"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kalenin içindekiler ve dışındakiler

Çetin ACAR
12 Temmuz 2019, Cuma
Her çizdiği karikatür derin manaları ihtiva eden İbrahim Özdabak Ağabeyin, hemen hemen her Yeni Asya dershanesinin duvarlarını süsleyen meşhur “kale” karikatüründen anlayabildiklerimi nakıs fehmimle paylaşmak istiyorum.

Resme baktığımızda ana hatlarıyla gördüklerimiz; Kapısında “YENİ ASYA” yazan kalenin burçlarının içindeki birinci safta, az sayıda asker, onların arkasında Risale-i Nur Külliyatı ve merkezde Kur’ân-ı Kerîm.

Kalenin dışında ise; ellerinde çeşitli silâhlarla kalenin dört tarafını sararak, ele geçirmeye çalışan çok sayıda asker.

Yaklaşık yüz elli yıldır devam eden bu amansız iman-küfür mücadelesinde, az sayıdaki askerler, çok sayıda askeri bulunan orduya nasıl karşı gelebiliyorlar, neden mağlûp olmuyorlar? Bu işin bir sırrı olmalı.

Çünkü kalenin içindekilerin dâvâsı hak ve hakikat olduğundan, onlar inayet-i İlâhiye altında bir dest-i gaybi tarafından muhafaza ve himaye edildikleri her hallerinden belli oluyor. Üstadları onlar için “Böyle imanlı zatlara, şübehat orduları da hücum etse bir halt edemez. Onlar ne kadar az da olsalar manen bir ordu kadar kuvvetli ve kıymetli sayılırlar”1 diyen Risale-i Nur’un çizgisinden hiç ayrılmazlar.

Dışarıdan yaptıkları hücumlarla galip gelemeyeceğini anlayan zındıka komitesi kalenin içine sızmanın yollarını arar. Çoğu zamanda çeşitli hilelerle bunu başarır. Ancak içeride her biri bir vücudun azaları hükmünde olan ve her işini meşveretle halleden, bir şahs-ı manevî ile karşılaşır, bunu gören fitnekâr, ya kendisi terk eder veya vücudun yabancı ve zararlı maddeleri dışarı attığı gibi onu da atar, içlerinde barınmalarına izin vermez.

Dışarıdakiler hedefi, durmak dinlenmek bilmeden, “kale”yi ele geçirmek olduğundan, içeridekileri nasıl bölebilirim? Onları nasıl avlarım? diye, bütün mesailerini harcamaya devam ederler.

En tesirli yol bu olmalı ki; içerideki askerlerin bir kısmı, “Bu hiledir” deseler de, bir kısmı “Allah’ın kitabına uymamız gerekir” diyerek silâhlarını bırakırlar. Hazreti Ali (ra) silâhlarını bırakanlara şöyle seslenmişti; “bu bir hiledir, bir tuzaktır. Aldanmayın.” 2

Ne yazık ki, tarihin bu önemli dönemecini görmezden gelen bazı askerler “kale”yi terk eder.

Merkezinde Kur’ân ve ondan tereşşuh eden Risale-i Nur ve onu yaşamaya çalışan, kapısında “YENİ ASYA” yazan kalenin içindeki az sayıdaki askerler, olayları, Risale-i Nur’un penceresinden bakıp ve onu yaşayarak, “ŞÛR” süzgecinden geçirdikleri için yanılmadılar, mağlûp olmadılar elhamdülillah.

Cenab-ı Allah bizleri, her daim ve her şartta “kale” nin içinde kalanlardan eylesin. Âmin. 

Dipnotlar:

1- Emirdağ Lâhikası. 

2- Şah-ı velâyet Hz. Ali, M. Ali Kaya.  

Okunma Sayısı: 2140
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı