Belli ki, hukuk tanımaz tek adam rejiminde seçim güvenliği de ciddi risk ve handikaplarla karşı karşıya.
Yüksek Seçim Kuruluna baskı, sandığa müdahale, mühürsüz oyların kanuna rağmen geçerli sayılması, bunların son seçimlerde gözlenen örneklerinden yalnızca bir kısmı.
Yanı sıra, iktidarın devlet gücünü ve imkânlarını yine sonuna kadar kullanarak seçmenlerin tercihini yanına çekme gayretleri.
Gerek hazine yardımından aldığı aslan payını, gerekse kamu kaynaklarıyla alabildiğine beslediği özel şirketlerin imkânlarını devreye sokarak seçimler için seferber etmesi.
Yüzde 95’ini kontrol altına aldığı medya üzerinden yürüttüğü tek taraflı propaganda ile beyin yıkama harekâtını devam ettirmesi.
Buna mukabil muhalif medyayı sindirmek, susturmak ve etkisiz hale getirmek için, elindeki İletişim Başkanlığı, BİK ve RTÜK gibi kurumları keyfî şekilde kullanmayı sürdürmesi.
Maksat, iktidarını 20 yıldır korumasını sağlayan narkoz ve hipnoz halinin devam etmesi. Yanıltma ve manipülasyonlarla sürekli aldatılan halkın uyanıp gerçekleri fark etmesini ve ona göre tavır almasını engellemek.
15-20 Temmuz gölgesinde dayatılan tek adam rejiminin pik yapan keyfîlik ve hukuksuzlukları bu sayede hayata geçirilebildi.
Ama adalet ve demokrasiden uzaklaşmanın kaçınılmaz bir sonucu olarak tırmanan ekonomik krizin herkesi vurması toplum genelinde tam bir şok tesiri meydana getirdi ve hipnoz halinden de çıkılmasını netice verdi.
“Şimdiye kadar AKP’ye oy verdim, ama artık yeter” diyenlerin sayısı çığ gibi artıyor.
Bilhassa gençlerin büyük çoğunluğu, iktidardan bıkmış ve ümidini kesmiş vaziyette.
Anketler de hep bu neticeyi veriyor.
Bunu gören iktidar, seçimi kaybetme telâşı içinde bir taraftan düne kadar görmezden geldiği seçmen taleplerine güya cevap olarak “seçim rüşveti” paketleri hazırlıyor, diğer taraftan gözdağı ve baskıları tırmandırıyor.
Bunların, son olarak İstanbul seçimiyle iktidarı vuran dip dalgayı durdurup tersine çevirmesi mümkün mü? Cevabı milletin feraset ve basireti verecek. Bir de seçmendeki arayışa tatminkâr cevap verme noktasında muhalefetin göstereceği başarı ve performans.
Türkiye bu çetin imtihanı başarabilmeli.
İktidara sandıkta okkalı bir ders vererek...