İlk günümüz Mevlânâ Celâleddin-i Rumî Hazretleri’nin Türbesi’ni ziyaret ile başladı. Sonrasında Abdülmecid Nursî Ağabey ve Halil Uslu Ağabeyin mezarını ziyaret ettik ve külliyemize geçtik. Okumalarımıza hiç vakit kaybetmeden başladık. Günlerini okumaya hasreden bu cevval kardeşlerimizle birkaç günümüzü bitirdik. Zihnen yorulduğumuzdan kısa süreli Konya turlarına çıktık. Zihnimizi ve bedenimizi dinlendirip vakit kaybetmeden okumaya devam ettik. 

Programımız okumalarla dolu ve istidatlarımız da okumaya yönelik. Okumaktan başka hiçbir işleri olmayan bu kardeşler Konya halkına ve cemaatine şevk ve cezbe veriyor. 

Günler geçiyor ve her kardeşimizin iştiyakı, nurlara iştahı her geçen gün artarak devam ediyor.

Külliyat okuma programının zevki ve haşmeti beni o kadar etkiledi ki buradaki mükemmel atmosferi ve duyguyu sizlerle paylaşmak istiyorum. 20 küsur genç programa sürekli katılmaktadır. Bunun yanında Konya içerisinden abiler ziyarete gelmekte ve bizlerle birlikte programa iştirak etmektedirler.

Konya haricinde Kütahya’dan, Ankara’dan, Adana’dan, Yalova’dan, Bursa’dan, Ermenek’ten, İstanbul’dan ağabeyler bizlerle okumak ve bu manevî atmosferden istifade edebilmek için birkaç günlüğüne programımıza iştirak ettiler. Yaşı ne olursa olsun bu ağabeyler liseli kardeşlerin programına katıldılar ve program ne ise ona uydular. Yemeklerde, okumalarda, çay muhabbetlerinde birlikte olduk. Onlar bize biz onlara şevk verdik. 

Hatıratlarından bahseden ağabeyler hizmet ruhumuzu canlandırdılar ve bizlere örnek oldular. Tatil günlerini bizlerle geçiren ağabeylerden Allah razı olsun. 

Bu programa katılan kardeşlerimizden bahsetmek istiyorum. Her biri farklı bölgelerden gelen ve bir arada bulunan kardeşlerimizin hasletleri farklı, giyinişleri farklı, memleketleri farklı, duyguları farklı. Bu farklılıklar bizleri birbirimizden ayrıştırmıyor, aksine bizleri bir arada tutuyor. 

Sürekli okumak ve tefekkür etmek bizler için ekmek ve su gibi ihtiyaç olmaya başladı. Yaptığımız Risale-i Nur derslerinde her kardeşim konu ile alâkalı kendi okuyup da anladığı bölümlerden bizlere örnekler veriyor ve konuya dahil oluyor. Bunlar o kadar güzel bir haslet ki dersler bitmesin istiyoruz. Bunun yanında okumanın tadı da o kadar mükemmel ki dersimizi hitama erdirip okumaya devam etmek istiyoruz. Yani hepimiz bütün meşgalemizi Nurlar’a harcamak istiyoruz. 

Bazı kardeşlerim okumayı arttırabilmek için uykusundan, yemeğinden, eğlenmesinden feragat etmeye başladı. Dinlenme aralarında bile çok az gördüğümüz bazı kardeşler ellerinde kitaplarla saatlerini geçiriyor. Günde 15-16 saatini okumaya veren kardeşlerimi gördükçe ben de eksik kaldığımı fark edip daha fazla okumaya, anlamaya gayret gösteriyorum. 

Gün kavramı artık bizim için çok değişti. Bazı vakitler hangi günde veya programın kaçıncı gününde olduğumuzu bazı kardeşlerime soruyorum. O kadar komik cevaplar alıyorum ki aklıma geldikçe ben de gülüyorum. Dolu dolu geçen bu günler ve vakitler bizlere gün kavramını unutturdu. 

Programın idaresini yapan vakıf ağabeylerin oturuşu bile bize örnek oluşturuyor. Eksik kaldığımız her noktada bizleri uyarıyor, hizmette nasıl görev yapılır, nasıl dâvâ adamı olur gösteriyorlar. Allah bu programa katılan her kardeşimi ve beni bu hizmette görev alan, ömrünü bu hizmete vakfedenlerden olmayı nasip eder inşallah. 

Ayriyeten programın ilk gününden beri her gün saatlerce yol çekip bizlere yemek yapan, her talebimizi yerine getiren, ihtiyaç olabilir diye klimalar taktıran Konya cemaatine teşekkür ederiz. 

Ağustos ayı boyunca sürecek bu Risale-i Nur okumalarımızda bütün liseli cevval kardeşlerimizi bekliyoruz. Vakit daha fazla geçmeden seni de aramıza bekliyoruz kardeşim. 

Mevlânâ’nın çağrısına sen de kulak “ver: “Gel, ne olursan ol yine gel!