Nitekim ilk ve orta dereceli okulların da tatile girmesiyle birlikte, bu programlar, yaş sınırı ilkokul düzeyine kadar çekilmek suretiyle, kızlar ve erkekler için ayrı mekânlarda olmak üzere, farklı yaş gruplarına göre kategorize edilerek hayata geçiriliyor.

Üniversitelilerin katıldığı programlar ise, her üniversite için değişen tatil dönemlerine göre, çoktan başladı, hattâ bazıları tamamlandı ve epeycesi de halen devam ediyor.

Bunlara ilâveten, “büyük”lere yönelik okuma programları da tertipleniyor.

Bütün bunlar, hizmette ihlâs, istikamet ve sebat üzere devamın en önemli şartlarından biri olan “Risale okuma”nın taşıdığı önemin herkes tarafından fark edildiğini ve gereğini yapmak için de adeta seferber olunduğunu gösteren son derece sevindirici ve ümit verici etkinlikler.

Gerçekten, hele bu zamanda gerek şahsî, gerekse müzakereli okumalar, hem manevî beslenme ve takviyemiz, hem de şahs-ı manevî ruh ve şuurunun güçlendirilmesi açısından hayatî bir öneme sahip.

Ve münhasıran “okuma” eksenli programlar, sair zamanlarda başka meşguliyetler, oyalayıcı ve dikkat dağıtıcı sebepler sonucu ortaya çıkan “okuyamama” veya okumaları yeterli, tatminkâr seviyede yapamama halinin getirdiği çok yönlü sıkıntı ve problemlerin aşılması noktasında fevkalâle etkili ve istifadeli oluyor.

Okudukça düğümlerin çözüldüğünü, sıkıntıların hal yoluna girdiğini, rahatladığımızı, şevk ve heyecanımızın arttığını görüyor ve hissediyoruz.

Bu programların, başka şehirlerdeki müsait hizmet mekânlarında tertiplenmesi ise daha farklı bir manevî hazzın yaşanmasına vesile oluyor.

Çünkü böylece “müfritane irtibat” manası da tahakkuk ediyor.

Elif ilâvemizde ve gazetemizin diğer sayfalarında çıkan “okuma programı” konulu yazılarda bu çok yönlü istifadeler gayet güzel bir şekilde dile getiriliyor.

Bu noktada Üstadın Eski Said makalelerinden birinin sonunda yer alan “Son vasiyetim şudur: Okumak, okumak, yine okumak... Sonra, birbirinizin elini sıkı tutmak, ittihad etmek, ittifak âleminde yaşamak” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 28) sözleriyle, Zübeyir Gündüzalp’ın “Risale-i Nur’u oku, oku, oku... Yoruldun mu, dinlenmek için yine oku, oku, oku. Dem ve damarlarına karışacak derecede oku. Tefekkür et” tavsiyesini bir kez daha hatırlamış ve hatırlatmış olalım.

Bu tatil döneminde de ilkokul öğrencilerinden üniversitelilere ve hizmetin emektarlarına kadar, programlara katılan herkese hayırlı, feyizli ve istifadeli okumalar diliyoruz.

Bu okumaların, yeni hizmet hamlelerini netice verecek yansımalarında buluşmak niyazıyla.