"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hacı Bayram-ı Veli Camiinde bir sabah namazı

Sebahattin YAŞAR
24 Eylül 2012, Pazartesi
Ancak yaşarsanız, yaşarsınız.
Haftalar ne kadar da güzel geçiyor.
Her bir gün elinde bir bayrak tutarak ömrünü güzelliklerle tamamlayabilmenin heyecanı içerisinde.  
Her hafta sonu bir şehirde, birkaç faaliyette yaşamaya devam diyoruz.
Nazar değmesin, inşallah. ‘Göz değmesi’ biliyorsunuz Peygamberimizin (asm) üzerinde itina ile durulmasını salık verdiği bir konudur.
Nazar’ın olumsuz etkisini yok edecek kaynak ise, duâdır.
Onun için siz siz olun, evden çıkarken, yeni bir şeyler aldığınızda, güzel giyimlerinizde, hasılı yaşarken, günün içinde hep duâlarınız olsun.
Zaten beş vakit namazın, muayyen beş vakte yayılması da günün her ‘inkılâb-ı azim’ olarak kabul edilen zaman dilimlerini duâlamak yok mudur?
İnsan, bir çocuk gibi duâ ile yaşamalı, duâyı büyütmeli kucağında.
Büyüklerimizin, ‘Yer, gök duâ iledir…’ demeleri bundandır.
**
Önceki yazılarımızdan birinde ‘Bir şehre gidince, o şehrin ruhunu ararım’ demiştim. Hakikaten de öyle. Bence şehir demek, şehrin, dünden bugüne içinde büyüttüğü ruh demektir.
Tıpkı o da tıpkı Ahmet gibi, Mehmet gibi, bir insan, gibidir.
Tarihin bir noktasında doğar, kurulur ve ondan sonra gün be gün kaderini yaşamaya başlar.
Onun için her insan –ölüsüyle, dirisiyle- şehrin bir parçasıdır.
**
Önceki hafta, Ankara’da birkaç günümüz geçti. Durur muyum, hemen gittiğimiz gecenin sabahında, Vahdet kardeşimle konuşarak, ‘Bu sabah namazını Hacı Bayram’da’ kılalım.’ dedik.
O da, -maşallah- ‘hayır’ demeyi öğrenmemiş sanki. Lütfen, ona da nazar değmesin, duâ edelim.
Biliyorum, ara ara yaptığımız ‘nazar’ girdileri için, ‘taktı’ diyeceksiniz. Ama taktık kardeşim ne var yani’ diye bir cevabı da duyduğunuzu farz edebilirsiniz. Hayat, bir şeyleri takmadan da geçmiyor ki.
Düşünsenize onu takma, bunu takma.
Olmaz efendim.
**
Hemen o esnada, Hacı Bayram’da sabah namazı için ekibi akşamdan oluşturduk.
Ondan önceki bir hafta sonunda da ‘Beyazıt Camiinde bir sabah namazı eda etmiş ve ruhen beslenmiş ve orada güçlü bir ‘ağlama terapisi’ yaşamış ve bunu da yazmıştık.
Sabah namazında Vakfın emektar minibüsüyle, kıymetli kardeşlerimizden Vahdet ve Ferşadoğlu, Nejat Eren Abimiz ve bendeniz düştük yollara.
Tabiî erken gitmişiz. Arabamızı park ederken Vahdet kardeşimiz, ‘İyi ki erken gelmişiz, yoksa biraz sonra buralarda girecek yer kalmaz.’ derken, ben yine de içimden ‘Buralar nasıl dolar kardeşim…’ diyorum.
Erkence geldiğimizi caminin içi de anlatıyordu.
Cami avlusundaki türbesinde, Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri, misafirlerine, ziyaretçilerine adeta ‘Hoş geldiniz’ diyordu. Tabiî biz de duâlar, Fatihalar ile mukabele ediyorduk.
Doğrusu böyle özel saatlerde bir yerlere gidince haliyle özel şeylerle karşılaşıyorsunuz. Ben de kendimi biraz özel hissettim. Bu saatlerde buralar daha bir özel. Daha bir farklı duygu sarıyor insanın ruhunu.
Sabah namazının sünnetini kıldık. Biraz kendi kendimize ötelere doğru yol aldık. İşte aslında, ‘kendinizle yürüyüşe çıkın’ diye kastettiğimiz şey bu.
Ne yapayım ben, kendi bedenen (günlük yürüyüşler), ruhen yaşadıklarımı sizler de yaşayasınız diye, paylaşıyorum. Yaşamak ve yaşamamak size kalmış.
**
Sabah namazının farzını kılmak üzere ayağa kalktığımızda, hafif yollu uykulu gözlerle şöyle bir sağıma soluma baktım. Aman Allah’ım o da ne! Sağım solum, önüm arkam adeta sobelenmiş. Saflar dolmuş. Cami dolmuş. Hatta şöyle bir üst katlara gözümü çevirince, oraların da dolmuş olduğunu gördüm.
Yani sabahın 05.00’lerinde, o dipdiri saatlerde, o enerji dolu, hayat dolu saatlerde işin inceliğini çok kişiler keşfetmiş. 20’li yaşlarda yüzlerce, orta yaşlarda yüzlerce, çocukluk dönemi yaşlarında yine yüzlerce ruhunu dinlendirmeye koşmuş insanlar.
Hakikaten bu saatlerdeki pozitif enerji ciddî keşfedilebilse, neler olmaz neler! Düşünseniz ya, manevî doyum ve dolum saatleri.
Onun için bu saatlerin taşıdığı canı çocuklarımıza tattırmalıyız.
Bu saatlerin dingin ruh halini gençlerimize tattırmalıyız.
Ve her yaşa iyi gelen bu saatlerin ‘iyi hali’ni herkesle paylaşmalıyız.
Bu çok önemli.
Eğitimcilerimizin bu saatin tadını çocuklara anlatmaları göz ardı edilemeyecek bir gerçek.
Aslında yapılmasını arzu ettiklerimizi kendimiz başlatabilsek mesele bitiyor. Meselâ kendimiz, eş ve çocuklarımızla, kardeşlerimizle, arkadaşlarımızla neden bu sabah namazında camiye yürüyüşümüzü başlatmayalım.
Yine meselâ, bize gelmiş misafirimizi, neden sabah namazında şehrimizin en muhteşem camiine götürmeyelim?
Daha ne ikram olsun.
Manevî.
**
Sabah namazımızı kıldık.
Hoca efendi başladı programa. Kur’ân tilâveti, tesbihat ve ilâhiler, ezgiler.
Ama hakikaten de bu işi bilenler yapmalı.
Diyeceğim o ki, Ankara’da yaşayıp da, Hacı Bayram’da sabah namazı kılmamış olanları, o havayı teneffüs etmemiş olanları bilmem ki ne yapmalı.
Siz siz olun, Ankara’da iseniz ya da Ankaralı iseniz, mutlaka bir sabah namazını Hacı Bayram’da kılın.
Geç kaldığınızı itiraf edeceksiniz. Ve gündeme getirdiğimiz için bize teşekkür edeceksiniz.
Hiçbir şey yapmadan duâ da alınmıyor.
Her rahmet bir emeğin sonucu.
**
Namaz sonrasında yapılan tesbihat esnasında öyle bir hava esti ki, bu ancak yaşanır.
Sağımda 17 yaşlarında, solumda 77 yaşlarında, önümde arkamda değişik yaşlarda mü’min kardeşlerim, gözyaşları içerisinde idiler.
 İşte bu mutluluk gözyaşları.
 İşte bu huzur hali bu.
Evet, evet huzurlu olmak için Huzur’da olmak gerekiyor.
Ne dersiniz?
Ne yapayım ben sadece gün içinde yaşadığım ‘pozitif saatleri’ ve onların enerji değerini sizinle paylaşıyorum.
Yaşamak size kalmış.
Yaşarsanız, yaşarsınız.
Diyorlar ya, ‘takıl bana, hayatını yaşa.’
Evet, kime takıldığınız önemli.
Biz, bu sabah Hacı Bayram’a takıldık.
Gerçekten de muhteşem hayatlar.
Yaşayın ki, yaşayın.
Okunma Sayısı: 6373
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Tekin ŞAHİN

    24.9.2012 00:00:00

    Ne kadar nefis anlatmış sınız? Adeta ben de sizinle yaşadım. Tebrik ediyorum. Cenab-ı Hâk sizi hem nazardan esirgesin hem de hizmetinizde daim eylesin. Amin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı