Siz de imtihana dûçar oldu iseniz haddimiz olmayarak birkaç tavsiyede bulunmak isteriz:

Allah rızası için dik durun...

Öncelikle başımıza ne gelirse kendi elimizle yaptıklarımızın neticesi olduğunu unutmayın. Bu sebeple günahlarınızdan bolca istiğfar ve tevbe edin. Allah’ın kul hakkından başka her günahı affettiğinin umudunu taşıyın.

Beş vakit namazı asla terk etmeyin.

Akıl, beden ve ruh sağlığınızın muhafazası için sabredin ve bolca Kur’ân okuyun.

Hergün Kur’ân’dan bir bölümü okuyun. Hattâ gücünüz yeterse ezberleyin. Kur’ân ile meşguliyet insanı manevî yönden kuvvetlendirir. Dolayısıyla zorluklara tahammül etmek daha kolay bir hâl alır.

Sizin duânıza, maddî ve manevî desteğinize muhtaç olan binlerce imanlı kalp var. Unutmayın ve muhtaçlara destek olun.

Karşılaştığınız musîbetler karşısında tevekkül edin. Gerçek musîbet ise dine gelen musîbettir. Bizler yaşadıkça imtihanlar hep var olacaktır. Defalarca sınanacağız. Bu sebeple kendinize ve umum Müslümanlara çok duâ edin. Risale-i Nur okuyup neşrine çalışarak hem kendiniz için hem mü’minler için fiilî duânızı aksatmayın.

Unutmayın ki gayesiz bir kişinin ölüden farkı yoktur. Bu sebeple bir hedef belirleyin ve kendinize hedefe giden her başarılı adımda sizi motive edecek küçük ödüller verin.

Bir yetim başı okşayın, bir hastayı ziyaret edin.

Hayatın lezzetini ve zevkini bir bıçak gibi kesip atan ölümü çokça tefekkür ve zikir edin; dünya hayatının bir oyun ve oyalanma olduğunu yüksek sâdâ ile ilân eden kabirlere sık sık uğrayın.

Bunaldığınız zamanlarda “bu da geçer ya hû” deyin. Büyük zatların sabrettikleri zorlukları hatırlayın.

Bugünün hayatınızın son günü olduğunu düşünün ve acilen ne yapmanız gerekiyorsa, neleri ertelediyseniz onları yapın.

Kırgınlıkları tedavi edin. Özlediyseniz ilk adımı atın ve eski dostları arayın. İlk adımı atanın Cennete de ilk adımı atacağını hatırlayın.

Seviyorsanız sevdiğinizi söyleyin ve hissettirin. Sevgiyi söylemek nefreti aşılamaktan daha suhuletli ve Allah katında daha kıymetlidir.

Merhamet yüklü, güzel ve temiz kalplilerle beraber olun. Çünkü yeme içmenin helâl olması ve salih dost gibi, insanın maneviyatına tesir eden iki şeyden biri olan iyilerle beraber olmanın maneviyatınızı güçlendireceğini unutmayın.

Üzgün olduğunuzda kalbinizi ferahlatacak, mutlu olduğunuzda haset etmeyecek “Sıddık-ı Ekber” gibi candan bir dost edinin. Sizde öyle bir dost olabilmek için gayret edin.

Size Allah’ı ve ahireti hatırlatacak işlerle meşgûl olun.

“Sadece kendi nefsini düşünen” olmaktan kaçının. 

Birbirinize, hassaten mü’mineler mazlûm ve mağdurlara, sevdiklerinize, hattâ sevmediklerinize, zor olsa da, ismen duâ edin. Böylece meleklerin de size mislinden fazlasıyla duâ edeceğini unutmayın.

Asla tevekkülü terk etmeyin.

Ve Tevbe Sûresi 51. Âyetini vird edinin:

“De ki Allah, hakkımızda ne takdir buyurmuşsa başımıza ancak o gelir. O bizim Sahibimizdir. Yalnızca Allah’a dayanıp güvensin mü’minler.”