"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni ikazlar

Kâzım GÜLEÇYÜZ
27 Mayıs 2014, Salı
24 Mayıs Cumartesi günü öğle vakti, merkez üssü Gökçeada açıkları olarak belirlenen ve 40 saniye boyunca devam eden 6.5 büyüklüğündeki deprem esnasında, Kocaeli Kitap Fuarındaki “Bir arada yaşama prensipleri” konulu seminer programındaydık.

İkinci kattaki seminer salonunda yapılan toplantıda, toplumda bir arada yaşama iradesini oluşturup güçlendiren en önemli dinamiklerden birinin hak ve adalet olduğunu; haksız, adaletsiz ve keyfî uygulamaların bu iradeyi zayıflattığını örneklerle anlatırken, sarsıntıyı hissettik.
İlk anda, yoldan geçen ağır kamyonların sebep olduğu malûm ve rutin sallantılardan biri olduğunu düşündük. Ancak sarsıntı uzunca bir zaman devam edince öyle olmadığı anlaşıldı.
Hayli şiddetli bir deprem oluyordu...
O anları dinleyicilerle birlikte yaşadık. Sonrasında gelen ilk bilgiler, merkez üssünün Soma olduğu yönündeydi. Ama bilâhare bu haberin doğru olmadığı, merkezi Gökçeada açıklarında olan fay hattının hareketlenmesiyle Marmara, Ege ve Akdeniz’le Yunanistan ve Batı Trakya’da hissedilen bir zelzele meydana geldiği anlaşıldı.
Bu sarsıntı, çoktandır beklenen büyük İstanbul depreminin öncüsü ve habercisi mi; ondan bağımsız bir olay mı; uzmanları tartışadursun.
Biz bu hadiseye de “yeni bir İlâhî ikaz” olarak bakıyor ve bu ikazı davet eden manevî sebeplerin çok daha dikkatli bir şekilde tahlil edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Tıpkı 17 Ağustos 1999 depremi ve 13 Mayıs Soma maden faciası gibi...
Ki, 17 Ağustos depreminin merkez üssü olan Gölcük’e çok yakın bir mekânda hissettiğimiz son sarsıntı, ister istemez, hepimize, yaklaşık 15 sene önce yaşanan o büyük felâketi hatırlattı.
O zaman bu afeti “İlâhî ikaz” olarak niteleyip bu ikazı 28 Şubatçıların zulüm ve haksız uygulamalarıyla irtibatlandırdığımız için hışımları üzerimize çekmiş; DGM’lerde yargılanıp mahkûm edilmiştik. Ve Mehmet Kutlular, sırf bu sebeple tam 276 gün hapis yatmak zorunda bırakılmıştı.
Şimdi de yer yer 28 Şubat’ı hatırlatır boyutlara ulaşan keyfî ve hukuksuz uygulamalar gündemde. Dahası bunların bir kısmı, o dönemde başlatılıp da arkası getirilemeyen ve yarım bırakılan bir kısım operasyonların, iktidardaki “dindar” kadrolar eliyle sürdürülen devamı niteliğinde.
Onun için, peş peşe gelen kuraklık, don, maden faciası, deprem ve sel... gibi felâketlerin, bütün bunlardan bağımsız olarak meydana gelmiş “tesadüfî” hadiseler olmadığına inanıyoruz.
Bu istikamette yaptığımız yorumların iktidara yakın çevrelerde-—15 yıl önce 28 Şubatçıların sergilediğine benzeyen—alerjik reaksiyonları tetiklemiş olmasını da çok manidar buluyoruz.
Ne diyelim; Allah iz’an ve basiret versin.

Okunma Sayısı: 7906
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai Mumcu

    28.5.2014 00:19:00

    simdiye kadar olanlar cok cok sefkatli ikazlar. beteriyle cezalandirmadigi icin bu da bir ikram-i ilahidir. insaallah öyle sebepler halketsin ki cogumuz sehadet serbeti icelim, gönülden veremedigimiz mallarimiz da zekat hükmüne gecsin. amin amin amin.

  • Ali Er

    27.5.2014 16:29:00

    Cesur yazılarınız için teşekür ederiz Allah razı olsun....

  • celal can

    27.5.2014 15:30:00

    40 yasindayim kendimi bildim bileli yeni asyadan istifade ettim.yeni asyayi okumaktan vaz gecmem.yorum yapan bizler.eski defterleri fazla kurcaliyoruz gibi gelsi.yeni asyanin yazilarinda b meselelerden bahsedildigini hatirlamiyorum.ustadimiz sahabelerin imani ile haziri zamandaki bizlerin imanlarini izah eddigide izahin sonunda sahabelerdeki gibi iman bu zamanda bazi eshaslarda bulunur diyor.kimdiyor ustadimiz Nerede yaziyor risalei nurlarda yorumlarimizda en cafcafli zamanlarda gencligi feda etmis saffi evvel talebeleri uzmeyelim.bataklik gibi ifadeler kardesligi zedeliyor.bende belirteyim polimik olsun diye yazmadim.bir hatalarini bulmusuzda bu binaen firsatini bulmusuzda istedigimizi soyleriz gibi bir durum cikiyor.

  • Bahattin Yavuz

    27.5.2014 13:47:00

    Bandrol yasağı Risale-i Nurların basım yasağını getirdi, daha çok ilahi ikazlar gelmeden kültür Bakanlığı bu anlamsız yasağı biran önce kaldırmalıdır.

  • hakan kagan

    27.5.2014 13:24:00

    Bu despotluklari din adina yapiyorlar ya daha kotusu ve toplumu aldatan ve musibetleri celbetmeye daha cok vesile oluyorlar.simdi de israili yargiladik vs diye populist haberler okuyoruz.insan sen once kendi vatanin icindeki yanlisliklari yargilayabil diyor insan ama havaya konusuyoruz biliyorum insanimiz siyasetin ceyrani ile carpilmis uyusuk vaziyette.

  • ilhan

    27.5.2014 13:06:00

    17 aralıktan sonra gerek Hükümetin ve gerekse milletin başına gelen belalar MANİDAR!!!1

  • Said ceylan

    27.5.2014 11:17:00

    Amin kazım abi amin

  • kandil

    27.5.2014 11:10:00

    Mahsunoğulları kabilesinden Fatıma adında bir kadın hırsızlık yapmıştı. Cezanın tatbik edilmemesi için Peygamberimizin çok sevdiği Üsame bin Zeyd aracı kılınmış, Üsame durumu Peygamberimize söyleyince, Peygamberimizin yüzü renkten renge girmiş ve :
    “Ey Üsame, sizden evvelkilerin helak olmalarının sebebi; zengin ve soylu birisi hırsızlık yaptığında, veya bir suç işlediğinde onu bırakırlar, zayıf ve gariban birisi suç işlediğinde ise ona ceza verirlerdi. Allah’a yemin ederim ki; eğer Muhammed’in kızı Fatıma dahi suç işlese, ona da aynı cezayı verirdim.” buyurmuştur...
    ...İlahi ikazlar helaket gelmeden önce yapılan uyarı atışlarıdır...Bunu söylüyoruzki kendilerine çekidüzen versinler...Risale-i Nurların önündeki bandrol engelini derhal kaldırsınlar...Bu millete ve bu vatana daha da yazık etmesinler...

  • TATAR RAMAZAN

    27.5.2014 10:24:00

    Yukarıdaki yazıda sözü edilen afatların hepsi 17 aralıktan sonraya denk gelmesi de acaba tesadüfi midir? Yoksa hukuk tanımamak, haksız kazanç elde etmek, paraleli bahane edip mutlak itaatkarların ve mutlak biatkarların dışında kalanların tasfiye edilerek oluşturulan iç huzursuzluk, son olarak da YENİ ASYA ve RİSALE İ NUR lara yapılan haksız- hukuksuz dayatmalar, kayırmalar, keyfi uygulamalar vs.
    Yapılan haksızlıklar ve zulümler umumi olunca gayretullaha dokunuyor ve üstüste uyarılar geliyor. Bu haksızlıklara taraftarlık, kayıtsızlık ve umursamazlık da umumi olduğundan belalar da umumi geliyor.

  • Osman Yıldırım

    27.5.2014 09:50:00

    28 Şubatçılara ilahi ikaz olabilir, ancak Dindar bilenen bu günün 28 Şubatçılarına ilahi ikaz olamaz diyenler ve ilahi ikaz yorumuna kızanlar kafalarını kuma gömen Devekıuşu gibidirler zira haksızlığı,yolsuzluğu,rüşfeti yapanlar asker ve dindar olmayanlar olunca gayri meşru, bütün bu gayrimeşrulukları yapanlar dindar olarak tanınınca bu gayrimeşruluklar meşru olarak kabul edilebilir mi ? ne yazıkki günümüzde bu garabeti yaşıyoruz ve Cenab-ı Hak bu tarz düşünenlere basiret versin , Ama ne yazık ki günümüzde toplumda bu tür bir algı hakimdir ve bu algıdan dolayıdır ki Cenab-ı Hak zaman zaman toplumu ikaz edip uyarıyor inşallah toplum da gerekli dersi alır ve uyanır diye ümit etmekteyiz.

  • demokrat

    27.5.2014 09:35:00

    Bu üslupla ne İsa’ya ne Musa’ya...Daha net,daha kararlı ve nokta hedefli yorumlar bekliyoruz.Bize şimdiye kadar hariçten tek fiske gelmedi.Amma dahilden hergün yumruk yiyoruz.Bu durumun farkına önce siz varacaksınız ve biz okuyucuları ayan beyan uyaracaksınız.Gazetecilik yapıyorsanız karşı kamptakilerle dost ve refik olmanız olası mı?Risalecilikte karşımızdaki gurupların hasmane tavrını bilmeyen var mı?Evlerinde Yeni Asya basımı olan Risaleleri okumayan ... var.Yok mu?Birbirimizi kandırmanın alemi yok...Bizi siyaset yapıyor diye suçlayan o meşhur ağabeylerin siyasetin en orta yerine ve ne bataklık kısmına oturmalarına ses çıkarmayacak mıyız?Nereye kadar?!...

  • hakan kagan

    27.5.2014 01:36:00

    fikir hürriyetine zerre saygısı olmayanlara mı Allah iz’an verecek..hiç sanmıyorum..sadece pohpohlanmak şakşaklanmak isteyenlere Allah basiret vermez.

  • Garib Doğu

    27.5.2014 00:56:00

    Kâinatta tesadüfe tesadüf edilmez.Deprem ilahi izinle olur. Her şeyin dizgini Allahın elinde.Merkez üssü göçeada açıklarında 6,5 şiddetinde bir deprem meydana geldi.Can ve mal kaybı olmadı.Çok ucuz atlatıldı.Gaybı Allahtan başka kimse bilmez.İşin gerçek yüzünü ancak Allah bilir.Bu kaydı koydukten sonra bu deprem vesilesi ile aklıma gelen şu:Kader,ey pür şer beşer,şimdilik sana zarar vermeden bu depremle seni uyarıyorum.Eğer gaflet içinde günahlara,zulumlere,devem edersen daha şiddetlisi ile karşılaşabilirsiniz diye...bu benim şahsi yorum ve kanaatımdır.Hiçkimseyi bağlamaz.İnşaallah kendimize çeki düzen verir,gaflet uykusundan uyanır,günah ve zulumlere son verir ve böylece daha büyük belalerle karşılaşmayız.Allahtan en büyük temennim bu...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı