"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Alman Hannah, Müslüman olur mu?

Tülay Demircan KOYUNCU
24 Temmuz 2015, Cuma
Ürkek bir kuş gibiydi, elinde küçük çekmeli bir valiz ile evimizin kapısından girerken…

Sanki neden geldim ne işim var ki burada der gibi bir hali vardı. Masmavi gözleriyle bizlere hele bir bakışı vardı ki, kıyamam! Onun o masum halini anlamış ve hemen harekete geçmiştik.

Eşim elindeki valizi alırken “hoş geldin evine” demesi ile, ben ve kızlarım sanki yıllardır göremediğimiz bir yakınımızı karşıladık evimiz de bir hafta misafir kalacak olan “Hannah kızımıza sevgiyle sarılıp” hoş geldin maviş gözlü “melek” dedik. Bir Alman TV kanalı bir projeye imza atmak için, Hannah bizim evimizde kalacak. Ve bizim ile Müslümanlığı kulaktan dolma bir şekilde değil de, hissederek oruç, namaz ve bayramını canlı yaşayarak, İslâm hakkında bilgi edinecek ve bu yapım belki de bir çok yanlış anlamayı ortadan kaldıracaktı. (İnşallah)

Bize bu teklif geldiğinde, eşim düşünmeden “Tabi ki olur, ama Müslüman aileler de her ne kadar göz önünde olmasa da evlerin iç işleri bakanı eşime ve evlâtlarıma sormam lâzım. İstişare kararı sonrası cevabımızı iletirim” demiş.

Almanya’nın başşehrinde yaşıyorduk. Çevremiz Alman komşularımız ile dolu, dinî bayram ve özel gecelerde gayr-i müslim komşularımıza bir şekilde (çiçek ya da pasta börek vererek) günün özelliğini anlatır, bir vesileyle kaynaşmayı sağlarız. Etrafımıza eğer anlatmazsak, nasıl bilecekler ki… Bizler nasıl onları tanımaktan çekiniyorsak onlar da farklı düşüncelerde değiller elbette…

Hannah ile beraber bir bayan rejisör iki bay kameraman ve ses düzenleyici, ha bir de (günler ilerleyince manevî oğlum olan) genç bir delikanlı şoförleri vardı. Bir haftayı beraber dolu dolu yaşadık.

Hannah, bizimle yaşayıp anlayacağından ilk iki günü oruçlu geçirdi ve ilk günden itibaren (yakıcı sıcağa rağmen) başını kapadı. Hani bizler inanç için başımızı da orucumuzu da hava şartlarını bahane etmeden yapıyoruz da! Bu kız nasıl dayandı derseniz “Allah’ın kulu değil mi, O’nun rahmetine karışılmaz” derim. Orucu açmadan sordum, nasılsın? “Dünden bir farkım yok, aynıyım” dedi. Hey Allah’ım biz mü’minler bile bu sıcakta oflayıp pufladık… Elimizden geldiğince yaşattık, iftarı sahuru bayram sabahını, ziyaretlerini. Bayram sabahı hediyesini alırken çok şaşırdı. Boncuk gözleri kızardı nemlendi, “Hannah sen de bizim evlâdımız oldun, bayramlık yeni kıyafeti alamadık sana, bu kolye hatıra olarak kalsın bizi hatırlatsın bayram sabahıyla…”

İşte böyle yedi gün geçti. Hannah’ın benim kızlarımdan bir farkı sadece inancıydı, yoksa aynı tatlı pasaklı ve bal öpücüklü kızımdı.

Ve son ayrılık anı! Biliyordum alışınca, sevince hep zor olur ayrılıklar. Ürkek çekingen Hannah şimdi ise üzgün bir huzur ile sarıldı, kardeşim dediği kızlarıma, oğluma. Bana sarılırken öyle candan sımsıkı sarıldı ki içime sokasım, orada kal diyesim geldi.

Boncuk maviş gözleri nemli değildi, artık yaşları yanaklarına süzülmüş benim gözyaşlarım ise onun gömleğine akıyordu. Onun ile beraber gelenler özellikle Sarah (rejisör) gözyaşlarını tutamamış elleriyle gözlerini siliyorlardı. Hannah, Müslüman olur mu? Bilemem, ama bizim Alman kızımız oldu. Duâlarımızda daima olacak olan, “Maviş gözlü bir melek.” Adı ha Hannah, ha Sena yâ da Aleyna, Yaradanın kulu değil mi? Hepimiz üstümüze düşen görevleri yapsak sevgiyle açsak yüreklerimizi anlatsak Efendimizin (asm) hayatını Müslüman adının yanına koymasınlar artık terörist lâkabını! Canı veren Allah, bizler kimiz hesap sorup can alabiliriz ki. Bu dünyada sevgi ve merhametin açamayacağı gönül kapısı olmadığına biz ailece inandık. Biz kocaman bir aileyiz. Bizler Elhamdülillah Türk, Arap, Kürt, Çerkez, Laz vb. demeden önce Müslümanız. Örnek olalım bütün dünya milletlerine hay de uzat elini Hannah, kızım tut elini Sena ha de sen de Aleyna, nerdesin Nuray, Reyhan, abisi Ozan sen de gel manevî babası beraber duâ edelim. Rabbimize yüreklerimize koyduğu aşk ile kaldıralım ellerimizi semalara hep bir ağızdan “Yaratılanı sevelim Yaratan Allah” deyip âminlerimizi çınlatalım bütün duymayan kulaklara!

Okunma Sayısı: 2930
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai Mumcu

    24.7.2015 01:14:11

    Hemsiremi ve refikini tebrik ederim. Hannah, Hanna veya Anna ayni kökenden türemis isimler olup bu isimler Hz. Meryem'in mübarek annesinin ismidir. Hidayet, yani Islam Dini ile müserref olmak sadece ve sadece Allah'in lütfu ve ihsaniyla oluyor. Kimlerin bu dar-i dünya'da o sefine-i ümmet-i Muhammediye ASM'a binip saadet-i dareyn yolculugu yapacagi bilinmez. Anasi babasi Müslüman olup da maalesef bu gemiden atlayip dinsizligin karanliginda bogulanlar cok olmustur. Allah'im bizi bu dünyadan ancak sehadetle ve imanli olarak cikar diye duamiza devam edelim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı