15-20 Temmuz gölgesinde kurulup tek adam rejimine sürüklediği memleketi her alanda dibe vurduran siyasî koalisyon, arkasındaki halk desteğinin hızla eridiğini ve çekildiğini gördükçe yine klasik numaralara tevessül ediyor.
Muhalefete yönelik provokatif söylemler, seviyesiz suçlamalar, gerilimi tırmandırma taktikleri, yargı üzerinden sopa göstermeler.
Ve medyaya karşı inatla devam ettirdiği yoğun baskıları; keyfî, hukuksuz ve sorumsuz uygulamaları kanun kılıfına büründürerek daha da şiddetlendirmek için Meclise getirdiği yeni antidemokratik düzenleme teklifleri.
“Yanıltıcı bilgi yayma” adıyla icad ettiği yeni suçla, kendisini rahatsız eden bilumum yayınları engelleyip, uyguladığı bunca baskıyla susturamadığı muhalif medyayı bir de bu yoldan hizaya getirme niyetini açığa vurması.
Hukuksuz ve keyfî şekilde ayrımcı ve kayırmacı uygulamalar için tepe tepe kullandığı Basın İlan Kurumunu, görev alanının tamamen dışında bir misyonla, medya üzerinde bir vesayet kurumuna dönüştürme gayreti.
Aynı şekilde, BİK’in resmî ilan dağıtımında yaptığı keyfîliği basın kartlarında uygulayan ve Sarayın propaganda birimi olarak çalışan İletişim Başkanlığının hukuksuz ve sorumsuz icraatını kanun kılıfına uydurma zorlaması.
Üstelik bu hukuksuzlukların, açılan davalarda peş peşe yargıdan döndüğü bir süreçte.
Görünen o ki, içine girdiği hukuksuzluk gırdabında ısrar ve inat ettikçe daha fazla saplandığı batakta debelenmeye devam eden iktidarın bu yoldan dönüp ıslah-ı hal edebilmesi artık mümkün değil. Nitekim verdiği işaretler de her geçen gün toplumdan ve gerçeklerden daha fazla koptuğunu gösteriyor.
Tek adam rejiminde pik yapan hukuksuzluk, duyarsızlık ve sorumsuzluklarıyla ekonomiyi de perişan edip, yandaşlar ve her devrin adamı tuzu kurular dışında çok büyük bir çoğunluğu geçim sıkıntısı içinde kıvrandırıyor.
Kullandığı dil de daha çok kirleniyor.
Sonuçta gelinen nokta ve gidişatın seyri, yıllarca süren hipnozdan uyanış sürecini hızlandırıyor ve bu iktidara verdikleri destekten pişmanlık duyup vazgeçenler çığ gibi artıyor.
Topluma verebileceği birşey kalmayan iktidar ise yine korkutma taktiklerinden ve sınırötesi harekât istismarından medet umuyor.
Ama artık beyhude. Yolun sonu göründü.