28 Şubat döneminde, 17 Ağustos depreminden sonra “Deprem İlahî ikazdır” dediği için yargılandığı ve hapis cezası aldığı süreçte yaptığı konuşmaları, basın toplantılarında sorulara verdiği cevapları, cezaevinde iken İlnur Çevik’e yazdığı ve Turkish Daily News gazetesinde yayınlanan mektubunu, tahliye olduktan sonra kendisiyle yaptığımız mülâkatı ve yine tahliye sonrası katıldığı Üstadı anma programlarında yaptığı konuşmaları... yayınlamaya başladık.

Bunları o dönemde ayrı broşürler olarak şu isimlerle neşretmiştik:

* Demokrasi İstiyoruz;

* Adalet İstiyoruz;

* Sözlerimin Arkasındayım;

* Zindanda 276 Gün;

* İnsanca, Müslümanca ve Hür Yaşamak İstiyoruz.

Broşür başlıklarında ifade edilen mesajlar, 20 sene sonra, bugün karşı karşıya olduğumuz tabloda da güncelliğini koruyor.

Kutlular Ağabeyin bu başlıklar altında dile getirdiği fikirler okunduğu zaman, bu gerçek çok daha net bir şekilde görülecek.

Adalet, hukuk, demokrasi, hak ve hürriyetler noktasında, adalet ve demokrasiyi ayrım gözetmeden herkes için talep eden ve kim tarafından kime yapılırsa yapılsın bütün haksızlıklara karşı çıkan bu fikirler, Yeni Asya’nın meşveret ve şahs-ı manevîye dayalı “kurumsal” duruşunun Kutlular Ağabey tarafından dile getirilen tarihî örnekleri olarak da okunmalı.

Ki, Yeni Asya’nın çizgisinde dünden bugüne hiçbir kırık olmadığı ve inşaallah bundan sonra da olmayacağı gerçeği herkes tarafından bir kez daha görülsün ve anlaşılsın.

***

HATIRA DEFTERİ

Yine geçen hafta duyurduğumuz gibi Kutlular Ağabey için bir hatıra defteri açıyoruz ve onunla hatırası olanların bunları yazıp göndermelerini rica ediyoruz.

Biliyoruz ki, geride bıraktığımız yarım asrı aşkın zaman zarfında Kutlular Ağabeyle hemen herkesin özel hatıraları vardır.

Çünkü o, okuyucularımızın birçoğuyla hem hizmet gündemli konularda, hem de özel meselelerde, dahası ailecek doğrudan muhatabiyeti olan bir insandı.

Gerek okuyucularımızın İstanbul-gazete ziyaretlerinde, gerekse Kutlular Ağabeyin yurt içi ve dışı hizmet seyahatlerinde, böylesi hatıraların birikmesine vesile olan manidar diyaloglar çokça yaşandı.

Nitekim geçtiğimiz haftalarda düzenlenen online programlarda bu hatıraların bazı örnekleri şifahen aktarıldı.

Ricamız, bu türden hatırası olan herkesin, bunu kendisinde saklamayıp yazıya dökerek, hattâ mümkünse sesli-görüntülü kayda alarak bize ulaştırması.

Dahası, bu konunun mahal meşveretlerinin gündemine alınarak dikkatli bir organize ve takiple gerçekleştirilmesi.

Çünkü bu konu Yeni Asya’nın hizmet tarihinin bütün detaylarıyla kayda geçirilmesi açısından da çok önemli.

Bu hatıraların unutulup kaybolmasına izin vermeyelim.