İktidar partisi de, ortağı da hızla eriyor.

Cumhur’un oyları gittikçe azalıyor.

Buna karşılık Millet İttifakındaki yükseliş devam ediyor. 6’lı masa ile bu süreç daha sağlam ve istikrarlı bir zemine oturdu ve hızlanıyor. Her ne kadar DEVA ve Gelecek Partileri henüz Millet İttifakına dahil olmamış iseler de, parlamenter sistem işbirliği içinde yer almaları, katılmışlar gibi bir algı meydana getirdi.

Ve Türkiye’nin, başına musallat edilen tek adam rejiminden kurtulup, demokratik hukuk devleti kriterlerine dönebilmesi ve iyice bozulan dengelerini yeniden kurabilmesi için, kişi ve parti hesaplarını aşacak samimi yaklaşımlarla alabildiğine geniş ve kapsamlı güç birliği ve dayanışmalara çok ihtiyacı var.

Bu yönde artık AKP içinden de seslendirilmeye başlanan eleştiri ve tepkiler bile, partinin tek adam rejimi için bir dolgu malzemesi ve aparat olarak kullanılmasına set olabildiği veya bu konumunu zayıflatabildiği takdirde ve o ölçüde önem ve değer kazanabilir.

Gerçi bu çok zor, hattâ gayrimümkün görünse de, çıkmadık candan ümit kesilmez...

Bunca zulüm, keyfîlik ve yolsuzluğa alet olduktan sonra bu parti artık kolay kolay iflah olmaz ve hesabının sandıkta millet tarafından dürülmesi gerekir; ama hâlâ partide durmaya devam edenlerin, her geçen gün katlanarak büyüyen tahribatı bir ölçüde de olsa frenlemek adına yapacakları çıkışların bu gözle takibe alınmasında bir sakınca yok.

Bir işe yaramasa ve sonuç vermese dahi.

Asıl önemli olan ise, 3 Temmuz’da bir kez daha toplanacak olan 6’lı masadan, evvelce de ifade ettiğimiz üzere, çok daha dinamik ve aksiyoner atakların sâdır olması. İktidarın keyfî ve hukuksuz uygulamalarından iyice bunalan toplumun beklentilerine tatminkâr cevaplar verecek güçlü adımların atılması.

Kaybetme telâşı ve paniği içindeki iktidar bir taraftan baskıları arttırıp diğer taraftan seçim rüşveti dağıtma işine hız verirken, 6’lı masa yakaladığı gündem hâkimiyetini pekiştirecek ve ele aldığı inisiyatifi güçlendirecek sağlam ve dikkatli stratejiler takip etmeli.