Okumak bize de nasip oldu. Tebrik bâbında ve israf-ı kelâm etmeden birkaç söz söylemeyi arzu ettim.
Yaşanması kadar Risale-i Nur mesleğine yakışır bir şekilde anlatılması, bunu yaparken de doğru bir üslupla aktarılması gereken zor bir konu bu.

Saadet-i dareyne kavuşturacak bir yoldur Risale-i Nur mesleği. Böyle bir cadde-i kübrada giderken aşılması güç ve bedeller isteyen engeller çıkabilir bu yolun yolcularının önüne. Hatta neredeyse çıkması kaçınılmaz.
Bu meslekte, Aziz Üstad’ın ölçüleri ile yaşayabilmek ise ayrı bir meziyet, ayrı bir fazilet. Âhirzamanın keşmekeşinde, fitne ve fesadın gövdenin içine kadar girip her an ayrı bir sızı ile kendini hissettirdiği böyle bir zamanda hakikaten zordur bu mesleği doğru anlamak, lâyıkıyla yaşamak. Gelip geçici rüzgârlara kapılmamak. Çizgiyi ve ölçüyü şaşırmamak...

Nur talebeleri müteyakkız ve mütecessistirler şüphesiz. Her sözün kalbe girmesine fırsat vermezler. Ancak doğru ile yanlış arasındaki çizgi soğan zarından ince bu zamanda. Bilhassa Risale-i Nur’u yeni yeni tanımaya başlayan nesil için bu durum çok daha hassas. 

Bu mesleği ve bu mesleğin ölçülerini, bu mesleğe hayatlarını vakfetmiş, sadece iyi günlerde değil zor günlerde de elini taşın altına koymuş, sefası ile yetinmemiş cefasına da göğüs germiş insanlardan dinlemek, okumak hayatî bir önem arz eder. 

Yazının başlığının “Risale-i Nur Mesleği ve Ölçüleri” olması bilinçli bir tercih. Çünkü yazar Sami Cebeci sadece bu mesleğin ölçüleri ile yetinmemiş, temel ölçüleri irdelerken Risale-i Nur mesleğinin ne olduğunu ve ne olmadığını da gayet veciz bir şekilde göstermiş.

Şimdi biraz kitaba nazar edelim:

Kitabı okumaya “Zübeyrî Çizgi”yle başlıyoruz. Üstad Bediüzzaman’ın “Kâinata değişmem” dediği, hayatı boyunca Risale-i Nur hizmetinin inkişafı için bir an bile Üstadının gösterdiği çizgiden şaşmamış, sebatla ve sadakatle çalışmış talebesinin çizgisiyle… Yeni Asya Gazetesi ve Neşriyatı olarak bütün gücümüz ve gayretimizle devamına çalıştığımız çizgiyle… Hakikatte Üstad’ın çizgisiyle. Bediüzzaman’ın hayat devrelerini, manevi şahsiyetini ve bu şahsiyetin karşısında tamir ettiklerini var güçleri ile tahrip etmeye çalışan tahripçileri, bu tahripçilere Üstadın ve talebelerinin nasıl yaklaştığını kendimize ölçü almaya çalışarak okuyoruz. Kemiyet-keyfiyet dengesinin ne ve nasıl olduğu, neden olması gerektiği, bunca zaman mücadelesini verdiğimiz, Asr-ı Saadetin fazileti, Peygamber Efendimiz’in (asm) sünneti, ‘doğru kararlar alabilmenin en birinci şartıdır, sahip çıkmak gerek’ dediğimiz meşveret ve meşverete dayalı cemaatle devam ediyoruz okumaya.
Kitabın ikinci bölümünde ise, geçmişte de bugün de kafasını karıştırmadığı insanın kalmadığı ve hakikaten de sağlam ölçüler olmadığı zaman çoğumuzun farkına varmadan yanlış yollara girebileceği “din-siyaset ilişkisi” ve bir Nur talebesinin bu konuya bakış açısının nasıl olması gerektiği, müsbet hareket metodu ve sosyal olaylar karşısında bir Nur talebesinin ve hakikatte aklı başında herkesin müsbet hareket prensibini elden bırakmadan bu olaylara nasıl yaklaşması gerektiği, ırkçılık ve Üstad’ın ırkçılığa nasıl baktığı Risale-i Nur’un, Üstad’ın, talebelerinin ve zamanın yaşattığı tecrübelerin verdiği derslerin ışığında gayet veciz ve güzel bir dille anlatılmış. 

İnsanlığın nasıl dar bir geçitten kan revan içinde kalarak ve her adımda canından can vererek geçtiğini hepimiz görüyor, kimimiz belki de elemini yaşıyoruz. Toplumların da nihayet fertlerden oluştuğunu ve fertlerin istikameti doğru olmadığı sürece toplumların istikametinin doğru olamayacağını, fert ve toplum bazında sağlam ölçülerimize/değerlerimize sahip çıkmadığımız sürece tarifi ve tamiri imkânsız nice yanlışlara düşeceğimizi anlamak için daha ne kadar zamanın geçmesi, kaç insanın daha hayatını kaybetmesi gerek?
Bu kitap hem ferdin ve hem de toplumun saadetini temin edecek olan Risale-i Nur mesleğinin ve bu mesleğin ölçülerinin neler olduğunu bir kez daha hepimize hatırlatan bir kitap. Tebrike ve takdire şayan bu güzel ve hayırlı hizmeti için Sami Cebeci ağabeye ve bu kitabı istifademize sunan Yeni Asya Neşriyat’a hem çok teşekkür, hem de hizmetlerinde muvaffakiyet duası ederiz.