Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay bütün vatandaşların eşit ve herkesin temel hak ve özgürlüklerinin anayasa güvencesi altında olduğunu ifade ettikten sonra, “Bunun tek istisnası sadece teröristler” anlamına gelen sözler söylemiş.
Erdoğan da üstelik OHAL devam ediyorken “Teröristler dışında kimsenin hak ve özgürlüklerine kısıtlama getirilmedi” iddiasını her vesileyle sık sık tekrarlamıştı.
İddialar böyle, ama uygulamalar hiç de öyle görünmüyor. Eşitlikten söz ediliyor, ama kayırmacılığın, ayrımcılığın, keyfîliğin olmadığı yer yok. Orwell’ın meşhur sözüne uyarlarsak, herkes eşit, ama iktidardan yana olanlar her yer ve zamanda çok daha eşit!
Hak ve özgürlükler noktasında teröristlerin istisna tutulmasına gelince, orada da söylenecek çok şey var.
En başta her önüne gelene “terörist” yaftası vurmanın alabildiğine kolaylaştığı anormal bir süreç yaşıyoruz.
Yetkili ağızlar bu süreçte 600 bine yakın kişi hakkında terör örgütü üyeliği, irtibat veya iltisakı, örgüt propagandası gibi suçlamalarla işlem yapıldığını söylüyorlar.
Buna karşı Hanefi Avcı gibi önemli istihbarat görevleri yapmış isimler “Dünyanın hiçbir yerinde 600 bin üyesi olan bir terör örgütü yok ve olamaz” diyerek itiraz ediyor.
Ama bu itiraz kaale bile alınmayıp cadı avı ilânihaye sürdürülmek isteniyor.
Seçim kampanyalarında birinci ağızdan başlayarak iktidar sözcülerinin muhalefeti “terör destekçiliği” ile itham etmeleri cabası.
Terör örgütü üyeliği veya propagandası suçunun unsurlarını detaylı şekilde ortaya koyan yüksek mahkeme karar ve içtihatlarına da itibar edilmeyerek, ağır ve vahim hukuk cinayetleri devam ettiriliyor.
Bu durum içeride biriken mağduriyetlere yenilerini ilâve eder ve toplumdaki huzursuzluğu daha da büyütürken, dışarıda Türkiye’nin imajını çok fena tahrip ediyor.
Bilhassa AB ile zaten fiilen donmuş olan ilişkilerimizi iyice zora sokuyor. Vize muafiyetinin en önemli şartı haline gelen “terör tanımının AB kriterlerine uydurulması” işi savsaklandıkça, kaybeden yine biz oluyoruz. Yargı paketinde TMK’ya eklenen “Haber ve eleştiri terör suçu sayılmaz” maddesi kimi savcı ve hâkimler tarafından hâlâ inatla dikkate alınmadıkça da...
Hukuka kurulan bu “terör” kumpası artık bozulmalı.