"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Uzmanlar uyardı: Öğle tatili 3 saat olsun

22 Haziran 2016, Çarşamba 13:23
Adana'daki Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Hakan Poyrazoğlu, Çukurova Bölgesi'nde sokakta çalışanlar için öğle tatilinin 3 saat olarak uygulanmasını istedi.

Kuzey Afrika'dan gelen sıcak havanın etkisi altına giren Çukurova illerinde sıcaklık rekoru kırılırken, uzmanlar peş peşe yaptıkları açıklamada sağlık sorunu bulananları uyarıyor. Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Poyrazoğlu da son günlerde hava sıcaklığının mevsim normallerinin çok üzerine çıktığını bu durumun da insanın vücut ısısını yükselterek aşırı sıvı kaybına yol açtığına dikkat çekti. Doç.Dr. Poyrazoğlu, olası sağlık sorunları nedeniyle özellikle dışarıda çalışanların öğle tatilinin Haziran- Ağustos ayları arasında 3 saat olmasını önerdi. Doç.Dr. Hakan Poyrazoğlu, aşırı sıcaklardan dolayı kişide oluşan sıvı kaybının sonrasında baş ağrısı, baş dönmesi, görme bozukluğu, bilinç kaybı, tansiyon düşmesi, bitkinlik, çarpıntı, halsizlik gibi çok geniş bulguların ortaya çıkabileceğini vurguladı. 

ÇOCUKLAR İÇİN DE DİKKAT

Kalp sağlığı açısından güneşe ve sıcağa maruz kalmayı çocuk ve erişkin olarak iki şekilde değerlendirebileceklerini anlatan Doç.Dr. Hakan Poyrazoğlu, şöyle dedi:

"Aşırı sıcaklarda kalp krizi, ani beyin ve hipertansiyon rahatsızlıkları en fazla korkulan hastalık gruplarının başında gelir. Çocuklarda da kalbin hızı sıvı kaybına bağlı olarak artabilir. Kalp fonksiyonu yetersiz olan hasta daha da kötüleşebilir."

Erişkinlerde de bu durumun aynı şekilde seyredebileceğini kaydeden Doç.Dr. Poyrazoğlu, "Kalp kroner damarlarında darlık varsa sıcağa maruz kalmayla kalp krizi riski olasılığı normalden çok daha fazladır. Sıcak kalp krizini direk tetikleyebilir, kalp kapağı hastalığı varsa nefes darlığı, bayılma ve yine kalp krizi gibi bir takım olumsuz vakalar ortaya çıkabilir" diye uyarıda bulundu.

‘SICAĞIN ŞİDDETİ, CEHENNEMİN HARARETİNDENDİR' 

Ahiret âlemine ait menziller bu dünyevî gözümüzle görülmez.

Fakat, bazı rivâyâtın işârâtıyla, âhiretteki Cehennem bu dünyamızla münasebettardır. Yazın şiddet-i hararetine “Cehennem hararetindendir” [Buharî, 1:142, 162] denilmiştir.

Demek, bu dünyevî, küçücük ve sönük akıl gözüyle o büyük Cehennem görülmez. Fakat ism-i Hakîmin nuruyla bakabiliriz. Şöyle ki:

Arzın medar-ı senevîsi altında bulunan Cehennem-i Kübrâ, yerin merkezindeki Cehennem-i Suğrayı güya tevkil ederek bazı vezâifini gördürmüş. Kadîr-i Zülcelâlin mülkü pek çok geniştir; hikmet-i İlâhiye nereyi göstermişse Cehennem-i Kübrâ oraya yerleşir. Evet, bir Kadîr-i Zülcelâl ve emr-i Kün feye kûn’e (“Ol der; o da oluverir” - Yasin:82.) mâlik bir Hakîm-i Zülkemal, gözümüzün önünde, kemâl-i hikmet ve intizamla kameri arza bağlamış; azamet-i kudret ve intizamla arzı güneşe raptetmiş; ve güneşi, seyyârâtıyla beraber, arzın sürat-i seneviyesine yakın bir süratle ve haşmet-i rububiyetiyle, bir ihtimale göre şemsü’ş-şümus tarafına bir hareket vermiş; ve donanma elektrik lâmbaları gibi yıldızları saltanat-ı rububiyetine nuranî şahitler yapmış, onunla saltanat-ı rububiyetini ve azamet-i kudretini göstermiş bir Zât-ı Zülcelâlin kemâl-i hikmetinden ve azamet-i kudretinden ve saltanat-ı rububiyetinden uzak değildir ki, Cehennem-i Kübrâyı elektrik lâmbalarının fabrikasının kazanı hükmüne getirip âhirete bakan semânın yıldızlarını onunla iş’âl etsin, hararet ve kuvvet versin. Yani, âlem-i nur olan Cennetten yıldızlara nur verip, Cehennemden nar ve hararet göndersin; aynı halde, o Cehennemin bir kısmını ehl-i azâba mesken ve mahbes yapsın.

Hem bir Fâtır-ı Hakîm ki, dağ gibi koca bir ağacı, tırnak gibi bir çekirdekte saklar. Elbette, o Zât-ı Zülcelâlin kudret ve hikmetinden uzak değildir ki, küre-i arzın kalbindeki Cehennem-i Suğrâ çekirdeğinde Cehennem-i Kübrâyı saklasın.

Elhasıl: Cennet ve Cehennem, şecere-i hilkatten ebed tarafına uzanıp eğilerek giden bir dalın iki meyvesidir. Meyvenin yeri ise, dalın müntehâsındadır.

Hem şu silsile-i kâinatın iki neticesidir. Neticelerin mahalleri, silsilenin iki tarafındadır. Süflîsi, sakîli aşağı tarafında; nuranîsi, ulvîsi yukarı tarafındadır.

Hem şu seyl-i şuûnâtın ve mahsulât-ı mâneviye-i arziyenin iki mahzenidir. Mahzenin mekânı ise, mahsulâtın nev’îne göre, fenası altında, iyisi üstündedir.

Hem ebede karşı cereyan eden ve dalgalanan mevcudat-ı seyyâlenin iki havuzudur. Havuzun yeri ise, seylin durduğu ve tecemmu ettiği yerdedir. Yani, habîsâtı ve müzahrefâtı esfelde, tayyibâtı ve sâfiyâtı âlâdadır.

Hem lütuf ve kahrın, rahmet ve azametin iki tecellîgâhıdır. Tecelligâhın yeri ise her yerde olabilir. Rahmân-ı Zülcemal ve Kahhâr-ı Zülcelâl nerede isterse tecellîgâhını açar.

Amma Cennet ve Cehennemin vücutları ise, Onuncu ve Yirmi Sekizinci ve Yirmi Dokuzuncu Sözlerde gayet kat’î bir surette ispat edilmiştir. Şurada yalnız bu kadar deriz ki: Meyvenin vücudu dal kadar ve neticenin silsile kadar ve mahzenin mahsulât kadar ve havuzun ırmak kadar ve tecelligâhın, rahmet ve kahrın vücutları kadar kat’î ve yakindir.

Mektûbât, s. 15-16

LÛ­GAT­ÇE:

Cehennem-i Kübrâ: Büyük cehennem.
Cehennem-i Suğrâ: Küçük cehennem.
haşmet-i rububiyet: Rabliğin, idare ve terbiye ediciliğin haşmeti, heybeti, büyüklüğü.
iş’âl: yakma.
küre-i arz: Dünya.
medar-ı senevî: Dünyanın güneş etrafında dönerken çizdiği farazî daire.
menzil: oda.
nâr: ateş.

Risale-i Nur gözüyle Cehennem

http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-demirdogmez/risale-i-nur-gozuyle-cehennem_349954

Cehennem azabında tecelli eden adalet

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/cehennem-azabinda-tecelli-eden-adalet_373326

DHA

Okunma Sayısı: 997
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı