"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sosyolojik güvenlik paketi ve Risale-i Nur (1)

Yusuf ÇAĞLAYAN
19 Aralık 2014, Cuma
Türkiye, ağır iç ve dış güvenlik krizleri ile karşı karşıya geldiği bir süreçten geçiyor.

Bu krizler, çözüm arayışlarını da yoğunlaştırmış bulunuyor. Bu konudaki son gelişmeleri şöyle özetleyebiliriz: İdarî ve hukukî boyutta acil ve kısa vadeli olarak bir güvenlik paketi meclisten geçirilmiştir. Diğer iki gelişme ise, güvenlik sorunlarının bireysel, toplumsal ve uluslar arası sebeplerini araştırmak ve bu konuda problem tanımlaması yaparak çözümler üretecek yeni kurumsal yapılanmaların gündeme gelmesi ve mevcut güvenlik kurumlarının aynı doğrultudaki çalışmaları… Bu çerçevede, genel güvenlik stratejileri geliştirmek üzere, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde “Güvenlik Politikaları Başkanlığı” kurulması ve Polis akademisi bünyesinde faaliyet gösteren Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezinin (UTSAM), 5-7 Aralık 2014 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirdiği “Bölgesel Gelişmeler ve Güvenlik” temalı uluslar arası sempozyum. Özellikle sempozyumda, güvenlik konularının çok boyutlu ve disiplinler arası bir boyuttan tartışılması. (Star/Açık Görüş, Utsam Bşk. Dr. Mehmet Özkan, Güvenlik sektöründe reform ihtiyacı)

Bir önceki yazımızda Türkiye’nin güvenlik paketi Risale-i Nur’dur demiştik. Bu mücerret bir hüküm cümlesi değildir. Risale-i Nur ile az meşgul olanlar, Risale-i Nur’un temel kavramları arasında, “hayat-ı içtimaiye”, “emniyet-i umumiye”, “asayişi muhafaza”, “anarşi” ve “istibdat” gibi kavramların sıkça yer aldığını görecektir. Kur’ân’ın iman hakikatlerinin ferde ve topluma dolayısıyla fert ve toplum hayatına bakan veçhesini, disiplinler arası bir perspektif ile ortaya koyan Risale-i Nur, Türkiye’nin manevî ve sosyolojik  güvenlik paketidir. 

Ankara Emniyet Müdürlüğü binasının cephesinde şöyle bir güvenlik sloganı vardır: “Her insanın polisi, kendi vicdanıdır.” Bu cümlede, vicdan ile güvenlik ilişkisi net bir biçimde ifade edilmiştir. Yani, asıl çözüm modeli, her insanın içine manevî bir yasakçı koymak, her insanın vicdanını o insanın polisi yapmaktır. Risale-i Nur’un, “vicdanın ziyası ulum-u diniyedir” tesbitinin birçok veçhesinden biri budur. Din ilimlerinin temeli ise marifetullahtır; tahkiki imandır. İman krizi yaşayan bir insan mükellefiyet krizi yaşar. Mükellefiyet krizi yaşayan bir insan, vicdan krizi yaşar. Vicdan krizi yaşayan bir insan, ahlâk, fazilet ve dürüstlük krizi yaşar. Ahlak, fazilet ve dürüstlükten boş kalan ruhları, nöbette olan heva ve heves tahakkümü altına alır ve çıkar ve haz odaklı nefisperest bir insan yapar. Bu kişilik modeli, topluma barış ve dayanışma, asayiş ve emniyet verecek davranışlar itibariyle problematik bir modeldir. Toplumun bu tip bireylerle şekil ve kalıba dökülmesi, o toplumu çıkarlarına ve hazlarına odaklanmış bireylerin münferit ve örgütlü çatışmalarının zemini haline getirir. Dolayısıyla, güvenlik problemi, insanın varoluşa dair hakikat anlayışından başlayarak, ferdi planda ontoloji, epistemoloji, psikoloji, felsefe ve ahlâk gibi disiplinlerin; toplum planında ise sosyoloji, eğitim gibi sosyal bilim disiplinlerinin ve hatta pozitif bilim disiplinlerinin doğrudan veya dolaylı konusu olarak ortaya çıkmaktadır. Yani güvenlik, disiplinler arası bir yaklaşımla çözümlenecek bir problemdir. 

Bireylerin veya toplulukların can, mal ve namuslarının toplum çapında güvenceye kavuşturulması, devletin güvenlik yapılanmasını ve güvenliği bozan bireysel ve örgütlü suçları öncelikle önleyici, ikinci planda da faillerini yakalayarak cezalandırıcı kurumları ve bu kurumların idarî teşkilâtlanmasını ve yetkilerini düzenleyici tasarruflarını meşrû kılar. Dolayısıyla da, ülkemizde güvenlik ihtiyacına paralel olarak değişik dönemlerde güvenlik kurumlarının ve mevzuatının sürekli güncellenmesi ve modernize edilmesi tabiî bir hükümet tasarrufudur. Bu sebeple, hükümetlerin güvenlik ihtiyacını karşılama, vatandaşın can, mal ve namus güvenliğini sağlamanın öncelik kazandığı ve özgürlüğüne ağır bastığı durumlarda, salt özgürlüklerin kısıtlandığı noktasından itirazlarda bulunmak, güvenlik ihtiyacını göz ardı etmek sağlıklı bir yaklaşım değildir. Bu sebeple, güvenlik paketlerine itirazımız, girişte sözünü ettiğimiz disiplinler arası bir yaklaşımdan uzak, klâsik güvenlikçi yaklaşımlaradır. 

Günümüzde iç ve dış güvenliği tehdit eden çok karmaşık ve dinamik olaylar yaşanmaktadır. Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar da, Türkiye’ye özgü güvenlik sorunlarına paralel olarak özel mücadele ve daha kapsamlı çözüm modellerini gündeme getirmektedir. Artık klâsik güvenlikçi yaklaşımın çözüm olmayacağı; bilâkis yaşanan güvenlik krizinin bu anlayışın yol açtığı bir durum olduğu giderek netleşmeye başlamıştır. 

Güvenlik krizinin bugünkü boyutlarını, Kürt sorunu itibariyle bundan yüz yıl; ahlâkî kriz itibariyle de elli yılı aşan bir süre öncesinden öngören Bediüzzaman, krizin vahametini ve çözümünü şu sözleri ile dile getirmiştir: “Eğer şimdi, eski zaman gibi kahramancasına Kur’ân’a ve hakaik-i imana sahib çıkmazsanız ve doğrudan doğruya hakaik-i Kur’âniye ve imaniyeyi tervice çalışmazsanız, size kat’iyyen haber veriyorum ve kat’î hüccetlerle isbat ederim ki; âlem-i İslâmın muhabbet ve uhuvveti yerine, dehşetli bir nefret ve kahraman kardeşi ve kumandanı olan Türk milletine bir adavet ve şimdi âlem-i İslâmı mahva çalışan küfr-ü mutlak altındaki anarşiliğe mağlûb olup, âlem-i İslâmın kal’ası ve şanlı ordusu olan bu Türk milletinin parça parça olmasına ve şark-ı şimalîden çıkan dehşetli ejderhanın (Marksist ve Leninist bölücü örgütün) istilâ etmesine sebebiyet vereceksiniz.” (Tarihçe-i Hayat, s. 506)

Okunma Sayısı: 1601
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı