"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İdare tavsiye kararlarına uymazsa…

Mehmet KARA
19 Nisan 2014, Cumartesi
Adım adım cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşılırken, Köşk seçimi Türkiye’nin gündemine iyice oturdu. Özellikle AKP’nin adayının Erdoğan’ı mı, Gül’ü olacağı konusu konuşulmaya başlandı. Diğer partiler adaylık konusunda bir hareketlenme henüz yok. Ancak ilk turda her partinin kendi adayını çıkarmasına kesin gözüyle bakılıyor. Şimdilik iktidar partisinin adayı bekleniyor, muhalefetin adaylarını ona göre açıklayacağı anlaşılıyor.
Siyasetteki gerginlikler devam ediyor. Mahallî seçimler sonuçları analizleri yapılıyor. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlardan sonra AKP’de özellikle başkan Haşim Kılıç’a karşı sert eleştireler yapılıyor. 1 Mayıs’ın taksimde kutlanması gibi konular da ülkenin gündeminde.
İşte böyle bir gündemde, Kamu Denetçiliği Kurumu, Kamu Başdenetçisi (ombudsman) Nihat Ömeroğlu, diğer kamu denetçileri ile birlilikte medyanın Ankara Temsilcileri ile birlikte TBMM’de kahvaltıda buluştu.
Katıldığımız toplantıda Ömeroğlu, öncelikle Kamu Denetçiliği Kurumu’nun şikâyetleri almaya başlamasının 1. yılının değerlendirdi. Kurumun isminden şikâyetçi Başdenetçi. Kurumun isminin yeteri kadar yaptıkları işi yansıtmadığını ya da yanlış algılandığını, buna bağlı olarak da kamuoyundan ve STK’lardan yeteri kadar destek göremediklerinden yakındı. Batı’da bu kuruma “ombudsman” denildiğini aktardı. Kurumla ilgili kanunda aksaklıklar ya da eksikliklerle ilgili bir kanun tasarısı hazırladıklarını bildirdi. Ombudsmanlık kavramını milletin daha popüler bulduğunu ve bu ismin değişmesi içinde anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğunu söyledi.
İdare’nin (kamu kurum ve kuruluşlarının) vermiş oldukları tavsiye kararlarına bekledikleri oranda uymadıklarını da söyledi. Tavsiyelere uyumun beklentilerin çok altında olduğunu söylerken, tavsiye kararlarına 2013’de uyumun yüzde 20, 2014 ilk üç ayı içinde yüzde 14 olduğunun altını çizdi.
Batıdan örnekler veren Türkiye’nin ilk ombudsmanı Avrupa’da ombudsmanın kararlara uyumun yüzde 98’lere vardığını söyledi. Yunanistan’da bile bu oranın yüzde 70 olduğunu açıkladı.
Ömeroğlu’nun altını çizdiği başka bir durumda, şikâyet olmaması halinde harekete geçemedikleri söylemesi oldu. Gezi olayları ile ilgili olarak 176 sayfalık bir karar aldıklarını ancak kamuoyu ve basın tarafından dikkate alınmadığından da şikâyetçi başdenetçi.
İdarî Mahkemeye ve Anayasa Mahkemesi’ne gitme yetkilerinin olmadığını twitterin kapanması konusunda sorulan bir soru üzerine söyledi. Bulgaristan ombudsmanının internet ile çıkan yeni yasayı Anayasa Mahkemesine götürdüğünü örnek verdi. Kanun taslağında Anayasa Mahkemesine gitmeyi de teklif edeceklerini aktardı.
Başdenetçi’ye “Tavsiye kararlarına neden uyulmuyor? Twitterle ve “ayakkabı kutuları”yla ilgi şikâyet geldi mi?” şeklinde ilginç sorular da soruldu. Uyulmama konusunun biraz alışkanlıktan kaynaklandığını, birçok yerde mevzuatın karşılarına çıkarıldığını ifade etti. Bazı şikâyetlerinin bakan ya da müsteşara dahi götürülüp götürülmediğinden emin olmadıklarını söyledi ve bütün idarecilerden kendilerine yardımcı olması istedi.
Twitterle ilgili bir şikâyetin kendilerine gelmediğini söylerken ayakkabı kutusundan “şeyle” ilgili diye bahsederken bu konuda da bir şikâyet gelmediğini bildirdi.
Bizim de üzerinde hassasiyetle durduğumuz siyasetteki kutuplaştırıcı üslûbun, öfke, kin, nefret ve şiddet dili ile ilgili olarak siyasî partilere önerilerde bulunduklarını söylerken, artık Türkiye’de beraber yaşama kültürünün geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu, gereksiz kavgaya partilerin geçit vermemesini istedi.
1 Mayıs yaklaşırken, çalışanların 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamaları konusunda her yıl olduğu gibi bu yılda sendikalar ile İstanbul valiliği arasında şimdiden bir sürtüşme yaşanıyor.
Geçen sene 1 Mayıs tartışmalarında arabuluculuk önerdiğini ve kabul görmediğinden şikâyetçi olan Ömeroğlu, “Bu sene bir şikâyet gelirse mutlaka değerlendiririz. İki tarafı da uzlaştırmaya gayret ederiz” diyerek cevapladı.
Soruyu soran gazetecinin “Olaylar çıkmadan araya girin. Devletle sendikaları uzlaştırın. Çıkması muhtemel olayları engelleyin” diye sormasına, “Şikâyet olmadan devreye giremiyoruz” şeklinde cevaplandıran Ömeroğlu’na aynı gazetecinin “İşte sözlü şikâyette bulunuyorum” diye karşılık verdi. Ömeroğlu ise, kanun gereği yazılı şikâyetlere bakabildiklerini söyleyerek bir bakıma kanunun eksikliğine dile getirdi.
Bu arada aynı toplantıda konuşan kamu denetçisi Zekeriya Aslan’ın “Derdimiz sorun çözmek, bağcıyı dövmek değil. Telefonla çözdüğümüz birçok sorun var” demesini de buraya not düşelim…
Toplantıda gördük ki, devlet ile vatandaş arasında köprü olması için kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu’na ne devlet kurumları (idareler) ne de vatandaş alışabilmiş. Bu kurum yapılandırılırken sisteminin iyi işlediği Avrupa’daki örneklerinden faydalanmadığı bir yıl sonra ortaya çıkıyor. İdarenin tavsiye kararlarına yüzde 20 uyduğu bir sistem de oturmuş sayılmaz. Bu durum kurumun etkinliğini de zayıflatır. Bu yüzden tasarının bir an önce Meclis’e gönderilip yasalaşmasında fayda var. Bir de Meclis’in bu kuruma sahip çıkması önemli. Kamu kurum ve kuruluşlara yazı yazarak bu sahiplenmeyi sağlanması lâzım.
Neden işlerimizi baştan sağlam yapmayız da böyle aksaklık çıktığında düzenlemeye gideriz. (Bunun örneklerini son yıllarda çok görüyoruz.) Bunu da anlamak mümkün değil.
Okunma Sayısı: 1196
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı