14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinden çıkan sonuçlarla ilgili tartışmalar devam ediyor.
Seçimlerin, 12 Eylülcülerin kurduğu ve bu iktidarın daha da katmerli hale getirdiği adaletsiz sistemle yine tam bir haksız rekabet ortamında gerçekleşmiş olması başlı başına kronik bir problem.
Dolayısıyla bu sistemin ortaya çıkardığı sonuçlar da problemli.
Ama dayatılan düzenin bütün şartları iktidar lehine tanzim etmesine, iktidarın devlet gücünü ve imkânlarını sonuna kadar kullanmasına rağmen sandıktan çıkan tablo onu da memnun etmedi.
Yine birinci sırayı almakla birlikte 7 puan kaybeden iktidar partisi, cumhurbaşkanlığını da ilk turda alamadı.
Şimdi taraflar 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tura hazırlanıyor.
Baştan beri tek adam rejimine, istibdada ve hukuksuzluğa karşı çıkıp parlamenter sisteme ve demokratik hukuk devletine dönülmesini savunan bir gazete olarak, bu süreçte de aynı duruşumuzu koruyoruz
Meşveretlerimizde alınıp defaatle teyid edilen karar çerçevesinde Millet İttifakını ve onun cumhurbaşkanı adayını desteklemeye devam ediyoruz.
Bu tercih ve duruşumuz şahısların ve partilerin üzerinde bir prensipler manzumesine dayanıyor.
Bu prensipleri;
“Riyaset-i şahsiyenin kat’iyen aleyhindeyim. Hâkim Meclis ve milletvekilleridir; hükümet hizmetkârdır” diyen,
Adaleti, meşvereti ve kanun hakimiyetini vurgularken, demokrasiyi bu temel değerlerle tarif eden,
Zulme karşı duruşunu “Bütün kuvvetimle adalet-i tâmmenin lehinde, zulüm ve tagallübün, tahakküm ve istibdadın aleyhindeyim,” “Zulme rıza zulümdür” ve “Zalimler için yaşasın Cehennem!” gibi sözleriyle kayde geçiren,
İnsan için hürriyetin önemine dikkat çekerken “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” diye haykıran
Üstad Bediüzzaman’ın eserlerinde çizdiği ve hayatı boyunca fiilen uyguladığı çerçeveden alıyoruz.
Ve 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur seçimden bu manaların tahakkuk ettiği bir neticenin çıkmasını dilerken, demokrasiden, hukuktan, adaletten yana olan herkesi bu kritik dönemeçte tercihlerini bu değerlerin önünü açacak şekilde kullanmaya davet ediyoruz.
Yine Üstadın ifadeleriyle:
“Meşrutiyet (demokrasi) hâkimiyet-i millettir. Mevcudiyet-i milleti göstermek lazımdır. Mevcudiyetinizi ittihadla gösteriniz.”