"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kur’ân, tahrif meselesi

ZÜBEYDE MERYEM ŞAKAR
18 Mart 2018, Pazar
Kur’ân’ın yani vahyin yazılı metninin bozulmamış ve korunmuş olduğuna hepimiz iman ediyoruz; etmeyen “Şüphesiz ki o Zikri Biz indirdik koruyacak olan da biziz.” (Hicr 9) ve “Muhakkak ki o, gerçekten Kerim olan Kur’ân’dır (Kur’ân-ı Kerîmdir). Mahfuz (korunmuş) olan bir Kitap’tadır (Levhi Mahfuz’dadır). (Vakıa 77-78) âyetlerine iman etmemiş olur. (Noktalama, harekeleme ve kıraatı aşere hususları teknik bilgi olduğu için değinmiyoruz.)

Allah, Kur’ân’ı iki metod ile muhafaza buyurmuştur. Bunun önceliği hıfz yolu ile olanıdır. Çünkü Kur’ân ilk önce hıfz edilmiştir. Hıfz bir Resul ve sahabe sünnetidir hatta farz-ı kifayedir.

İkincisi ise kitabet yani yazı yoludur. Resulullah (asm) ve Ashab-ı Kiram’ın kılı kırk yararcasına Kur’ânî bir yaşayış sürmeleri de aslında Kur’ân’ın fiilen korunma hadisesidir.

Kur’ân diğer ilâhî kitaplar gibi sonradan yazıya geçirilmiş de değildir.

Tevrat’ın metninden ziyade uygulamaları tahrif edilmiş. Dilleri Tevrat’ı okurken yaşayışlarında ondan eser kalmamıştır.

Meselâ, Cumartesi yasağını çeşitli hilelerle delmişler; Bektaşi misali âyetin işlerine gelen kısımlarını almış işlerine gelmeyen yerlerini ise pas geçmişlerdir. 

Meselâ, bir ‘haham’a bir konu hakkında hüküm sorulduğunda, o kişiden gelecek maddî bir menfaat oranında haham Tevrat’ın âyetlerinin üzerine elini kapatır ve dilediği kısmı okurdu. Çünkü Tevrat’ı ancak ayrıcalıklı sınıf okuyup hüküm verebilirdi.

İncil ise zaten yazıya yüzyıllar sonra geçirilmiştir. Bu sebeple İnciller arasında birçok ihtilâf vakidir.

Evet Kur’ân’ın metni âyetlerle sabit olduğu üzere korunmuş, ama Müslümanlar bu dört elle sarılma noktasınta ihmalkâr davranmışlardır. Bu da onun satırlarda korunmasına rağmen fiiliyatta tahrip edildiğini akla getirir.

Ashab-ı Kiram “Biz 10 âyeti ezberleyip hayata geçirmedikçe başka âyet ezberlemezdik” demişlerdir. 

Bugün en has hafızlarımız ve âlimlerimizin ne kadarı Kur’ân’a göre bir hayat sürüyor? 

Kur’ân; gıybet, yalan, kumar, faiz, ana babaya asi olma, sarhoşluk verici her şeyi, iftira etme, rüşvet, kul hakkı yeme, adam öldürme vs. gibi hususları haram kılmış olmasına rağmen Müslümanım diyenlerin kaçta kaçı bunlara riayet ediyor?  

Haramı helâl kabul etmemiz Kur’ân’ı fiilen tahrif ettiğimiz manasına gelmez mi? Evet kelâm itibariyle Kur’ân ilk nazil olduğu haliyle aynıdır. Mana itibariyle ise 1400 yıl önceki kadar, belki daha da gençtir. Fakat biz Müslümanlar imanlarımızın uğradığı tahrifat sebebiyle, ahkâm-ı Kur’âniye’de gösterdiğimiz lâkaytlık sair dinlerin mensuplarının İslâm’ı yanlış tanımasına vesile oldu. Biz de fiilen tahrifat yapmış olduk.

Misaller çoğaltılabililir. Gerisini idraklere havale ediyoruz.

Okunma Sayısı: 2671
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı