"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yedi sema ve kıyamet

Abdurrahman AYDIN
09 Şubat 2020, Pazar
“Zerrattan tâ (esirden mamul yedi tabaka) semâvâta ve semâvatın birinci tabakası (olan yıldızlarla dolu bu dünya seması)ndan (itibaren başka âlemlere bakan altı sema ile) tâ arş-ı a’zama kadar birbiri üstünde teşkilât var.

Her bir sema, bir ayrı âlemin damı ve (o âlemdeki) rubûbiyet için bir arş ve tasarrufât-ı İlâhiye için bir merkez hükmündedir.”1 Öyle anlaşılıyor ki, her bir sema bir alt boyuta göre bir nevi melekût veya arş ya da tasarruf merkezi gibidir. Kürsî âlemi bunları kuşatmıştır. “O’nun Kürsü’sü gökleri ve yeri içine alır.” 2 Ama en büyük melekût ve arş, bu semaların hepsiyle birlikte Kürsî’yi de kuşatan Arş-ı A’zam yani en büyük arştır.

İşte öyle bir zaman gelecek ki, kâinat hakikat-ı uzmâsının bize bakan kışır ve sûreti olan yahut tek bir düzlemi mahiyetindeki âlem-i şehadet, başka bir deyişle esirin yedi tabakasıyla oluşan birinci kat sema, hayat nuruyla yeterince yoğrulup ve zerreler hayat makinesi içinde birbiriyle etkileşime sokulup (Haşiye 1) bütün eczasıyla hayattar olan dâr-ı âhirete zerrat olmak için liyakat kesbettiklerinde 3 (Haşiye 2) yani bu şehadet perdesi altındaki hayat ve hakikat-ı esmâ iyice büyüyüp inkişaf ettiğinde artık bu kışır suretindeki birinci kat sema incelip yırtılacak sabit ve büyümüş olan hakikatinin kâmetine yakışmak için daha güzel bir sûrette tazelenecektir. 4 Her şeyiyle hayattar, tagayyürsüz, geniş ve bâkî bir âleme cüz’ olmak için bu dünya tebdil edilecektir. 5 Harab olacak dünyanın enkazı içinde şu zerrat dahî öteki âlemin binasına dercedilecektir. 6 “Mâneviyat ve rûhaniyat âlemlerinin en mütenevvi çekirdekleri cismaniyette” 7 olduğuna göre, bu cismânî âlemden hiçbir şey israf edilmeyecek ve “anâsır-ı esasiyesi bekâya ve ebede gidecektir.” 8 Böylece âhiret âlemlerinin teçhizatları da ikmal edilecektir.

 Evet, dünya öldükten sonra âhiret olarak dirilecek, daha güzel bir surette tamir edilecek ve âhiretten bir menzil olacaktır. 9 İbrahim Sûresi (14) 48. âyette buyrulduğu üzere, o gün yeryüzü başka bir yeryüzüne, gökler de başka göklere tebdil edilecektir.

“Düşün o günü ki, yazılı kâğıtların tomarını dürer gibi göğü toplayıp düreriz. Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız zaman gibi onu tekrar iade eder (yeniden inşa ederiz.)” 10

Demek âhiret âlemlerinde, kıyametle yıkılan ve dürülen uzayın malzemesi tekrar kullanılacak. Ama bu defa malzemenin kendisi, hayat nuruyla letafet kazanması sebebiyle melekûtiyete ve diğer âlemlere perde ve kışır olmayacak. Bu anlamda gerek yeniden dirilme, gerekse Cennet ve Cehennem hayatı sadece ruhî değil, aynı zamanda cismânî olacak.

Kaç haftadır semâvâta bakmaktan beynimiz ısındı ve yorgun düştük değil mi? Çünkü Hâkim-i Zülcelâl, birbirine mutabık yedi semayı yarattığını bildirdikten sonra, âyetin devamında yedi semaya bakanın işte bu hale geleceğini ihtar edip enaniyeti kavi bilim insanlarını öyle ıskat ediyor ve buyuruyor: “Haydi bak (yedi semaya)! Görebiliyor musun bir kusur ve çatlak? (Bulamıyor ve anlayamıyorsun değil mi?) Dön de yine bak! Gözün önüne düşecek hakir, zelil ve bitab.” 11

 Mesmuâtıma göre, bir zaman bir Nur Talebesi, ehl-i tarik olan arkadaşının ısrarı ve biraz da merak saikasıyla bir tekkeye gider. Zikir biter. Mürîdanın önünde şeyhe sual eder: “Efendim! Bu seb’a semâvat nedir?” Şeyh birden celallenir ve doğrulur: “Sen kaç harfle konuşuyorsun?” Bizimki çekinerek cevap verir: “29 Harfle Efendim.” Şeyh şehadet parmağını göğe kaldırarak bağırır: “Öyle hakikatler vardır ki, değil 29 harfle, 29 bin harfle dahî anlatılamaz!” Bizimkini tatmin etmeyen bu cevap bütün müridleri cezbeye getirip “ALLAH!” diye sıçramalarına yetmiştir. Demek istediğim o ki, hem Risalelerin kıymetini bilelim. Hem de konunun uzatıldığını düşünmeyelim. 

SON NOT: “İki, üç yazıda Risale-i Nurlar’daki yedi sema konusunda zor anlaşılan kısımları işleyebiliriz belki” diye başladığım bu yazı dizisinde, kat’iyyen gayr-ı ihtiyârî şekilde yazıların yediye ulaştığını fark ettim. Fa’l-i hayır olsun! Her şeye rağmen yanlış anladığımız kısımlar olabilir. Yorumlarınızla tashih etmeniz –önce söyleneni anlamak şartıyla– bizi sevindirir ve geliştirir. (A. A)

HAŞİYE 1: Kuantum fiziğinde, uzaktan hayalet etki veya kuantum dolanıklık tabir edilen bir olaydan bahsediliyor ki, birbiriyle etkileşim kurmuş meselâ iki parçacık, aralarında ne kadar uzaklık olursa olsun, birbiriyle etkileşime devam ediyor.

HAŞİYE 2: Her bir zerrenin mutlaka bir canlı vücudunda çalışmış olması gerekmez. Zira “kâinata serpilmiş katarat ve lemaat-ı hayatın dahi muhassalı bir hayat-ı umumiye var olmak gerektir. Acaba âlem insan kadar küçülse, yıldızları zerrat ve cevahir-i ferde hükmüne geçse, o da bir hayvan-ı zîşuur olmayacak mıdır?” (bk. Sünûhat, Itlak)

Dipnotlar:

1- 31. Söz, 2. Esas.

2- Bakara 2/255.

3- 30. Söz, 2. Maksad, 3. Nokta.

4- 29. Söz, 2. Maksad, 4. Esas.

5- M. Nûriye, Lâsiyyemalar.

6- 30. Söz, 2. Maksad, 3. Nokta.

7- 11. Şuâ, 8. Meselenin Hulasası.

8- 29. Söz, 2. Maksad, 4. Esas.

9- 29. Söz, 2. Maksad, 4. Esas.

10- Enbiya 21/104

11- Mülk 67/3-4

Okunma Sayısı: 4210
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk çalık

    9.2.2020 22:06:55

    Bu yazı dizinizde epeyce ezber bozmamıza, doğru bildiğimiz yanlışları düzeltmemize vesile oldunuz. Bunu yaparken istinat ettiğiniz kaynaklar(ayet, hadis ve risale-i nur) yaptığınız yorumların hakikat olduğunu ispat ediyor. Kuantum fiziği başta olmak üzere konusuna göre yaptığınız ilmi atıflar ayrıca yazılarınıza bambaşka bir boyut katıyor doğrusu. Her yazınızı birkaç defa okuyor, anlamaya çalışıyorum. Gerçekten bu kadar çeşitli atıflar yapan yazılara ihtiyaç vardı. Bunca senedir camilere gider, vaaz dinleriz. O kadar hasretiz ki hocaların, müftülerin ve sair din görevlilerin ilmi ve risale kaynaklı atıflar yapmasına. Bu büyük boşluğu doldurarak hem hasret gidermemize ve hemde gelecek adına daha ümitvar olmamıza vesile oluyorsunuz. Rabbim ebeden razı olsun sayın hocam. Rabbim sizin gibi değerli insanların sayısını artırsın inşaAllah! Amin!...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı