"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bediüzzaman çareyi Münazarat’ta anlatmış”

25 Ağustos 2015, Salı 14:00
Gazeteci yazar Mehmet Altan: “Eser, dönemin şartlarında demokrasinin, özgürlüklerin, toplumsal sorunlara nasıl çözüm üreteceğinin bugün de feyz alınabilecek bir örneğidir.”

Kürt sorunu ve bu meseleye çözüm arayışlarını konuştuğumuz Gazeteci, Yazar ve Akademisyen Mehmet Altan, her cenahtan insan için tek çarenin hilesiz, hurdasız, tavizsiz bir demokrasi olduğunu söyleyerek, reçetenin Bediüzzaman’ın Münazarat’ında olduğunu belirtti.

Çözümün Bediüzzaman tarafından daha önce ifade edildiğini söyleyen Altan, “İnsanların ortak paydası hukuktur ve hukuk vicdan ve adalettir. Herhangi bir inanca değil insanların yaşamındaki ortak payda üzerinden çözüm arandığı vakit bu ister istemez bir çözüme, demokratik hukuk devletine ulaştırır. Bunun daha evvel Said Nursî tarafından da ifade edilmiş olmasına rağmen, kişinin dininin ne olduğu önemli olmadan, ortak yaşamın etkin çözümünün bir din alimi tarafından, demokrasi dendiği vakit bu topraklarda da bu düşüncenin daha geniş yeşermiş olmasını umut ediyor insan. AKP’nin özellikle 2011’den sonraki üslubu muhafazakâr-demokrat terkibinin olabileceğine dair umutları ağır bir şekilde hırpaladı ve gündemden kaldırdı. Belki de yeniden müslüman toplumların demokratik olarak sorunlarını çözebileceğini, demokrasiden yana olabileceklerini, herkese eşit mesafede durmasını sağlayan bir demokratik hukuk devletinin olabileceğini söyleyen geçmiş kültürümüzdeki referans noktalarını hatırlatarak tazeleyebilir miyiz bilmiyorum. Referans noktalarından biri Said Nursî’dir, fakat düşünce ifade edilmiş olmasına rağmen bugün gelmiş olduğumuz nokta siyasal İslamda değil. Hoyrat, otoriter, tek adam iradesindeki bir açık büfeden rant paylamışımıdır. Muhafazakâr kesimlerin buna neden ‘dur’ demediğini araştırmak lazım” dedi.

“Cumhurbaşkanı sivil darbe yaparsa, toplum ne yapar?”

Tarafını belli eden bir Cumhurbaşkanının varlığı hakkındaki düşüncelerini sorduğumuz Mehmet Altan, “Bir Cumhurbaşkanı, Başbakan yahut siyasal iktidar açıkça suç işlerse, hırsızlık yaparsa, Anayasa’yı çiğnerse (sivil darbe yaparsa) askeri vesayete karşı çıkıyorum derken tek adam vesayetinin varlığına zemin hazırlarsa o toplum ne yapar? Said Nursî’nin demokratik çözüm paketinin öngördüğü bir geçmişe rağmen burada bir faşizan diktatörlüğü, yolsuzluklara, hırsızlıklara, yol açarak sürdürme arzusu nasıl gerçek bir müslümandan destek alabilir? Yetimin hakkını yedirmemek üzere hayata bakan bir vicdanın nasıl desteği arkasında durabilir? Bunu sorgulamak lazım” şeklinde konuştu.

“Türkiye, Cumhurbaşkanı’nın suç işleyebileceğini öngörmemiş”

Türkiye’nin herhangi bir yolsuzluk karşısında bir B planının olmadığına değinen Altan, sözlerini şöyle sürdürdü: “17-25 aralıkta bir yolsuzluk gün ışığında ortaya çıktı, daha sonra bir sivil darbe oldu ve şimdi derinleşerek devam ediyor. Türkiye buna karşı geçmişinde bir önlem almamış. Cumhurbaşkanlarının suç işleyebileceği yahut sivil iktidarın hırsızlık, siyasal yolsuzluk patlak verdiğinde sivil bir darbe yapacakları öngörülmemiş. Demokratik ülkelerde halkın temel hak ve özgürlüklerini kullanarak, yasamanın devletin çökmesine neden olacak böyle bir dehşet verici süreci, toplumsal olarak kamuoyunun demokratik duruşuyla engellenir. Türkiye’de bunu yeterince göremiyoruz. 7 Haziran’da çok büyük bir adım atıldı, dur denildi. Ama 7 Haziranı yok sayan, 6 Haziran’daki Türkiye’yi kendi kafasına göre devam ettirmek isteyen yasa dışı bir irade var ve Türkiye’nin başına büyük bir bela getirecektir. 7 Haziran’dan sonra siyasi malzeme olsun diye terör tüketildi. Işid hedef gösterilip Türkiye’nin bir kanlı ortama sürüklenmesinin fitili çekildi. Cumhurbaşkanı siyaset oyunlarında kendine oy hesapları yapıyor. Ölümler üstünden oyunun artıp artmamasına dair halk oylamasıyla siyaset oluşturmaya çalışıyor. Bunların hepsi yasa dışı hukuk dışı. Gencecik insanlarımızın ölmesiyle ortaya çıkan bir tablo oluşuyor. Siyasi hedeflere varmanın ağır faturalar getireceği görülüyor. Anamuhalefet demokratik hakkını kullanarak dur demeli.”

“Anayasayı çiğnediler”

7 Haziran öncesi çözüm süreci ile bugünkü durumu değerlendiren Altan, “Erdoğan, ikinci Başbakan gibi Anayasa’yı çiğneyerek AKP’ye oy toplamak için dolaştı. ‘400’ü verin işi tatlıya bağlayalım’ beyanlarına rağmen çoğunluğu kazanamadı. Anayasadışı tutumunu yeni bir oyun tertip ederek, bir ölçüde Türkiye’de anarşi ve teröre kan ve göz yaşına yönelik bir ortam oluşturup, bunu kullanmaya çalışarak başkanlık sistemine geri dönme planları yapıyor. Çünkü çözüm süreci faşizan başkanlık sisteminin aracı gibi kullanıldı” dedi. 

N. NUR ENER / İSTANBUL

Okunma Sayısı: 6503
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    25.8.2015 05:08:51

    Yetimin hakkı,yetim olmayanın hakkı ne olursa olsun HAK yemek bu zebanilerin tabii halleri oldu.RİSALEİ NUR lara ilişecek kadar den'ileşenlerden başka ne beklenir.Yıllar önce DİNİN SİYASETE ALET EDİLEMEYECEĞİNİ HAYKIRAN ehli hak hoca efendiler dahi bu yalan rüzgarlarında savrum savrum savruluyorlar.Va esefa va esefa.ALLAH YENİ ASYA ya muhalefet hastalığına yakalanan alillere şifalar ihsan eylesin.Hele hele şu haramilere destekleri ile nasıl bir suça ortak olduklarını idrak etseler işte o zaman hakikati bulacaklar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı