"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İhlâs imtihanına tarihten bir pencere: Halid bin Velid kıssası

Zeynep ÇAKIR
05 Şubat 2016, Cuma
“Ben, Halid’i bir öfkesinden, ya da ihanetinden dolayı azletmedim. Fakat insanlar onu o kadar büyüttüler ki, Allah’ı bırakıp ona tevekkül edeceklerinden korktum. Ben onlara, bütün bu başarıların Allah’tan geldiğini bilmelerini istediğim için böyle hareket ettim.”

Bu sözleri söyleyen kim? Hz. Ömer... Söz ettiği şecaatli, vakur, kahraman sahabe ise Halid bin Velid. Hudeybiye Antlaşması sonrası İslâmla şereflenmiş... Halid bin Velid; Hz. Peygamber (asm) tarafından Allah’ın kılıcı diye tavsif edilen, İslâmın en dirayetli gözüpek, mücahid komutanlarından biri.

1- Bizans’la yapılan ilk savaş olan Mute’de, Ashabın istişaresiyle ordu kumandanlığına getirilen ve dağılan İslâm ordularını toparlayan kumandan... Zaten ‘Seyfullah’ övgüsüne bu başarısıyla nail olmuş....

2- Mekke’nin fethinde bulunmuş, fetih sonrası İslâm ordusunun Huneyn dar geçitinde uğradığı baskın onun muazzam sevk ve iradesiyle aşılmış... Bu savaşta ağır yaralanmış... Resulullahın (asm) mübarek elinin şifası ve duâsıyla sıhhat bulmuş,

3- Şirkin en büyük simgelerinden olan Uzza putunun kırıcısı yine o, görevlendiren ise Hz. Peygamber Efendimiz (asm)...

4- Taif kuşatmasında yine ordu komutanı, civardaki Hıristiyan birliklerle kılıçla savaşan o... Necran bölgesi Hıristiyanlarına İslâma dâvet çağrısında; 3 gün müddetle İslâmı anlatıp Müslüman olmalarına vesile olan da yine o... Kılıç ve kalemle cihadın yer ve makama göre uygulanması düsturunun hikmetli bir misali olarak tarih sayfalarında yer alan aynı döneme ait bu vazifeleri...

5- Hz. Ebubekir Devrinde; yalancı peygamberler vak’alarının bastırılmasında da o görevlendirilmiş...

Müseylümetü’l- Kezzab’ı mahv u perişan edip öldürtmesi ise dine musallat olan kizb gibi büyük bir fitne ve ifsadın geri püskürtülmesi demek olduğundan çok büyük bir ehemmiyeti haiz. Devrin iki süper gücü Sasani İran ve Bizans üzerine seferlerde bulunan, Ecnadeyn ve Yermük savaşlarıyla Şam, Humus başta olmak üzere Suriye’yi İslâm topraklarına katan da o...

Ama gelin görün ki Hz. Ömer, hilâfete geçtikten bir müddet sonra onu görevden alıp yerine Ebu Ubeyde bin Cerrah’ı tayin ediyor. Hiçbir insan kusurdan azade olamayacağı gibi Hz. Halid’in de başına buyruk hareketleri, ordu mensuplarının istihkaklarını fazla vererek orduya ayrı bir güç izafe etmesi şikâyet ve soruşturma sebebi oluyor... Hz. Ömer, ‘Bu kadar bol parayı Müslümanların malından, yani ordu tahsisatından verdi ise Müslümanlara hıyanet etmiştir. Kendi şahsî payından vermiş ise israf etmiştir’ diyerek tepkisini ortaya koyuyor.

Ordu lehine bu imtiyazına rağmen hesabında hiçbir açık ortaya çıkmıyor. 

Fakat asıl mesele halkta oluşan bir kanaatin izalesi: Halid’in girdiği savaşlardan mağlûp çıkılmaz, o olmasa zafer kazanılamaz. Böyle bir kuvvetli inanç yerleşiyor. Bir şahıs önceleme yanlışına meyil başlıyor. Şahısçılığın bir cemaatin faziletini bir kişiye yükleme hastalığının emarelerini adalet kılıcıyla ve bir azletme kararıyla vaktinde kesiyor adaletli halife...

Yerine Ebu Ubeyde bin Cerrah gibi Sa’d ibni Ebi Vakkas gibi dirayetli komutanları getiriyor, zafer ve muvaffakiyeti Cenâb-ı Hak onların vesilesiyle nasip ve müyesser ediyor! İran, Irak, Kudüs fetihleri böyle gerçekleşiyor!

Halid nerede mi? Tabiî ki yine cihad meydanlarında. Ebu Ubeyde komutasındaki ordu saflarında komutana tabi vazifesini ifa ediyor... Ne bir gücenme ne bir kenara çekilme, ne “Bu bana yapılır mı?” küsmeleri, ne bir “Acaba halife bana şahsî bir garez mi besledi?” düşünceleri. Ve ne de “Onların ne üstünlüğü vardı da onları bana tercih etti ki?” diye arkadaşlarından bir soğuma... Haşa ve kella sahabe ahlâkı bu işte... Hepsinin gönlünde, dilinde, fiilerinde Allah rızasına nail olmanın ve İslâmın yüceltilmesinin meşalesi yanıyor.

‘İhlâs ne demektir nasıl olmalıdır’ın buyurun işte size tarihi ve ibretli bir vesikası...

Vazifeli şahısları yüceltmenin, onlarsız kervan yürümeyeceği inancının, ya da önde olanlarda hep bir kusur arama zaafiyetinin, tenkidin, dışlamanın, biz bilirizciliğin, keyfiliğin ve şahsî mülâhazalarla samimî olan çok kimseyi de makam ve mevkide gözü var şeklinde ittihamlarla safdışı edici hastalıklı tutumların izalesine bir katkı olsun niyetiyle gelsin!

Tevekkül düsturuna gelecek bir zararın tamiri için bir cengâverden vazgeçen Hz. Ömer adaleti, makam mevki feragatinin vazifeye sekte vuramayacağını hayatıyla bize gösteren Hz. Halid’in halisane tavrı tarihten bugüne bizler için ders olsun. Allah onlardan ve cümle Sahabe-i Kiram’dan razı olsun. Nefsimizle mücahadede yol haritamız olan “İhlâs Risalesi”nin bütün düsturları; Sahabe mesleği olan bu duruşa erişmekte mededgâhımız olsun...

Okunma Sayısı: 10262
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zeynep

    18.4.2020 11:43:21

    Selamünaleyküm,Halid Bin Velid radiyallahuanh için “başına buyruk” ifadesi beni kırdı

  • Mikail Yaprak

    5.2.2016 22:18:33

    BU KISSADAN HİSSEMİZ: Hizmette hasbelkader vennasip önde görünenleri ne kasten yıpratmak, ne de "onlar olmazsa olmaz" zannına kapılmak. Ve ne de onların "olmazsam olmaz" zannına kapılmaları. Bizim de Hazret-i Ömer'imiz haklı şûralar olsun: Böyle zanlara geçit vermesin. Bu hasbî ve hâlisane hakikat dersini işleyen Zeynep ablamızdan ve evlâd-ı iyalinden Cenab-ı Hak ebeden razı olsun.

  • Garib Doğu

    5.2.2016 13:09:46

    Hakikatan Hz. Halid'in görevden azledilmesi ibret verici bir tarihi hadisedir.Bundan alınacak büyük dersler var.İşin ehli ve başarının zirvesinde iken görevden alınması basit bir iş değil.Sahabeler arasında büyük bir infiala sebep olabilirdi.Böyle dirayetli bir harb dahisinin görevden alınması ne kadar büyük bir cesaret işi ise, en küçük bir itiraz etmeden,tereddütsüz bu emre uyup,itaat etmek te o kadar büyük bir fedakârlık ve ihlas işidir. Cenab-ı Hakka ait netice ve başarı Hz.Halid'e verildiği,Hz. Halid olmadan muzaffer olunamayacağı düşüncesi müslümanlar arasında kuvvet bulmuş,işte bu imajı,bu düşünceyi yıkmak için Hz. Ömer(R.A.) Hz. Halid'i (R.A.)görevden alıyor ve Hz. Halid(R.A.) olmadan da harbin kazanabileceğini ispat etmiş.Hem Hz. Halid ve hem de ümmet böylece büyük bir vartadan kurtarılmış oluyor.Ayrıca Hakperesliğin şaheser tarihi misalini de bütün dünyaya göstermiş oluyor.Kişilere olağanüstü başarı atfedenlerin kulakları çınlasın...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı