15 Temmuz gerekçesiyle başlatılan 20 Temmuz sürecinde OHAL hukuku dahi çiğnenerek yapılan hukuksuzluklar ve yine OHAL gölgesinde dayatılan tek adam rejiminin keyfî, sorumsuz ve denetimsiz uygulamaları her alanda ağır sorunlara yol açtı.
Bunların günlük hayattaki yansımalarını adaletin yerlerde sürünmesi, yargıya güvenin dibe vurması, Meclisin etkisizleşmesi, yasama kalitesinin iyice düşmesi, kamu hizmetlerinde liyakat ve ehliyetin ortadan kalkması, ayrımcı ve kayırmacı uygulamaların zirve yapması gibi tezahürlerde görmekteyiz.
Bu tezahürler ekonomiye de yansıyıp insanları cebinden vurunca, enflasyon ve hayat pahalılığı geçim sıkıntısını had safhalara tırmandırınca feryatlar yükselmeye başladı.
İktidar medyası bunları duyurmamak ve uyduruk pembe tablolarla örtmek için elinden geleni yapsa da, yaşanan hayatın gerçekleri ortada. Hiçbir sansür, saptırma ve çarpıtmanın gizleyemediği bu gerçekler, milyonlarca insanın hayatını karartarak, her geçen gün daha da çekilmez hale getiriyor.
İyiden iyiye bunalan halk, derdini muhalefet liderlerinin ziyaretlerinde dile getiriyor.
Liderler bu seslenişleri “Kurtulmaya çok az kaldı, biraz daha dişinizi sıkın, çok yakında herşey yoluna girecek” diye cevaplıyorlar.
Ama bu “Çok az kaldı”nın ölçüsü ne? Neye göre çok az? Halk daha ne kadar bekleyecek ve bu sıkıntıları ne zamana kadar çekecek?
İktidarın canhıraş bir gayretle, canını dişine takarak ulaşmaya 2023 Haziran’ına kadar mı?
Eğer öyle ise o tarihe daha 14 ay var.
Her günü kayıp hanesine yazılan ve gelen her günün gideni aratır hale geldiği bir vaziyette bu müddet için “çok az” denilebilir mi?
Bu süre olabildiğince kısaltılmalı ve seçim sandığı bir an önce milletin önüne konulmalı ki, “çok az” sözünün bir anlamı olabilsin.
Biz ne zamandır erken seçim derken, tek adam rejiminin ürettiği sıkıntı ve krizlerin giderek daha da büyüyüp iyice kronik hale geleceğini öngörerek bu çağrıyı yapmıştık ve halen de ısrarla yapmaya devam ediyoruz.
Ama diğer birçok konuda olduğu gibi bu hususun da öneminin fark edilmemesi veya fark etmekte geç kalınması, hepimize ağır bedeller ödetti ve ödetmeye devam ediyor.
Bu gecikme daha fazla sürmemeli.