"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yüreğinin resmini çek

Zeynep Sare
01 Nisan 2018, Pazar
“Yazı, acelesi olmayan düşüncelerin ebedîleşme gayreti... Öyle güçlü bir araç ki bir gün elbet yerini, adresini bulacak bir mektup.”

Ne kadar manidar bir kelâm-ı kibar değil mi? Bir cümleyle özetleyivermiş niçin yazdığını, niçin yazılması gerektiğini... Ellerin kalem tutmaya hep devam etsin ey kutlu yürek! 

Hakikaten yazılarımız ebediyetlere taşınıyor, tıpkı sözlerimiz gibi.. Ne kadar uzun, ne kadar mukaddes bir yolculuğa çıkıyor. Bizden önce varıyor varmak istediğimiz menzile. Demek ki rastgele atmamak, fırlatmamak gerek hedefsiz oklar misali... Yağmur olup damlamak lâzım yürekleri delmeden, incitmeden nazeninleri...

“Hz. Muaz (ra) anlatıyor: Ben, “Ey Allah’ın Resulü! Biz konuştuklarımızdan da sorguya çekilecek miyiz?” dediğimde, “Muaz! Annen hasretine yansın, insanları yüzüstü Cehenneme atan dillerinin biçtiğinden başka bir şey midir?” diye buyurdu.”

Demek ki sözlerimiz ebediyete taşınıyor, yazdıklarımız da öyle. Ne kadar güzel bir şey insanın yazdıklarının insanların gönüllerinde makes bulması ve heybemizde ahirete taşıdığımız bir azık olması... Demek ki söyleyip yazdıklarımızla hem bu dünyada insanlara kût olsun diliyoruz, hem de ahiret için kendi kûtumuzu tedarik etmiş oluyoruz. 

Meğer boşuna değilmiş söyleyip yazdıklarımızın inci ve mercanlardan daha pahalı bir mücevher olması. 

Aldığımız da çok değerli, verdiğimiz de...

Fotoğraf çekilir insanlar. Yüzlerini, bedenlerini yani dış görüntülerini sabitlerler o anda. Artık o saniye senin ebedîleşmiş bir resmin olmuştur. Ne çok özeniriz değil mi güzel görünelim, hem kendimiz güzelliğimizle mutlu olalım, hem de görenler bizi beğensinler diye. O ân geçip gitmiş, artık mazi olmuştur, ama o ân bakî bir hatıran olmuştur, gözlerden çok gönüllerde yaşayan ve yaşayacak olan... Her baktığında bugününü o güne götürür, o gününü bugününe getirirsin. Tozlu raflardan indirirsin hatıraları. Gün ışığına çıkarır, hayata döndürürsün. Anılar mezarında ölmemiş, öldürmemiş olursun.

Aynen öyle, bir yazı yazdığımızda da yüreğimizin fotoğrafını çekiyoruz adeta... 

O halde nasıl ki makyajlı güzellik hakikî güzellik değilse söyleyip yazdıklarımız da sade olmalı. Duyanı, okuyanı samimiyetsiz abartılarıyla rahatsız etmemeli... Sapsade, dupduru olmalı. Akarsular gibi akıvermeli.

Nasıl ki fotoğraf dış görünüşümüzün o ânını sabitliyorsa yazılarımız da iç görünümümüzü, ruhumuzu, duygularımızı, düşüncelerimizi, yüreğimizi sabitliyor o ânı ile... Soyut dünyamızın somut dünyaya taşınması bu; manânın maddeye, görünmeyenin görünür âleme... Aslında ruhun ve yüreğin sabitlenmesi bir nevi.

Düşünsenize bir kitap okuyorsunuz, tâ yüzyıllar önce yazılmış bir kitap... Onun müellifinin iç resmini görüyorsunuz okuduğunuz vakit, o yazdığı ânın resmini seyrediyorsunuz. Tıpkı şu anda gördüğümüz bir yıldızın aslında yıllar önceki hâlini gördüğümüz gibi. Ve ondan şu an faydalandığımız gibi.

Mesafelerin de aslında sadece izafî olduğunun, gönül mesafelerinin ise -bütün zaman ve mekânları aşarak- asla olmayacağının, olamayacağının da bir misali değil midir bu?

“Söz uçar yazı kalır” demiş atalarımız. Sadece kalmakla kalmaz... Sözler yeni sözlere, yazılanlar yeni yazılara kapı aralar. Geldiğin yerlerden yağmur alırken gittiğin yerlere yağmur olursun. Bereket alır, bereket verirsin. Ekilmiş topraklara hayat katarsın, yeşertirsin gönül topraklarına ekilmiş ekinleri kuraklıktan kurtarıp. 

Açları doyurduğun bir lokma misali ruhları doyurursun tertemiz gönül lokmalarınla.

Evet... Yüreğinin resmini çek. Gönder uzaklara. Kendine benzeyen ne yürekler göreceksin; kendi yüreğinle benzeştiğin, nice yürekleri kendinle güzelleştirdiğin...

Evet... Yaz ki karanlıkta kalmış ruhlar aydınlansın senin ruhunun ışıklar saçan heceleriyle...

Yaz ki sen buradayken de, gittiğinde de senin parlayan yıldızın olsun bu âlemde. Ve şehadetin olsun ötelerde... 

“İşte buydu benim benim yüreğim. İşte bunlar da belgelerim!” diyesin...                     

Okunma Sayısı: 2356
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı