Geçen yılın Ağustos ayında Saraya sunulduğu belirtilen ve 15-20 Temmuz sürecinde yapılanlardaki hukuka aykırılık ve çelişkilere bir nebze de olsa temas eden bir rapordaki bazı anekdotların Independent Türkçe tarafından servis edilmesinin ardından, Cumhuriyet gazetesinde de ilginç bir bilgi çıktı.
Barış Pehlivan’ın aktardığı bu bilgi şöyle:
2018’de resmî ziyaret için Strasbourg’a giden Adalet Bakanlığı heyetinin bir araya gelip görüştüğü AİHM’in Başkanı şöyle demiş:
“Darbe girişimi sonrası yaklaşık 4500 hâkim ve savcıyı meslekten ihraç ettiniz. Bunlardan, dosyasına hiçbir aleyhte delil konulamayan yaklaşık 800 hâkim ve savcı tesbit ettik. Bir bölümünün aylarca tutuklu kaldıktan sonra ya beraat ettiğini ya da takipsizlik kararı aldığını gördük. Bu tutuklamalar nedeniyle Türkiye’yi ciddî tazminatlar bekliyor.”
Heyet morali bozuk şekilde ülkeye dönmüş ve AİHM Başkanının sözleri Adalet Bakanı Gül’e aktarılmış. O da Erdoğan’a iletmiş.
Aldığı cevap: “Adamlar doğru söylemiş, madem delil yoktu, neden tutukladınız?”
Sonuçta, malûm davalardan tutuklu kalıp da beraat edenlerin açtığı tazminat davaları üzerine, Hazine ve Maliye Bakanlığı bu kararlarda imzası olan isimleri HSK’ya şikâyet ediyor. HSK’da bu yargı mensuplarına açılan yüzlerce soruşturma evrakı varmış (6.1.22).
Bu bilgiler birkaç yönden manidar.
Bir: Saray, bu süreçte gaz verdiği hâkim ve savcıları ortada bırakmaya hazır ve teşne.
Yeri gelince “Yargıya gereken talimatları verdik” derken, diğer zamanlarda “Bizde yargı bağımsızdır” nutuklarıyla topu yargıya atan ikircikli tavrın bir sonucu da bu. Onun için, iktidara güvenip yaslanarak o hukuksuz kararları alanlar, dahası AYM ve AİHM’e bile inatla direnenler, her an “satış”a gelebilirler.
İki: Söz konusu tazminat kararları peş peşe geldikçe, ödemeyi yapacak olan Bakanlık, bunlarda imzası olanları HSK’ya şikâyet ediyor. HSK’da biriken ve bekletilen böyle yüzlerce dosya bakalım ne sonuca bağlanacak?
Üç: Bu tablo, hukuksuzlukların nasıl bir iktidar içi kavgaya da yol açtığını gösteriyor.
Görünen o ki, 15-20 Temmuz kumpası, artık iktidarın da ayağına dolanır hale geldi.
İşaretler, sıyrılma telâşının habercisi.
Ama sıyrılabilir mi? Kesinlikle hayır!