19 Aralık 2013, Perşembe
Geçtiğimiz senelerdeki bir araştırmanın sonuçları: Kültür Bakanlığı, ülkemizde 1500 civarında kütüphanenin bulunduğunu haber veriyor. 72 milyon insana, 1500 kütüphane... Ve 3500 küsur personel. 200’ü aşkın ilçede ise kütüphane yok.
Bir de kütüphanelerimiz, karanlık, loş ve soğuk. Personelin çehresi, kütüphaneden soğuk olursa, insanlar oraya niçin ve nasıl gitsin?
Bir öğrenci, “okul ödevi” için kitap istemişti. “Niçin kütüphaneye gitmiyorsun?” dedim.
“Memurlar çene çalıyor; kitap istediğimizde somurtuyor, biz almaya kalktığımızda ‘Karıştırmayın’ diye azarlıyor” dedi.
Bütününü tenzih ederiz, ama okuma zevki olan, kütüphanecilikten anlayan, güler yüzlü, kültürlü elemanlara ihtiyaç olduğu açık.
Kütüphanelere, (2000 yılı rakamlara göre) bütçeden 13 trilyon lira ayrılmış. Bunun dokuz trilyon lirası personel giderlerine harcanıyor.
Geri kalan 4 trilyon lira ile, kütüphanelerin fizikî yapıları mı düzenlenecek, bakımı mı yapılacak, gelişmeleri takip eden yeni kitaplar mı alınacak?
İşin en tuhaf tarafı, birçok okulda kütüphane yok! Olanların ise, ya kifayet derecede kitapları veya personelleri yok. Çoğu kapalı zaten!
Öte yandan, evinde kitap bulunmayan, kitaba yatırım yapmayan; kıraathâneleri (okuma evlerini) kumarhaneye çeviren ve âdeta “kitapsız” duruma düşen bir toplumun payidar olması, ilerlemesi mümkün mü?
Oysa, kitabı “Kur’ân” (kelime anlamı “Okunan”) olan bir millet değil miyiz?
Kaçımızın evinde kütüphane var? Evlerimizi her türlü konfor ve eşyalarla süslerken, neden kütüphane ve kitap yok! Kızlarımızın çeyizlerine her türlü malzemeyi toplarız. Acaba kaçımız çeyizlerine kitap ve Kur’ân’ın en mükemmel tefsir-i manevisi olan Risale-i Nur koyuyor?
Toplum olarak kitap okuma oranımızın düşük olmasının diğer bir sebebi, çocukların anne babalarının elinde kitap değil, televizyon kumandası, bilgisayar faresi görüyor olmasıdır. Çocuk fotoğraf makinesi, kamera gibidir; ne görürse onu alır ve uygular! Çocuk ebeveynin elinde görmediği kitabı nasıl alsın ve okusun!
Şimdi anlaşıldı mı neden bu hale düşüldüğü?
Yoksa her şeyi tersinden mi okuyoruz?
Bankta oturan adam; okuma yazması olmadığı halde; aksini ihsas etmek için bakışlarını gazetede gezdirir. Yanında oturan:
“Gazeteyi ters tutuyorsun!”
Hiç bozuntuya vermez:
“Düz iken herkes okur, marifet ters okumak!”
Okunma Sayısı: 1540
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.