"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

IŞİD soruları

Kâzım GÜLEÇYÜZ
23 Eylül 2014, Salı
Ders kitaplarındaki Kemalizm propagandasına dair yazılara bilâhare devam etmek üzere bugünlük ara verip, gündemin ön sırasına çıkan rehinelerin bırakılması ve IŞİD bahsini değerlendirmeye çalışalım.

101 günlük esaretin nihayet son bulması ve aralarında bebeklerin ve kadınların da bulunduğu 46 insanımızın sağ salim dönmesi, elbette ki son derece memnuniyet verici bir husus.
Hepimize geçmiş olsun, böyle bir hadise bir daha tekrarlanmasın ve özellikle riskli bölgelerde bundan böyle çok daha dikkatli olunsun.
Musul baskını ve rehine olayının arkaplanına dair soruların cevaplanması, bilhassa bu açıdan da önem taşıyor. Ve şehir IŞİD’in eline geçtiğinde konsolosluğun niçin tahliye edilmediği suali, cevap bekleyen soruların başında geliyor.
Rehinelerin bırakılması süreciyle ilgili de birçok soru var. Ve yapılan açıklamalar bu suallere yenilerini ekliyor. Diplomatik-siyasî pazarlıktan, takastan söz ediliyor. Neyin pazarlığı ve takası? “Önemli olan, insanlarımızın kurtarılması” denilerek, bu gibi sualler örtülebilir mi?
“IŞİD’e hiçbir şey vermedik, örgüt  gücünü gördüğü Türkiye’yi karşısına almaya cesaret edemedi” gibi söylemler ne ölçüde inandırıcı?
Söylendiği gibi “MİT IŞİD üzerinde etkili Arap aşiretlerini ve din adamlarını devreye sokarak bu sonucu aldı” ise,  yarın aynı yöntemin, örgütü tasfiye etmek veya belli bir çizgiye çekmek için de kullanılması istenirse ne olacak?
ABD işgali sonrası Irak’ta oluşan boşluğun ortaya çıkardığı, Bağdat’taki Şii iktidarın Sünnilere yönelik ayrımcı politikalarının besleyip büyüttüğü, Saddam yanlılarının da desteğiyle palazlanan ve kafa kesme seanslarıyla güç gösterileri yapan bu hırslı örgüte karşı Batı dünyasının askerî operasyonlar başlattığı bir süreçte Türkiye’nin “diplomatik” yaklaşımı rehineler kurtarıldıktan sonra da devam edebilir mi?
Peki, son IŞİD saldırılarının tetiklediği yeni göç dalgalarının üstesinden nasıl geleceğiz?
Üzerinde durulması gereken bir diğer nokta, rehinelerin kurtulmasında CIA’nın rolüyle ilgili iddialar reddedilip tamamen yerli bir operasyonun söz konusu olduğu söylenirken, övgülerin “MİT güzellemeleri”ne dönüştürülmesi ve dahası işin “MİT kanunu değiştirilmeseydi bu başarı sağlanamazdı” boyutuna vardırılması.
Oysa bu kanundaki değişikliklerin demokrasi ve hukuk devleti açısından gündeme getirdiği kaygılarla birlikte, içe dönük fişleme tartışmaları devam ediyorken, rehine operasyonunun bunları örtmek için kullanılması manidar.

Okunma Sayısı: 2718
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • yusuf çakır

    24.9.2014 16:25:00

    TÜRKİYE, IŞİD’LE MÜCADELENİN ÖN CEPHELERİNDE YER ALACAK
    ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de, konuşmasında, Türkiye bu koalisyonun büyük bir parçası ve bu çabanın ön cephelerinde yer alacak dedi.
    KRİTİK SORULAR :
    Türkiye’nin IŞİD’le mücadele ön saflarda yer almaya karar verdiren ana sebep nedir?
    46 rehine sorununun çözülmesi mi?
    Fethullah Gülenin Türkiye ye iade edilmesine karşılık koalisyon gücüne destek olma pazarlığı mı? yoksa bir taşla iki kuş hesabı her ikisi için de pazarlık yapılıp, Türkiye’nin isteklerine okey verilmesi mı etken? İnsan sormadan edemiyor?
    IŞİD kim ve kimler besliyor. IŞİD’ mi daha tehlikeli? yoksa pkk mı daha tehlikeli? IŞİD’in kafa kesme vb çirkin terör faaliyetleri gibi insanlık dışı video görüntüleri gerçek mi? yoksa bazıları hollywood yapımı olabilir mi? IŞİD yok edildikten sonra bölgedeki hakim güç , hükmeden güç kim olacak? Mevcut Irak hükümeti mi? yoksa ağır silahlarla donatılan PKK. vb. kürt örgütler mi? IŞİD sonrası bölgede bir kürt devleti kurulacak olursa bu bizim yumuşak karnımız olan güney doğu anadolu bölgemiz, bu durumdan nasıl etkilenecek gibi kafa kurcalayıcı bir yoğun soru. O bölgede ki oyunun aktörleri büyük devletler. Allah ülkemize ve milletimize birlik ve dirlik versin. Allah bizleri idare edenlere basiret versin, Allah onların yardımcısı olsun. Çünkü oyunun aktörleri çok büyük.
    Savaş bir millet için çok kötü bir tablo. Kim için olursa olsun bu milleti ve bu devleti Allah savaştan ırak eylesin. 1.dünya savaşında koalisyon hükümetleriyle savaşa giren Osmanlı devleti, bedelini parçalanmakla ödedi ve halen Türkiye cumhuriyeti olarak bu bedeli ödüyoruz. İngiliz menşeli ve haçlı zihniyetli politikalardan bu coğrafya hiçbir zaman hayır görmemiştir. Hep göz yaşı ve hüzün görmüştür. Türkiye’ye; sen bu coğrafyanın liderisin, sen bu bölgede ağabeysin gibi devlet egosunu okşayan Amerikan menşeli gazlarla gaza gelirsek bu ülkeye çok yazık olur.
    Amerikan başkanının, Türkiye’nin cumhurbaşkanı ile masada sağ tarafına oturtuyorsa, billboardlar da hemen arkasında, aynı kare içinde yer alıyorsa, bizi çok önemsediği yada bize çok değer verdiği için değil, emin olun ki bizim için bir planı , bir hesabı, bir düşüncesi olduğu içindir. ABD dışişleri john kerryin, ’’Türkiye işıdle mücadelede ön cephede yer alacak’’ şeklindeki yapmış olduğu açıklama ile neredeyse zil takıp, oynarcasına sevinmesi boşu boşuna değil.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı