"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hemhal olmaktan isar hasletine...

Yasemin GÜLEÇYÜZ
02 Ekim 2014, Perşembe
Son yıllardaki kişisel gelişim furyasının günlük konuşma hayatımıza kazandırdığı kelimelerden biri de empatidir.
Dilimizde hemhal olmak tabiriyle açıklayabileceğimiz empati “bir kişinin kendini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi” olarak tanımlanmaktadır. Batı dünyasının kâmil insan oluşturma amacıyla kullandığı ve toplum hayatında yerleştirmeye çalıştığı bu kavram, aslında en güzel haliyle İslâm dininde hayat bulmuş durumdadır. Bediüzzaman Hazretlerinin “İnsaniyet-i Kübra” olarak tanımladığı İslâmiyet’te “kâmil insan” olmanın formülleri en güzel şekliyle sunulmuştur. İslâm’da ben merkeziyetçilik yoktur. Benlik, kendine güvenmek, gurur, hodgâmlık yasaklanmıştır. “Kendi nefsin için sevdiğin şeyi bütün insanlar için de sev ki, iyi bir Müslüman olabilesin.” buyuran Peygamber Efendimiz (asm) kendi hayatıyla bu konuda bütün inananlara model olmuştur. Her hareketlerinde Resulullahı (asm) örnek alan Sahabelerin sahip olduğu ve Kur’ân’ın övgüsüne mazhar olan “îsâr” hasleti” empati kavramının kat kat üstünde zirve noktasıdır. İsar, kendisi ihtiyaç halinde bulunsa bile kardeşinin nefsini kendi nefsine tercih edebilmektir…
Onların hayatı isar hasletinin eşsiz örnekleriyle dopdoludur. Bu yüzdendir ki, yaşadıkları asrın adı Asr-ı Saadettir…
 
ENE’DEN NAHNÜ’YE YILDIZ BÖCEĞİNDEN ARIYA…
Arapça dilbilgisinde ben ve biz anlamına gelen iki kelime…
Bediüzzaman Hazretleri “etrafına toplandığımız hizmet-i Kur’âniye, ene‘yi kabul etmiyor, nahnü istiyor. “Ben demeyiniz, biz deyiniz” formülünü sunuyor bizlere. Bu formül şüphesiz imanın nuruyla şahsî hayatımızı olduğu kadar aile ve toplum hayatımızı da aydınlatacak, kaynağını Kur’ân ve sünnetten alan eşsiz bir düstur… Bediüzzaman Hazretleri “ene!” diyen insanın halini yıldız böceğine, “nahnü!” düsturu ile hareket eden insanın halini ise arıya benzetir. Öyleyse  yine Bediüzzaman Hazretleri’nin ifade ettiği gibi yıldız böceği gibi kendi ışıkçığına güvenerek gecenin karanlıklarında parlak bir nokta olmayı tercih etmektense, Güneşe güvenip, dünyanın en leziz ve şifalı tatlısını binbir çiçekten toplayan arı gibi olmaya gayret etmek gerek! “Gel ey hayata çok müştak ve ömre çok talib ve dünyaya çok âşık ve hadsiz emeller ile ve elemler ile mübtelâ bedbaht nefsim! Uyan, aklını başına al! Nasıl ki yıldız böceği, kendi ışıkçığına itimad eder; gecenin hadsiz zulümatında kalır. Balarısı, kendine güvenmediği için, gündüzün güneşini bulur. Bütün dostları olan çiçekleri, Güneşin ziyasıyla yaldızlanmış müşahede eder. Öyle de: Kendine, vücuduna ve enaniyetine dayansan; yıldız böceği gibi olursun. Eğer sen, fâni vücudunu, o vücudu sana veren Hâlık’ın yolunda feda etsen, balarısı gibi olursun. Hadsiz bir nur-u vücud bulursun. Hem feda et. Çünkü şu vücud, sende vedia ve emanettir.”
                          (Bediüzzaman Said Nursî, Sözler)
 
HÜLÂSA
Peygamberimiz (asm) “Mü’min, arıya benzer. Arı, temiz ve güzel şeyleri yer, temiz ve güzel yerlere konar, temiz ve güzel şeyler üretir, ama konduğu yeri kırmaz ve oranın düzenini bozmaz” buyurmuş.
İşbölümü ve yardımlaşmasıyla, kâinatın dilini ilhamla çözerek dünyanın en tatlı gıdasını sunan arılara benzemeye çalışmak gerek!
Ne dersiniz?
Okunma Sayısı: 1338
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı