"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zayıf karakterler tahripkâr olur

Yasemin YAŞAR
02 Şubat 2019, Cumartesi 00:40
Gazali’nin ifadesiyle, “İnsan, benlik yüzünü Allah’a çevirdiğinde ruh adını, maddeye çevirdiğinde nefis adını alıyor.” Yaşadığımız çağı ‘BEN’lerin hüküm sürdüğü bir çağ olarak değerlendirebiliriz. Yani “Ben”lerin nefse dönük olduğu bir çağ.

Ferdî bakış açılarının ön planda olduğu narsist bir çağda yaşamaktayız. Fert olmak, kendi olmak, benlik saygısına sahip olmak elbette önemlidir. Fakat bu asırda bunlara o kadar fazla sahibiz ki onların dışında sahip olduğumuz başka bir şey yok gibi. Herkes elinde koca bir dev aynasıyla dolaşıyor, “BEN”i inşa ediyor, fakat nefse bakan “BEN”i inşa ettikçe insanlığını kaybediyor.

Önemli olan her halde ’benlik’e sahip olup olamamak değil, ‘benlik’i oldurmaktır. Bunları düşünürken Bediüzzaman’ın, Lemaat adlı eserinde dikkatlere sunduğu şu tesbit çok manidar geldi.

“Tahrip esheldir; zayıf tahripçi olur. Âciz adam, sebeb-i zuhur-u iktidar-ı müsbete hiç yanaşmaz. Menfîce müteharrik, daim tahripkâr olur.”

“Bir şeyin vücudu, bütün eczasının vücuduna vâbestedir. Ademi ise, bir cüz’ünün ademiyle olduğundan, zayıf adam, iktidarını göstermek için tahrip taraftarı oluyor, müsbet yerine menfice hareket ediyor.” (Lemaat)

Benliğe sahip olmakla, benliği oldurmak arasındaki farkı anlamama vesile olan bu derste benliğe sahip olanların (olduranların değil) aslında zayıf karakterli olduğunu ve zayıf karakterli insanların da “BEN”lerini negatiflikler, tahrip, muhalefet, muaraza, çatışma, yanlış, yalan, ret, karşı tavır kısaca menfi hareket üzerine bina ettiklerini anlıyorum.

Çok ciddî bir psikolojik tahlil ihtiva eden bu satırları, iman ilmine dair, derin tesbitlerle, değerlendirmek gerekir. Zira bu ders zayıf karakterlerin nasıl olduğunu, hem bu karakteri taşıyanların güçlü kudretli görünme isteklerinin arkasında nasıl, ürkek, korkak, zayıf ruh taşıdıklarını, hem müsbet hareket ve menfi hareketin ne ve nasıl olması gerektiği gibi pek çok çözümlemelerin anahtarı olacaktır.

Belki de önce imanî ve kadere taalluk eden şu düsturu hatırlamak gerekir. Şöyle ki, bir şeyin vücuda gelmesi bütün şartların vücuduyla mümkün iken, ademi yani yok olması bir tek şartın yerine getirilmemesi sonucudur. İşte tam bu nokta insanın “Ben”ini, tahrip, şer ve menfide oluşturma, inşa etmesi aşamasıdır ki şeytanî bir kapı olup şeytanı da şeytanlaştıran bir durumdur. Nitekim Âdeme secde meselesinde iblisin secde etmemesi yani bir emri yerine getirmemesi onu menfi bir unsur haline getirmiş ve şeytanlaştırmıştır.

İnsan, yaptığı fiillerin kahramanı olarak “BEN”i inşa etmeye çalışır. Fakat vücudî olan, hayır olan şeylerde bizzat fiillerinin kahramanı kendisi değildir. O sadece meyleder rıza, şuur ve duâ ile ancak hayra sahip olabilir. Dolayısıyla hayrın kahramanı bizzat kendisi değildir. Fakat şerde tahripte vücut yoktur. Kolaydır ve üstelik fiilinin kahramanı da kendisidir. Nefis, kendini, menfi, tahrip ve şerde ispat etmesinden” BEN”ini ademe giden işlerde gerçekleştirmesinden menhus bir lezzet alır. Bunun adı da zaten günahtır. Mutezile ve Cebriye gibi sapık mezhepleri doğuran düşünce de tam bu noktadan tevellüt etmiştir.

Meselenin bir başka boyutu ise, zayıf adam güçsüzlüğünün ortaya çıkmasını istemez. Güçlü ve haklı olmaya da çalışmaz, çünkü bunlar vücudîdir, hayırdır.

Peki ne yapar kendini göstermek için? Güya güçlü görünmek için?

Tahripkâr davranır.

Bu yüzden bağıran adam güçsüzdür.

Kavga eden güçsüzdür.

Şiddet uygulayan haddizatında güçsüzdür.

Zalimler güçsüzdür.

Katiller güçsüzdür.

O yüzden zayıf karakterli erkekler zalim olur, şiddet yanlısı olur.

O yüzden zayıf karakterli kadınlar ahlâksızlıkla tahripkâr olur.

O yüzden zayıf karakterli idareciler bağırıp çağırır.

O yüzden cahiller çok konuşur.

O yüzden zayıf karakterliler hakikatleri eğer büker.

Ben”ini olduranlar ise güçlüdür. 

Meselâ: Sabırlı adam güçlüdür.

Susan, cevap vermeyen (aşağılık sözlerle karşılaştığında izzet ve şerefini muhafaza ederek geçip gidenler) güçlüdür.

Haklılar güçlüdür. O yüzden haklı adam insaflı olur.

Bilenler güçlüdür.

Okuyanlar güçlüdür.

Müsbet hareket edenler güçlüdür.

Velhasıl imanı kâmil olanlar güçlüdür.

Okunma Sayısı: 6655
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    2.2.2019 18:32:06

    Allah razı olsun.Psikolojik tahlil gibi.

  • Hasan Aksoy

    2.2.2019 01:17:37

    Yasemin Yaşar hanım,bu özlü yazınız için tebrik ederim.Kısa ve öz ifade etmişsiniz.elinize sağlık. Hasan Aksoy/Antalya

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı