte merhamet için bu adımın atılabilmesi de ümide bağlıdır. Hâlâ bir şeyler yapabileceğine dair olan ümit ve her şeyden önce de Cenâb-ı Hakk’ın kudretine, rahmetine, adaletine olan ümit insanı himmete getiren en sağlam bir güçtür. Zira ümit, tek başına sadece kısa süreli bir hareket sağlayacaktır. Bu yüzden emeller ile birleşmelidir. Yani kuru kuruya bir ümit değil; projelerle, planlamalarla, hayallerle beslenen ümit sahipleri ancak dünyanın rengini değiştirecektir.

Evet vakıa bu, lâkin bu ülkede ümidini kaybetmeyenler hiç de az değildir. Mazlûmların, masumların sesleri ve duâları, iman hizmeti yapanların ihlâsı ve hâlâ merhamet edenlerin varlığı ümitlerimizi arttırmaktadır.

Okunma Sayısı: 1961
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı