Siyaseti bilmekle siyaset yapmak arasındaki ince ayrımın adıdır Yeni Asya. Haberleri okur, analiz eder, Risale-i Nur perspektifinden süzer ve okuruna öyle yansıtır.
Manşetini meşveretle atar, kararlarını meşveretle alır. Siyaset yapmaz, ama siyaseti bilir. O yüzden isabet eder, ikazları bir bir çıkar. Ülkenin 47 yılının, yani yarım yüzyılının canlı şahididir. Pek çok darbeyi, muhtırayı, post modern darbeyi geçirmiş, hizmetlerine ara vermemiştir. Pek çok cemaatin, tarikatın faaliyetlerine ara verdiği devrelerde bile, Yeni Asya deruhte ettiği Risale-i Nur hizmeti vazifesine ara vermemiş, kararlılıkla yoluna devam etmiştir. İçte ve dışta pek çok hadise görmüş, yaşamış ve neticelerine de katlanmıştır. Her zaman demokrasinin yanında olmuş, darbe ve dikta rejimlerine karşı çıkmıştır. Yaşı en azından elliyi, altmışı aşmış olanlar, beni daha iyi anlayacak, bana hak verecektir.
O yüzden olsa gerek, aynı senaryoların isimlerinin, kurumlarının değiştirilerek oynanmasını görüyor ve sezebiliyor. Çünkü bu oyunlar yıllar önce ona da oynandı. Kendi can ciğer kardeşlerinden, Üstad’ın talebelerinden ayrı düşmek zorunda kaldı. Aynı yerde beraber omuz omuza çalıştığı arkadaşlarının ihanetini gördü. Sebep hep siyaset gösterildi, Yeni Asya çok siyasete bulaşıyor o yüzden dendi, bizi siyaset ayırdı diye bilindi. Ama aslında gerçek sebep o değildi. Gizli münafık zındıklar bir gölge olup içimize, dâvâmıza, uhuvvetimize karalıklarını, karanlıklarını bulaştırdılar ve kaybolan, dağılan tesbih tanelerine dönen Nur Talebelerinin etkinliğini kırdılar.
Bundan dolayı Yeni Asya siyaset yapmıyor, ama siyaseti biliyor, bir sonraki hamleyi tahmin ediyor, zararlarına dikkat çektiği olaylar bir bir gerçekleşiyor. Siyaset yapmak, kuvvet ve güç toplayarak devleti ele geçirmek, iktidara, yönetime talip olmak, hâkim olmak, hadiselere muktedir olmak ve onları yönetmek anlamına geliyor. Ama Yeni Asya’nın hiç böyle siyasî hesapları olmamış, siyasî ikbali peşinde koşmamış. Desteklediği Demokrat-Ahrar çizgisini de Üstadından aldığı derse binaen desteklemiş.
Her zaman ve zeminde demokrasiyi savunmuş, hürriyetçi-parlamenter sistemin gereklerini anlatmış, sivil anayasanın yapılması için uğraşmış. Hürriyeti sadece kendisi dara düşünce değil, bütün insanlar için, baskıcı rejimlerden zarardide olan herkes için istemiş. Benim cemaatime, grubuma dokunmayan dikta, bin yıl yaşasın dememiş, kim zulme uğramışsa ona Hak namına sahip çıkmış, mazlûmun yanında, zalimin karşısında olmuş.
Ülkemizin uğradığı müessif darbe girişiminden sonra Yeni Asya’nın 47 yıllık duruşunu hiçe sayarak Yeni Asya’yı diktanın yanında göstermeye çalışanlar, yakın tarihi azıcık eşeleseler, altından bugünkü demokrasi seviyemize cesur katkılarının binler örneklerini bulacaklardır. Her zaman sağduyuya, serinkanlılığa, orta yola çağıran bu ses, yine aynı mücadelesine devam edecektir.
Rabbim sesini, sözünü yükseltsin.
Yeni Asya nerede diyenler… İşte Yeni Asya burada, 47 yıldır ilk başladığı yerde. Peki, siz neredesiniz?