"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kelime: İki ucu keskin bıçak

Yusuf Selim
27 Ağustos 2017, Pazar
‘Kelime’, ehlince malûm olduğu üzere, analitik yapısı ile ‘yarala(n)ma’ anlamından iştikak etmiş bir sözcük. Kaleme kalem denilmesinin bir sebebi de kalemtıraşla yontuluyor olması..

Cerrahın elindeki bıçak da öyle. Bu yönüyle üzerinde ciddi düşünülmesi gereken bir yapı. Hani öyle cevfel kalem kullanılamayacak kadar hassas ve bir o kadar da önemli.

Aynı kökten Arapça ‘el-kelmu’ da, duyu ve görme hasselerinden biriyle idrak edilen (güçlü) ‘tesir’ anlamında kullanılmış.

Kuyumcu hassasiyetiyle seçilmiş her lâfzı ile ayrı bir mesaj yüklenen mu’ciz kelâm Kur’ân’da, ‘kelime’ ne gariptir ki, hem isim, hem de fiil yapısıyla tek başına yetmiş beş kez tekrar edilmiş. Dikkatler üzerine çekilmek istenmiş adeta.

Evet, günlük yaşantımızda kullandığımız manasının çok daha ötesinde derin bir anlamı var ‘kelime’nin. Onun içindir ki terimler lügat aslıyla yoğrulmalı, uğradığı limanlardaki kazanımlarıyla değerlendirilmeli.

Evet, ‘kelime’ cerrahın elindeki neşter misali hastayı tedavi ederken en ufak bir hata ile onu canından edebilecek kadar da tehlikeli.

Bundandır ki iki ucu keskin bıçak.

Sevindiren, mutlu kılan, gönüllere köprüler kuran yapısının yanında, inciten, acıtan, yakıp yıkan, tahrip eden bir özelliğe sahip.

Yine bundandır ki her bir harfi on sevaba  tekâbül eden Kur’ân, kelimeleriyle idealize edilirken, ‘ma yelfizu min kavlin’(insan her ne söz söylerse muhakkak onun yanıbaşında bir gözcü bulunur. (Kaf Sûresi, 18) tenbihiyle başına ‘kiramen’ (şerefli yazıcılar) dikilecek kadar da hassas olunması ihtar edilmiş..

Yunus’ça:

Keleci bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz, 

Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz.

Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı, 

Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz. 

denilerek sözün bin defa düşünülüp belki bir defa söylenilmesi, aksi takdirde nice sözlerin başa dert, nicelerinin taç olduğu ve sahibini vezir veya rezil edeceğine dikkat çekilmiş.

Evet, kelime, bazen billûr taneleri gibi gönül ikliminden süzüm süzüm süzülen gelin misali, şirin dillere şekerler dizilip ruhlara şifayâb iken, dikkat edilmeksizin dökülen parçalarıyla tenafüre kapı aralayan ve belki de saf zihinleri idlâl edici olabilecek kadar tehlike arz edebilmekte. Beyazıt’ça harp düzenine soyunmuş olabilmekte dizelerde. Onun içindir ki belâgata me‘haz olmuş, sözü muhataba ulaştırmada iletişimin en etkin üç unsurundan biri halini almış.

Onun içindir ki, kalbi olduğuna inanmışımdır kelimelerin. Hani cana can katan, ruhun dizginlerini ayakta tutan. Somut suveriliğinden soyut gerçekliği olan…

Bu özelliğiyle tek başına, ama tek başına nice müşkillerin halline yetebilecek güçte olduğuna inanırım bir tek kelimenin. 

Yani, incitmemeli seçilen kelime derken, incinmemeli de demek isterim.

Cana can katarken bir kelime, candan can almamalı demek isterim.

Sahip olduğu meânisiyle deryalar misal zenginliğine rağmen tek bir anlama yüklenmemeli, esir alınmamalı kelime derim.

Onun içindir ki, az konuşmalı insan derim, öz konuşmalı. Ama her hali ve manası ile konuşur olmalı.

Okunma Sayısı: 7176
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Çetin

    27.8.2017 21:05:21

    Engin manaları davet eden güzel bir yazı. Tebrikler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı