"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Keşke”lerimi çuvala doldurup yakmak istiyorum!

Sema CEYHAN
21 Ağustos 2016, Pazar
Keşke lügat manası: Dilek anlatan cümlelerin başına getirilerek ne olurdu anlamında özlem ve nedamet için kullanılan söz. Bazen de şuursuzca kullanıldığında kaderi tenkit anlamına da gelir.

Kaderi tenkit eden “Keşke”ler ise, “keşke geçmişte bu olmasaydı, neden başıma bu iş geldi” cümleler, her zaman risk taşır. Keşkeler, kendimize yönelikse pişmanlık ihtiva ediyorsa tövbe kapılarını çalmaya bile vesile olabiliyor. Lâkin sadece memnuniyetsizlik ifadesinin bir tezahürü ise orada durmakta fayda var. “Eğer başına bir iş gelirse, ‘Keşke şöyle yapsaydım; o zaman şöyle olurdu.’ deme. ‘Allah’ın takdiri böyleymiş; O dilediğini yaptı.’ de. Zira, ‘Keşke şöyle yapsaydım’ sözü, şeytanın vesvesesine yol açar.” (Müslim)

Nedamet ihtiva eden “keşkeler” ise, insanın niyetinin belirleyeceği dinimiz tarafından tasvip ve hatta takdir edilen manevî derece yükseltecek “pozitif  keşke”lerdir. Meselâ “keşke gençliğimi daha iyi şeylerle değerlendirseydim! Keşke kendimi nefsanî arzulardan koruyabilseydim!” şeklindeki keşkeler, bunlardandır. Pişmanlık duygusu içinde ağızdan dökülen ve vicdanî azap yaşatan “keşkeler” ise insana yaratılış gayesini hatırlatarak tam istikamet üzere olmasını sağlayan keşkelerdir.

Hastahanede refakatçiliğini yaptığım bir hastanın yanı başındayken yoğun bakımdan çıkmış diğer bir hastanın sözleri dikkatimi celb etmişti. Yatağında yatan hasta, yanındaki refakatçisine “Keşke’lerimi çuvala doldurup yakmak istiyorum. Gençliğimde gaflet benim gözlerimi kör etmiş, çok kötü şeyler yaptım. Fakat şimdi çok pişmanım! Allah bana yeni bir hayat lutfetti şimdi geri kalan zamanımı Rabbimin yolunda harcamak istiyorum; fakat Rabbim beni af eder mi?” diyerek gençliğinde yaptığı günahların manen ağırlığının altında ezildiğini belirtiyordu. Umutsuzluk girdabından çıkıp umut kapısını çalmaya yeltenirken, diğer yandan refakatçisi olan arkadaşı ‘bir musîbet bin nasihatten evlâdır’ cümlesi kader cihetini hatırlatarak, Kur’ân’dan şu müjdeyi veriyordu: “Allah’ın rahmetinden umut kesme! Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O’ bağışlayandır esirgeyendir.” (Zümer Sûresi, 53) 

Bu âyetin işaret ettiği tek gerçek: Umut Allah’tan, umutsuzluk şeytandandır hakikatiydi. Hasta bu hakikati duyunca gözlerinde umut parıltıları belirmiş o parıltılarla birlikte süzülen sevinç gözyaşlarıyla tebessüm ederken refakatçisi olan arkadaşı Asr-ı Saadetten bir kıssayla misal veriyordu. Ebu Hüreyre (ra)  bir gün şöyle buyurur: “Kuvvetli (iman, azim, teşebbüs kabiliyeti bakımından güçlü) mü’min, zayıf mü’minden Allah’a daha sevimlidir.” Senin için (her iki dünyada) faydalı olan şeylere rağbet et: Allah’tan yardım iste! Âcizlik, tenbellik gösterme! Şayet başına bir musîbet gelirse; “keşke şöyle yapsaydım o zaman şöyle şöyle olurdu” şeklinde bir şey söyleme! Bilâkis şöyle de; “Bu Allah’ın takdiridir o neyi isterse onu yapar.”      

Bu hadisin ifadesinden de anlaşılacağı gibi şeytana iş yapma imkânı veren ‘keşke’ kelimesinin ifade ettiği hususun kaderle yakın ilişkisi var. Geçmişe ait olaylar birer vukuat; vukuat ise kaderin birer yansımasıdır diye ifade ederken, sözü zamanın Bedii’sine bırakır: “Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup, dünyaya talip bedbaht nefsim! Bilir misin, neye benzersin? Devekuşuna! Avcıyı görür, uçamıyor; başını kuma sokuyor, ta avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarıda; avcı görür. Yalnız o, gözünü kum içinde kapamış, görmez. Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi; hayatın suri geçici güzelliklerine aldanıyor; onu daimî zannediyor ve dolayısıyla da ahireti unutturuyor hem bilirsin ki ömür kısadır lüzumlu işler pek  çoktur.” 

Sevgili Üstadım bize verilen ömür sermayesini güzel şeylerde harcayıp âhiret yolunda azık çantamızı dünyadayken uhrevî hayatımız  için doldurmamız gerektiğini hatırlatırken hakikî kul olmamızı ister.

Hülâsa: Geçmiş zamana baktığımızda beşer hayatında keşkeler hep ola gelmiştir. Çevremizde de “keşke şunu yapsaydım keşke imkânlarım şöyle olsaydı keşke bu böyle olmasaydı” gibi sözler hayatımızı zehire çevirir. Eşref-i mahlûkat olan insan, vazifelerini bilir ve keşke’lere mahal bırakmaz. Keşke dese bile, “daha güzel şeyleri yapmak için daha fazla zamanım olsaydı da yapsaydım” der ve o değerli zamanını Allah yolunda harcar.

Yolunuz  Nurlarla aydınlansın “keşke”siz bir hayat temennisiyle…

Okunma Sayısı: 5385
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • alpaslan

    21.8.2016 22:32:51

    Sagol

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı