"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

HSK ve güvenlik soruşturması

Ahmet BATTAL
11 Haziran 2021, Cuma
Son Anayasa değişikliği ile nedense artık “Yüksek Kurul” olmayan Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun yeni üyeleri de belli oldu, işbölümü de yaptılar ve çalışmaya başladılar.

Adalet mekanizmasının kalbi hükmündeki bu kurulun adalete hizmette ve hayırda muvaffak olmasını herkes ve her hukukçu gönülden ister. 

Elbette siyasî bir kişilik olan Adalet Bakanı Gül’ün açılış konuşmasında dediği gibi, HSK’nın ve üyelerinin hem siyasetten ve hem de dinî ya da dünyevî cemaatlerden bağımsız olmaları şarttır. Yarın iktidar değişecekmiş gibi çalışmaları hukukun da vicdanın da gereği. 

“İstanbul ekibi, Gül ekibi” çatışması gibi dedikodulara itibar etmek istemiyoruz. 

Bilhassa son aylarda ortaya saçılan ve adliyelere de sıçrayan pisliklerden yargıyı olabildiğince temizlemek ve temiz tutmaya çalışmak en önemli görevleri. 

İşleri zor. Hele böyle bir sosyal ortamda. 

Hata yaparlarsa veballeri büyük. 

Biz bugün, TBMM tarafından seçilenler üzerinden, devlet için önemli gördüğümüz bir konuyu yazacağız. 

Malûm, bu üyeler, yarı kulis yarı kurul iradesi ile seçildiler. (Yanlış anlaşılmasın. “Kulis” burada kurulun öncesindeki müzakere alanı ve müzakerecilerini ifade ediyor.) 

Yine malûm, bu üyeler, “işi kur’aya bırakmayalım” diyen siyasî parti liderlerinin işbirliği ve bir tür kadro paylaşımı ile belirlendiler. 

Buraya kadar esaslı bir problem yok. Neticede sistem işledi. Çok sesliliğe kapı açacağı için hayra yormak istiyoruz. 

Ama seçim süreciyle ilgili önemli bir husus var. Bu üyeler seçim sisteminden geçerken tek süzgeç sabıka kaydı idi. Seçilenlerin sabıka kaydının olup olmadığı hususu bir aşamada araştırıldı ve belgeye bağlandı. Ama zaten memuriyete engel olan türden bir sabıka kayıtlarının olmadığı açık. 

Yani haklarında güvenlik bürokrasisinin anladığı ve istediği anlamda bir “güvenlik soruşturması” yapılmadan seçilip göreve başladılar. 

Zaten onları seçtiren siyasî parti liderleri ve seçen milletvekilleri de “güvenlik soruşturması”ndan geçmemişti ve böyle bir ekip yeni üyeler için bir tür tezkiye yaptı. 

Ankara’dan bakan “devlet aklı” ise memurluğa girişte güvenlik soruşturmasını en yaygın biçimiyle uygulamak konusunda ısrarlı. 

Israrın sebebini sadece “güvenlik” ile açıklamanın mümkün olmadığını ise herkes biliyor. 

Birilerini yargı kararı olmaksızın bir tür mahrumiyete mahkûm edebilmenin bir yolu da “güvenlik soruşturmasını geçemediniz” demek.

Elbette idarenin bu yöndeki kararları da yargı denetimine açık ve öyle de olmalı. Ama takdire ve jurnallemelere son derece açık olan o soruşturmayı geçemeyenlerin ne kadarı hak arayacak ve ne kadarı hakkını alacak?

Bu konuda asıl önemli olan, devlet’i elinde tutanların milletten bağımsızlaşma ve millete tepeden bakmayı sürdürebilme isteğinin engellenebilmesi. 

Yargı da bu işin en esaslı merkezi.

Okunma Sayısı: 2142
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı