"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tekelci kadrolaşma

Kâzım GÜLEÇYÜZ
23 Nisan 2014, Çarşamba
Geçen hafta sonu yaptığımız Diyarbakır ziyaretinde, dostlarımıza, son günlerin gündem konularından biri olan Dicle Üniversitesiyle ilgili tartışmaları sorduk.
Bilindiği gibi, iktidarın bir kanadı bu üniversiteyi paralel yapının üslerinden biri olarak gösterip, bir dizi yolsuzluk iddiasında bulunuyor.
Kendisine yönelik benzer iddiaları, 17 Aralık sürecinde hep birlikte izlediğimiz şekilde püskürtüp savuşturan, ama bu hengâmede o iddialarda adı geçen dört bakanını kurban vermek zorunda kalan iktidarın, bu defa aynı silahı paralel yapıya doğrultması ne anlama geliyor?
Dicle Üniversitesindeki duruma gelince:
Çok yanlış bir şekilde başörtüsünün de karıştırıldığı tartışmanın iktidar kaynaklı iddialar boyutunda epeyce abartma payı olduğu, ama ciddiyetle tahkik ve takip edilmesi gereken hususların da bulunduğu ifade edilirken, bilhassa tekelci kadrolaşma konusuna dikkat çekiliyor.
İzlenen kadrolaşma stratejisinin, kendileri dışındaki hiç kimseye geçit vermeme gibi bir anlayışla yürütüldüğüne dair duyumlar da var.
Bu hususla ilgili olarak başka kurumlarda da öteden beri seslendirilen şikâyetler mevcut.
Acaba iktidarın paralel yapı adı altında cemaate karşı sürdürdüğü psikolojik harekâtta yanına çektiği insanlar içinde, bu uygulamalarla mağdur edilenlerin oranı hangi ölçüde?
“Haddini aşan, aksine münkalip olur” kuralı burada da hükmünü icra ediyor olabilir mi?
Ancak iktidarın bu süreçteki tavır ve yaklaşımı, bir başka “haddini aşma” noktasına doğru gidiyor. Daha olaylar bu noktaya gelmeden Millî Eğitim Bakanlığında yaşandığı belirtilen diyalog, bunun ipucunu o zamandan veriyor.
Eski Bakan Dinçer, bakanlık merkez teşkilâtında senelerdir görev yapan üst düzey bürokratlara yönelik kızağa çekme ve tasfiye operasyonu öncesinde onlardan birine diyor ki:
“Artık çocukları cemaatlere teslim etmeyecek, aksine onlardan alıp kendimiz eğiteceğiz.”
4+4+4 ondan sonra çıktı, imam hatiplerin orta kısımları açıldı, okullara seçmeli Kur’an ve siyer dersleri konuldu, dershaneler kapatıldı, Başbakan gittiği her yerde seçim meydanlarında halka “Çocuklarınızı dershanelerden alın, devlet okullarına verin” çağrıları yaptı...
Bunun ayrıca ele alınması gereken boyutlarını tehir ederek, asıl konuyu şöyle bağlayalım:
Paralel yapıyı tasfiye iddiasıyla cemaat kadrolarına karşı yürütülen operasyon tamgaz devam ederken, tasfiye edilenlerin yerine kimler getiriliyor? İddia edildiği gibi matruşka misali başka “cemaatçi”ler mi, millî görüşçüler mi, yoksa aradan sıyrılan Ergenekoncular mı?
Okunma Sayısı: 3745
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    23.4.2014 06:27:00

    Bilinen bir şey varsa o da aklı selim ile haraket edilmediğidir.Öfke ve his hakim.İşi ehline verme yerine başka mulahazalarla hareket edildiği kanaatı uyanıyor.Halbuki doğru olan hangi siyasi düşünceye sahip olursa olsun işi, işi bilene teslim etmektir.Fevkâlde önemli olan eğitim işine hiçbir ideolojiyi karıştırmamak lazımdır.Konuya evrensel,ülkesel ve eğitim öğretimin temel kurallarına göre yaklaşmak gerekiyor.Çünkü bu önemli konu yazboz tahtasına çevrilmeyecek kadar önemli bir konudur.Her gelen keyfine göre tanzim etmemeli.Ülkemize ait mili eğitimin temel politikalarını tesbit etmeli ve daha ziyade eğitim öğretimin içeriği ile meşgül olunmalıdır.Sorgulayıcı,analizci ve müzakâreci yani aktif bir yapıya kavuşturulmalıdır.Medeni dünyanın bütün eğitim tekniklerinden istifade ile beraber ,milletimize uygun,ezbercilikten,kopyacılıktan uzak kendimize has,hür bir eğitim sistemini oluşturmamız gerekiyor.Dünya çapında ilim adamı yetiştirmemiz için bütün bakış açılarından istifade edilmelidir

  • hakan kagan

    23.4.2014 01:19:00

    Sufyan’in anlayisi ve tarziyla devlet eliyle Islami refleksler adina bir tek partinin anlayisina gore yapilmasi bu girisimlerin bu milleti dinamitleyen en büyük hatalardan biridir.Istibdatı(baski) netice verir.Dini hissi zayif olanlari tecavuze sevk eder ve meşrep farklılıklarının engellenmeye calisilmasi da Islami inkişafı zedeler.Toplumu iyice kamplastirir diyorum.Allah tum vatandaslara ve Risale ehline akil fikir versin diyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı