“Yakın zamana kadar koyu bir AKP taraftarı olarak, Yeni Asya’nın yanlış yolda olduğunu düşünmüş ve Yeni Asya’yı eleştirmiştim. Ancak gelinen noktada dine-dindarlara yapılan haksızlık ve hukuksuzlukları gördükçe, Nur Ener kardeşimizin suçsuz yere tutuklanmasıyla anladım ki, siz hep istikamet üzereymişsiniz. Biz yanlış yola girmişiz. Hep doğruyu savunmuşsunuz. Ben ve benim gibiler olaylara at gözlüğüyle bakmışız, Yeni Asya resmin tamamını görmüş, doğru analiz etmiş. Sizi ve gazeteniz Yeni Asya’yı tebrik ediyor, çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum.
“Allah yardımcınız olsun.”
Bu mesaj, hakşinas ve insaflı bir yaklaşımın, sahibini getireceği noktayı çok net bir şekilde gösteriyor.
Ve yola çıktığı ilk günden bu yana “sağduyu ve vicdanın sesi” olarak medya alanında çok özel bir yer edinen Yeni Asya’nın her hal ve şartta hak, hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlüklerden yana olan duruşunun, eninde sonunda, insaf ve vicdan ehlini buluşturacak en sağlam adrese işaret ettiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Prensiplerini Risale-i Nur’daki Kur’anî esas ve ölçülerden alan bu duruş ve çizgiye duyulan ihtiyacın çok daha fazla arttığı bir süreçten geçiyoruz.
Farklı düşünce, mülâhaza ve hesaplarla, iyice ayyuka çıkan zulüm ve haksızlıklara seyirci kalan, dahası bahane ve gerekçeler uydurup gücün yanında yer almayı tercih edenlerden bazılarının, epey geç de olsa nisbeten “uyanıp” gidişatın farkına vardıktan ve bunu açığa vurmaya başladıktan sonra nasıl bir çırpıda harcandıklarının yeni ve son derece ibretli örneklerine şahit olduğumuz bir süreç bu.
Nicelerini savuran böylesine kaygan bir zeminde yerinde sapa sağlam durup, hak ve adalet ekseninde, dün ne diyorsa bugün de kararlılıkla onu söylemeye devam eden; “Mazlumun kimliği sorulmaz” diyerek haksızlıklara karşı durmayı ve kim olursa olsun, mağdurların yanında yer almayı sürdüren Yeni Asya bir kutup yıldızı gibi parlıyor; pusula ve deniz feneri gibi yol gösteriyor; güvenli bir liman ve sığınak gibi istinadgâh oluyor.
Şahs-ı manevînin, bu duruşa samimiyet ve kararlılıkla arka çıkan ve destek veren bütün isimsiz kahramanlarına tekrar teşekkürlerimizi sunuyor; “Allah tek tek hepinizden razı olsun” diyoruz.
***
Geçen hafta önce bu köşede duyurup daha sonra manşetimize taşıdığımız konuyu, cezaevlerinde Yeni Asya’ya uygulanan keyfî engellemeleri takibe devam ediyoruz.
Umarız, keyfîlik daha fazla devam etmez.
***
Geçen Perşembe cezaevinde, anne ve babalarının katılmasına müsaade edilmeden nikâhları kıyılan kardeşlerimiz Nur Ener’le Recep Kılınç’a tebriklerimizi buradan da iletiyor, özgür günlerde sonsuz mutluluklar diliyor, Nur’un fazlasıyla uzayan ve 62. gününe erişen haksız tutukluluğunun, duruşmaya çıkacağı 3 Mayıs Çarşamba günü artık son bulmasını bekliyoruz.