"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Resmî bayramlar

Kâzım GÜLEÇYÜZ
08 Mayıs 2012, Salı
Danıştay’ın 19 Mayıs genelgesi için verdiği yürürlüğü durdurma kararının ardından millî bayramların tamamı için kutlama şekillerinde esaslı değişiklikler getiren yeni yönetmelik Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu gelişme sonrasında, Danıştay’ın verdiği karar büyük ihtimalle “kadük” olacak.

Tabiî, genelgenin yürürlüğünü durdurma kararı ile sonuçlanan süreci başlatan iptal başvurusu, yönetmelik için de gündeme gelmezse... Ve yönetmeliğin de iptali cihetine gidilmezse...
Kemalizmin bilumum ritüelleriyle birlikte korunup sürdürülmesine kendilerini adamış olan devrim muhafızları herhalde bu yöndeki hazırlıklarını da harıl harıl devam ettiriyorlardır.
Bakalım, böyle bir başvuru yapılacak mı ve yapıldığı takdirde Danıştay’ın kararı ne olacak?
Dileriz, bu iş daha fazla uzamadan olumlu bir sonuca bağlanır ve Türkiye’ye yine gereksiz tartışmalarla boşa zaman ve enerji kaybettirilmez.
Yeni yönetmelikte dikkatleri çeken en önemli hususlardan biri, kutlamaların sivilleştirilmesi.
Özellikle ana caddelerdeki tanklı toplu resmî geçitlerin kaldırılmış olması son derece önemli.
Çünkü bilhassa İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde bu geçit törenleri trafikte saatlerce süren kilitlenmelere yol açıyor ve milyonlarca insanın günlük hayatını olumsuz etkiliyor.
Önce provaları, sonra asılları ile bu törenlerin yapıldığı günler, halk için tam bir kâbus oluyor.
Bunca yıldır devam eden ve her yıl daha da katlanarak büyüyen bu eziyete çoktan son verilmiş olması gerekirdi. Demek ki vakti şimdiymiş.
Aslında bu törenler, Başbakanın vurguladığı gibi asker için de bir yüktü. Kışlalarda aylar öncesinden başlayan yürüyüşler, provalar ve hazırlıklar onları da fazlasıyla meşgul ediyor; ciddî zaman ve kaynak israfına sebebiyet veriyordu.
Askerî gücü caddelerde tank, top, zırhlı araç ve asker yürüterek gösterme dönemi artık geçti
Devletlerin gücünün ordularıyla ölçüldüğü devirler de artık geride kaldı. Onun yerini hukuk ve demokrasiye bağlı modern devlet yapılanması, ekonomideki gelişmişlik seviyesi ve sosyal hayatın buna göre biçimlenmesi gibi kriterler aldı. Ki, ordunun gücü de bunlara bağlı.
28 Şubat’ta Sincan’da yürütülen tanklar örneğinde olduğu gibi, yer yer kendi halkına karşı gövde gösterisine dönüştürülen militarist ritüellerin artık devam edemeyeceği bir noktadayız.
Dolayısıyla, kutlamalardaki asker ağırlığının kalkması, gelinen noktanın ve “zamanın ruhu” olarak ifade edilen durumun kaçınılmaz gereği.
Ancak söz konusu kutlama ve törenleri, anıta çelenk koyma ve saygı duruşu gibi mâlûm ritüelleri sivillere yaptırarak, hele başörtülü eşleri işin içine katarak sürdürmek de ayrı bir yanlış.
Keza, “gençlerin eğlence biçimlerine uygun kültürel etkinlikler“ adı altında, bazı belediyelerin alışkanlık haline getirdiği şenlik, konser, festival programlarıyla işin iyice sulandırılması da.
Bu itibarla, kutlamaların militarist havadan çıkarılması olumlu; ama yetmez. İşin özü ve ruhu da sorgulanıp doğru bir zemine oturtulmalı.
Meselâ 29 Ekim, cumhuriyetin gerçek anlamı ile buluşturularak; 23 Nisan, TBMM’nin başlangıçtaki tarihî misyonu ve işlevi ile irtibatlandırılarak; 30 Ağustos, zaferde katkısı olup da bilâhare dışlanan bütün millî mücadele kahramanları ve millet kucaklanarak kutlanmalı. 19 Mayıs da tarihî gerçekler ışığında yeniden yorumlanmalı.
Ve kutlama programlarında, bu bayramların simgelediği gerçek mesajları topluma mal edecek etkinliklere ağırlık verilmeli. Kitle iletişim araçlarındaki yayınlar buna göre biçimlenmeli.
Eğlenceler de bu mesajların ciddiyet ve ağırlığı ile örtüşen bir vakar ve seviyeyi yansıtmalı.
Velhasıl, millî bayramların gerçek anlamda bayram olma niteliğine kavuşabilmesi, resmî ideoloji kaynaklı soğuk ve ruhsuz ritüellerden tümüyle arındırılıp, fıtratla ve sosyal gerçeklerle barışık bir çerçeveye alınmalarını gerektiriyor.
“Milletin bayramı” olmaları da buna bağlı.

Okunma Sayısı: 1247
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai Mumcu

    8.5.2012 00:00:00

    Almanya’da tanklar, toplar, gemiler, ucaklar, helikopterler, denizaltilar savas gemileri her türlü en modern savas araclari imal edildigi halde neden bütün bunlari son kalemine kadar ithal eden Türkiye, Libya, Suriye, Irak, Iran, Sudi Arabistan, Misir, Cezayir gibi ülkelerde ITHAL silahlarla gövde gösterisi yapar gibi bayram kutladiklari halde Almanya da resmi bayramlarda (...) askeri gösteri olmuyor...

    NEDEN?

  • Memduh

    8.5.2012 00:00:00

    Cünkü Almanya’nin milli tek bir bayrami yokta ondan.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı