1946 yılında Demokrat Parti ortaya çıkınca Bediüzzaman: “Gizli farmasonlara muarız ve manen bizimle, yani İttihad-ı Muhammedî ile müttefik olan Ahrar Fırkası yine otuz beş sene sonra dirildi, yine uyandı.” diyor. (Beyanat ve Tenvirler, 1996, s.20) Bediüzzaman: “Eski tahribatı tamirata başlayan hakikî vatanperverler olan Demokrat namında hamiyetli Ahrarlar, yani hürriyetperverler, Nur ve Nurcuları takdir etmelerine çok minnettarım. Onların muvaffakiyetine çok dua ediyorum.” der. (Emirdağ Lâhikası, s.520) Bediüzzaman ehl-i imanı Demokratlara yardıma davet ederek, oluşturarak onları korumuştur.

AKP basınının tesirinde kalan bazıları rahatsız olsa da 15 Temmuz sonrası mağduriyet yaşayan KHK’lıların mağduriyetlerinin giderilmesinin gazetemizce savunulması yerindedir. 100 yıldan fazla geçmişi olan Demokrat Misyon ve 50 yıllık geçmişi olan Yeni Asya zulümlere ve haksızlıklara karşı mücadele vererek mazlumların sığınma limanı olmuştur, tarih buna şahittir. 

Merhum Başbakan Adnan Menderes, NATO toplantısı için gittiği Fransa’da Osmanlı hanedanından hanımların Paris yakınlarında bir bulaşıkhanede Fransızların bulaşıklarını yıkadıklarını öğrenince af kanunu çıkartarak bu kişilerin yurda dönmelerini ister. Ama Cumhurbaşkanı Celal Bayar buna karşı çıkınca Adnan Menderes: “Analarının ve babalarının Fransa’da hizmetçilik yaptığı bir ülkenin başbakanı olmaktan utanç duyuyorum.” diyerek istifa eder. Daha sonra sert muhalefete rağmen Menderes 1952 yılında af kanunu çıkartarak Osmanlı hanedanının hanımlarının yurda dönmelerini sağlar ve geçimleri için de maaş bağlar. Hatta Yassıada’da kendisini ziyaret eden Berrin Menderes’e: “Osmanlı hanımlarının ne yiyip ne içtiklerini merak ediyorum.” der. O sıkıntı içerisinde, mağdur olan insanların geçimleri ile ilgilenilmesi düşündürücüdür.

Adnan Menderes ve Süleyman Demirel, ağır mağduriyetler yaşayan Bediüzzaman Said Nursi’ye ve Nur Talebelerine sahip çıkmalarından dolayı bazı kesimler onlara sert muhalefet ederek saldırırlar. Bu insanların samimiyetlerinde ve dostluklarında hiçbir noksanlık meydana getirmedi bu saldırılar. 

Yeni Asya müsbet hareket ile her zaman mazlumun ve masumun yanında yer almayı kendine şiar edinmiştir. Böyle hareket ederken de kadere teslim olur, hiçbir şeyden de korkmaz. Başına gelenlerden dolayı pişmanlık duymaz. “Hakkın hatırı âlîdir, hiçbir hatıra feda edilmez.” düsturuna tavizsiz bağlıdır. 12 Eylül 1980 darbesinde 470 gün kapalı kalmasının sebebi bu düsturdur. 

Yeni Asya camiasının tavrını herkes biliyor. Bu hareketin bazı destekçileri 15 Temmuz’dan sonra bakan, milletvekili, büyükelçi yapılıyor ama kardeşi taraftar oldu diye bazı insanlar bu gerekçeyle memuriyete alınmıyorlar. Hukukun en temel prensiplerinden olan “suçun şahsîliği” prensibinin herkese eşit ve adil uygulanmamasından dolayı Yeni Asya bu yanlışlıkları ve çarpıklıkları tenkit ediyor...

Bu kadar ağır tahribat yapan 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirenleri lanetliyoruz.

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy bir şiirinde: “Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem” diyor.