"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İfsada alan açan politikalar…

Cevher İLHAN
02 Ekim 2014, Perşembe
Suriye’deki iç savaşta sıcak çatışmaların alevleri – topları, iki milyona yakın mülteciyi barındıran Türkiye topraklarına düşerken, küresel ecnebi ifsad şebekelerinin Amerika – İngiltere eksenindeki işgalci Batılı güçler üzerinden bölgede yeni bir savaşı başlatmak istediği gün gibi âşikâr. Bundandır ki kendi mâmulleri “IŞİD’i vurma” paravanında bölgeyi bombalıyorlar.

IŞİD sözde “Batı ve Amerikan karşıtlığı” yapıyor; lâkin “kanlı strateji”yle dayattığı vahşi terör, Batılı uluslar arası şirketlerin çıkarına, İsrail’in hesâbına geçiyor. “IŞİD’e karşı koalisyon” paravanında İslâm dünyasına müdahaleyle, yeni işgal ve sömürü alanlarının açılmasına bahaneler üretiliyor.
Neticede, nereden sevk ve idâre edildikleri belli olmayan “cihatçı” örgütler, vahşet ve dehşet katliâmlarla en evvel bulundukları ülkelerin halklarını hedef alıyor. Bütün El Kaide örgütlerinin yaptığı gibi IŞİD de, öncelikle Müslümanları katlediyor. İslâm ülkelerin sanayi tesislerini, havaalanlarını, savaş uçaklarını, tanklarını tahrip ediyor. Bulundukları ülkeleri çökertiyor.
IŞİD’in, İsrail’in çoğu çocuk/kadın/yaşlı iki binden fazla Filistinliyi katlettiği, beş binden fazlasını yaraladığı Ramazan ayındaki son Gazze saldırısına bigâne kalıp, Irak ve Suriye’nin barajlarını, petrol rafinelerini, hava alanlarını, silâh depolarını bombalaması, bunun son tezâhürleri.
Özetle, Bediüzzaman’ın beyânıyla “Deccal gibi bir tek gözü taşıyan bozulmuş ‘ikinci Avrupa” anlamındaki Batı, bir “üst plân” ve “genel strateji”yle İslâm dünyasında hegemonyasını kurma, başta petrol - doğalgaz ve su kaynakları olmak üzere enerji rezervlerini ve hatlarını kontrol altına alma projesini sinsi bir şekilde yürütüyor. Bu maksatla kaos ortamı meydana getiriyor. Batılılarca el konulacak petrol ve enerji bölgelerine saldırıyor; “Büyük Ortadoğu projesi”ne zemin açıyor.
Bölgede Batılı küresel güçlerin İsrail’in güvenliği ve uluslar arası menhus küresel güçlerin egemenliğini tahkim hesâbına, Ortadoğu’da mezhebî ve etnik çatışmalarla, iç savaşlarla, katliamlarla bölge halklarını birbirine düşürme, Müslümanları birbirine kırdırma ifsadı devreye sokuluyor.
Kısacası, işgal, zulüm ve baskıyla iç dinamiklerin oluşturulduğu ortamda uluslar arası dinamiklerin ortaya çıkardığı terör ve fitne örgütlerinden biri olan, liderleri Batı’da eğitilmiş, en son tekniği, propaganda araçlarını kullanan “modern terör örgütü”, Batı’nın “çağdaş maşası” ve “terör taşeronu” olarak İslâm dünyasını çökertme ifsadında istimal ediliyor.
Ancak en garibi, bütün bu fitne ve krizlerin bedelini Türkiye’ye ödetilirken, Ankara, baştan beri sırf “Şam yönetiminin devrilmesi” saplantısıyla “Esad’ı yıkmak” adına “Suriye’deki silâhlı muhalefete destek verme” paravanında El Nusra ve IŞİD gibi örgütlere silâh ve lojistik desteği veriyor.
Hülâsa, Türkiye, Ankara’nın ”bölgesel vizyon”, “komşularla sıfır sorun” söylemleriyle, mevzubahis ifsada alan açan, yanlış, akametli, kısır ve ufuksuz, sözde kalan ütopik politikaların ceremesini çekiyor. Yazık değil mi?

Okunma Sayısı: 1513
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı