"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Azrail (as) sevilir mi?

Ali FERŞADOĞLU
11 Temmuz 2019, Perşembe
Azrail (as) lafını işittiğimizde iliklerimize kadar titreriz.

Müthiş bir korku hissederiz. Oysa, ruhumuzu alan bu emin meleği sevmemiz gerekir. Daha doğrusu onu sevmek için çok önemli ve temel bir gerekçemiz var. Neden herkesi titreten ve dehşet veren Azrail (as) sevilmeli?

Evet, Azrail (as) ismi geçince, gayet tatlı, teselli verici, sevimli bir hâl hissetmemiz gerekir. Ve bunun için Elhamdülillâh demeliyiz. Bunun birkaç temel sebebi var:

Şöyle düşünelim: Değersiz malımızın kaybolmasından, yok olmasından endişe etmez ve üzülmeyiz. Ancak, kıymetli bir malımız olsa, mutlaka sağlam ve emin koruyucular buluruz. Veya, güvenilir ellere teslim ederiz. Mesela, kimse güvenilmez bir kişiyi bekçi olarak tutmaz. Mutlaka güvenilir birisini seçer.

İşte, bizim üstünde tetrediğimiz en değerli malımız ruhumuzdur. Onu konuyacak bir yed-i emin bulmak, bizi ne kadar rahatlatır, sevindirir, mutlu eder.

İşte Azrail (as), en kıymetli varlığımız olan ruhumuzu alıp koruyor… Hepimizde kıymetli bir sözümüzü, fiilimizi saklamak duygusu var. Ki, teyp, kamera ve benzeri cihazların yapılmasının asıl sebebi budur:

Değerlerimizi korumak, bakileştirmek. İşte Kirâmen Kâtibin biz ve fiillerimizi, Azrail (as) ruhumuzu bakı hayata taşımak için koruması altına alıyor!

Bediüzzaman şöyle anlatır: “Bir gün bir duada, “Yâ Rabbi! Cebrail, Mikâil, İsrafil, Azrail hürmetlerine ve şefaatlerine, beni cin ve insin şerlerinden muhafaza eyle!” meâlindeki duayı dediğim zaman, herkesi titreten ve dehşet veren Azrail namını zikrettiğim vakit, gayet tatlı ve tesellidâr ve sevimli bir hâlet hissettim, Elhamdü lillâh dedim. Azrail’i cidden sevmeye başladım. Melâikeye iman rüknünün bu cüz’î ferdinin pek çok meyvelerinden yalnız bir cüz’î meyvesine gayet kısa bir işaret ederiz.

Birisi: İnsanın en kıymetli ve üstünde titrediği malı, onun ruhudur. Onu zâyi olmaktan ve fenadan ve başıboşluktan muhafaza etmek için kuvvetli ve emin bir ele teslimin derin bir sevinç verdiğini kat’î hissettim. Ve insanın amelini yazan melekler hatırıma geldi. Baktım, aynen bu meyve gibi çok tatlı meyveleri var.

Birisi: Her insan kıymetli bir sözünü ve fiilini bâkileştirmek için iştiyakla kitabet ve şiir, hattâ sinema ile hıfzına çalışır. Hususan, o fiillerin Cennette bâki meyveleri bulunsa, daha ziyade merak eder. Kirâmen Kâtibin insanın omuzlarında durup onları ebedî manzaralarda göstermek ve sahiplerine daimî mükâfat kazandırmak, o kadar bana şirin geldi ki, tarif edemem. (Bediüzzaman, Şualar, s. 231.)

Okunma Sayısı: 2694
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı