Ülke fakirleşmiş, gelir dağılımını çok kötü bir şekilde bozmuş, gerekli yatırımları yapamamış, işsizliği çok arttırmış, bölgeler arası kalkınmışlık farklarını büyütmüş ve ağır bir iç ve dış borcun altına girmiştir.
Ülkenin aradığı, hem siyasî, hem ekonomik istikrardır. Bugün ikisinin de varlığından bahsedilemez. Ülkede suskunluk vardır. Bu, istikrar değildir. Devletin nüfuzu ve imkânları, depolitizasyon, meydana getirilen korku ortamı, suskunluğu sağlamıştır. Halbuki ülkeye lâzım olan, demokratik istikrardır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, halkın refahının önündeki engellerin kaldırılmasını âmirdir. Ama uygulama, refahı yaygın hâle getirme doğrultusunda değil, fakirleştirme yönünde olmuştur. Orta sınıf silinmiştir.
Gayri safi millî hâsıladan çalışanların aldığı pay yüzde 30’lardan yüzde 15’lere, keza köylülerin aldığı pay da yüzde 30’lardan yüzde 15’lere düşmüştür. Türkiye’de bir ekmeğin yarısını 8 kişi, öbür yarısını iki kişi yemektedir. Yapılacak iş, bunun düzeltilmesidir.
Türkiye’de vergi adaleti kalmamıştır. Yapılacak iş, bu adaletin sağlanmasıdır.
Türkiye’de sanayileşme durmuştur. Yapılacak iş, tarımı ve sanayileşmeyi yeniden hareketlendirmektir. İşsizlik çok büyük boyutlara ulaşmıştır. Yapılacak iş, iş imkânları açmaktır.
Ülkeyi yönetenler, çağ atladıklarını ifade etmektedirler. Acaba bu doğru mudur?
-Millî gelir dağılımı çok bozulmuştur.
-Ülke imar ve inşa edilmemiştir.
-Halkın temel ihtiyaçlarından olan beslenme, mesken, sağlık, eğitim teminat altına alınmamıştır.
-Sanayileşme durmuş, kaynaklar toplum yapısına uygun bir tarzda kullanılmamıştır.
-Ekonominin büyümeyi sürdürebilir bir iç dinamizme kavuşturulması için gerekli teknoloji üretme kapasitesi geliştirilmemiştir.
-Manevî kalkınma durdurulmuştur.
-Çağı yakalayabilme gayretlerinin hiçbirine tevessül edilmemiştir.
***
Bunlar, vefatının 7. yıldönümünde yine rahmetle yad ettiğimiz Demirel’in DYP Genel Başkanı olarak Ekim-1991’de, o günkü Türkiye için çizdiği tablodan bazı tesbitler.
(İslam Demokrasi Laiklik, s. 419-20)
Peki 30 yıl sonraki durum? Fark var mı?