05 Haziran 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Aile

Ev kazaları çocukları öldürebilir

Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tansu Sipahi, küçük çocuklarda görülen yaralanma ve ölümlerinin önemli bir bölümünün önlenebilen kazalara bağlı olduğunu, bu nedenle bebek bakımını üstlenen kişilerin çok dikkatli olması gerektiğini söyledi.

Yaralanma ve ölümle sonuçlanan ev kazalarına yönelik alınacak basit tedbirlerle, bebek ve çocuklarının güvenliğinin büyük ölçüde sağlanabileceğini anlatan Sipahi, düşmeler, boğulma, zehirlenme, elektrik çarpması, yanık ve yangınlar, ateşli silâhla yaralanmaların ev ortamında görülen çok önemli kazalar olduğunu kaydetti.

Sipahi, çocuk acil servislerine en sık düşme sonucu oluşan travma ve boğulmalar dolayısıyla başvuru yapıldığını belirtti.

Ev ortamında, merdivenler, pencere ve mobilyaların bebek ve çocuklar için risk faktörlerinin başında geldiğine dikkati çeken Sipahi, ‘’Sandalye ve diğer tüm mobilyaların pencerelerden uzakta olması, yüksek binalarda pencerelere parmaklık takılması, emekleyen ve yeni yürümeye başlayan bebeklerin merdivenlerden uzak tutulması, bebeğin uyuduğu veya bulunduğu yatağın kenarlarının mutlaka korumalı olması ‘düşmelere’ yönelik alınacak önlemlerdir’’ dedi.

OYUNCAKLAR, ÇOCUĞUN YAŞINA UYGUN

OLMALI

Sipahi, oyuncakların bebek ve çocukların yaşına uygun olmasına ve düzenli olarak kontrol edilmesine özen gösterilmesi gerektiğini ifade ederek, ‘’Oyuncaklarda eksilen bir parça ya da yaralanmaya neden olabilecek kırık var mı diye bakılmalı’’ uyarısında bulundu. Üç yaş altındaki çocukların, solunum yollarının çok dar olduğunu belirten Sipahi, bebek ve çocukların çoğu zaman cisimleri ağızlarına aldıklarını ve bu sebeple boğulma risklerinin yüksek olduğuna dikkat çekti. Sipahi, kuruyemiş, mısır, şeker ve sosis gibi küçük ve yuvarlak hatlı bütün besinlerin bebek ve küçük çocuklar için boğulma riski taşıdığını vurgulayarak, bebek bakımını üstlenen kişilere şu uyarılarda bulundu:

‘’Toplu iğne, mücevher, düğme, boncuk, tespih ve diğer tüm küçük cisimler, bebek ve küçük çocukların ulaşamayacağı yerlerde bulundurulmalı.

Bebekler, birkaç santimetre derinliğindeki suda boğulabilecekleri için küvet, leğen veya kovalar su ile dolu bırakılmamalı. Bebek veya küçük çocuklar yıkanırken, kapı veya telefona yanıt vermek için yalnız bırakılmamalı. Unutulmamalı ki su altında sadece 2 dakika kalan çocuk bilincini yitirebilir ve kalıcı beyin hasarına maruz kalabilir. Bu nedenle yeni yürümeye başlayan bebeklerinizi ve oyun oynamak isteyen çocuklarınızı korumasız su kenarlarından uzak tutun.’’

05.06.2009


Sınava dair baskı, kaygı arttırıyor

Uzman Psikolog ve Aile Terapisti Dr. Füsun Budak, sınava ilişkin çocuğun üzerine sürekli baskı uygulamanın ve bunun çok önemli bir olay olduğunu vurgulamanın, onun kaygılarını arttırarak, çalışma isteğini azaltacağını söyledi.

Budak, sınav zamanı çocukların ve ailelerin sıkıntılı ve endişeli olduklarını gözlemlediklerini belirtti. Anne-babanın, çocuğuna ne söylerse söylesin çocuğunun çok sinirli olduğunu, bu durumla baş edemediklerini ifade ettiklerini ve psikologlara başvurduklarına dikkat çeken Budak, ‘’Çocuklar açısından da olay çok daha farklı. Anne ve babasını memnun edemeyeceği endişesi yaşıyor ve onların söylediklerini kendilerine yapılmış bir baskı olarak dile getiriyorlar’’ dedi.

Büyüklerin ve çocukların ortak kaygıları olan sınav kaygısı dolayısıyla son günlerde herkesi bir telâş aldığını belirten Budak, şunları kaydetti:

‘’(Çocuğum sınava girecek ona nasıl davranmalıyım?) Çocuk ise, ‘sınava gireceğim ya başarısız olursam?’ Bu tür kaygıları yaratan düşünceler ortak aslında. Sınavda çocuk istenilen başarıyı elde edemezse ne olacak? Çocuklarını başkalarının çocukları ile kıyaslayan, kendini arkadaşlarının başarısı ile kıyaslayan, çok çalışıp sınav sırasında heyecan ve kaygının artışıyla başarı oranı düşenler, çocuğunu başarılı olabilmesi için ders aldıranlar ve çocuğu oradan oraya koşturanlar, her biri telâşlı, kaygılı ve endişeli. Çocuk başarılı olamazsa ya da sahip olduğu performansı kullanamazsa ne olacak? Bu sebeple çocuğun üstüne titreyen, başında bekleyip, çalışması için sürekli uyaran anne babalar sınav günü yaklaştıkça daha kaygılı, endişeli ve sinirli oluyorlar.’’

Çocuğun motivasyonunu arttırmak için, sınav başarısına ya da ders çalışma durumuna karşılık ona tatil ya da bir şey alma vaadinde bulunulduğunu hatırlatan Budak, çocukların ise artık koşuşturmadan bıktıklarını ve tükenmiş bir halde okula bile gitmek istemediklerini bildirdi.

BASKIDAN BUNALAN ÇOCUKLAR

Çocukların güneşin ve yazın gelmesi, kışın eve kapanmaktan bıkmış olmanın etkisi ile sokaklarda koşturmak, oynamak istediklerini belirten Budak, çocukların bir yandan öğretmenleri, bir yandan dershaneler, bir yandan da anne babaların baskısı altında bunaldıklarını söyledi. Çocukların en büyük kaygısının ‘o kadar çalışmasına rağmen ya sınavlarda beklenilen performansı gösterememe endişesi’ olduğunu ifade eden Budak, bütün bu tür kaygılarla ve sınava beş kala, yani yumurta kapıya dayandığı anda çocuklarının sınavlarda heyecan dolayısıyla yeteneklerini gösteremediğini düşünen, çocuğunun tükenmişliğini gören anne babaların, yardım aramaya çalıştıklarını ifade etti.

Çocuğun üzerine sürekli baskı uygulamanın ve bunun çok önemli bir olay olduğunu vurgulamanın, onun kaygılarını arttırarak, çalışma isteğini azaltacağına dikkat çeken Budak, şöyle devam etti: ‘’Okula gitmenin ve ders çalışmanın çocuğun sorumluluğu olduğunu anlatmak ve göstermek gerekir. Anne babalar çocuklarının başarısını kendilerinin başarısı olarak algıladıkları için, bu konuda yaşanan herhangi bir olumsuzluk durumunda çocuklardan daha fazla onlar etkilenmektedir. Aileler kadar olmasa da öğretmenler de çocukların başarılı olmasını bekler. Kendilerini başarılı olarak değerlendirebilmek için öğrencilerinin ne kadar başarılı olduğu önemlidir.’’

Aile ve öğretmenin çocuğa bu konuda bir şeyler söylemek yerine onu dinlemeye ve anlamaya çalışması gerektiğini bildiren Budak, ‘’(Sana güveniyorum, sen yaparsın) demek de çocuğun kaygısını arttırır. Çocuk başarılı olduğunda ona aşırı sevgi göstermek, başarısız olduğunda hiç ilgilenmemek doğru bir davranış olmayacaktır’’ dedi.

Bu durumda çocuğun ailede ya da okulda kendini kabul ettirmek için başarılı olmaya çalışacağını anlatan Budak, hata yapma endişesine kapılan çocukta, kaygının tetikleneceğini söyledi. Çocukların düzenli çalışmayı öğrenemedikleri için sadece sınav zamanlarında çalıştıklarından bir anda bütün bilgileri almaya çalıştıklarını, kendini sıkışmış hissedeceklerini ve eksik bilgileri olduğunu fark ettikçe de kaygısının artacağını belirten Budak, düzenli ve planlı bir çalışma yöntemini geliştirmenin başarıyı olumlu yönde etkilediği gibi kaygı durumunu da azaltacağını belirtti. Budak, çocuğun, ailenin ve çevrenin beklentilerine odaklanmak yerine kendi yeteneklerini görüp, kullanmak için çaba göstermesi gerektiğini ifade etti. ‘’Şunu unutmamak gerek, sınav kaygı yaratmaz, kaygıyı yaratan kişinin düşünceleridir’’ diyen Budak, bu düşüncelere yol açanın da çevredeki kişilerin davranışları, tepkileri ve beklentileri olduğunu bildirdi.

Çocuğun, sınavın, hayatın sonu demek olmadığını, sınavdan alınan sonucun bilgi birikimini ölçtüğünü, kendi değerini belirlemediğini anlaması gerektiğini vurgulayan Budak, şöyle devam etti: ‘’Çocukların bir kısmı soruların hepsini bilmek zorundaymış gibi davranıp, yapamadıkları sorular üzerinde durmakta, onu yapabilmek için zamanın büyük bir kısmını o soruda kullanmaktadır. Bu da çocuğun heyecanını arttırmakta, başarısını düşürmektedir. Sınava yapabileceğini düşündüğü soruları cevaplamakla başlaması, çocuğun güvenini olumlu yönde etkileyecek ve diğer sorulara da zaman ayırabilmesine yol açacaktır.’’

05.06.2009


TV, astım riskini arttırıyor

GÜNDE iki saatten fazla televizyon izleyen çocuklarda astıma yakalanma riski iki katına çıkıyor. Uzmanlar bu konuda sadece televizyonun suçlanamayacağını, hareketsiz bir hayat tarzının sonucu olarak televizyon izlendiğini ve bu yaşam tarzının da riski arttırdığını söyledi.

Verilen bilgiye göre örneğin egzersiz sırasında derin nefes almak, akciğerlerin sağlığını koruyabiliyor.

Thorax dergisinde yayınlanan çalışma, 0-11 yaş arası üç bin İngiliz çocuğun sağlık durumuna ilişkin gözlemlere dayanıyor. Ebeveynlere de yılda bir kez çocuklarında nefes darlığı benzeri belirtiler görüp görmedikleri veya bir doktorun astım teşhisi koyup koymadığı üzerine sorular yöneltildi. Üç buçuk yaş üzeri çocuğu bulunan anne-babalardan da çocuklarının TV izleme alışkanlıklarını değerlendirmeleri istendi. Araştırmada yer alan çocukların hiçbirinde yeni doğduklarında veya bebekliklerinde nefes darlığı belirtileri bulunmuyordu. 11,5 yaşına geldiklerinde ise 185 çocukta (yüzde 6) astım başlangıcı görüldü.

Günde iki saatten fazla TV izleyen çocuklarda ise daha az izleyenlere kıyasla, astıma yakalanma riskinin yaklaşık iki kat daha fazla olduğu görüldü. Ancak risk yine de yaklaşık yüzde 2 gibi düşük bir seviyede çıktı. Araştırmada yer alan astımlı çocuklardan yüzde 2’si TV izlemezken, yüzde 20’si bir saatten az, yüzde 34’ü günde 1-2 saat, yüzde 44’ü ise iki saati aşkın bir süre TV izliyordu. 11,5 yaşına geldiklerinde astımlı ve astımsız çocukların egzersiz seviyelerinde fazla bir fark bulunamadı. Araştırmacılar TV izleme alışkanlıklarından yola çıkarak çocukların hayat tarzına ilişkin tahminler yürüttüler. Asthma UK (Astım İngiltere) adlı kuruluştan Dr. Elaine Vickers, ailelelerin çocuklarına daha az TV izletip onları daha fazla aktiviteye yöneltmelerinin önem taşıdığını söyledi. İngiltere, dünyada çocukluk döneminde astıma yakalanma riskinin en yüksek olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Uzmanlar, astımlı çocukların da düzenli egzersizlerden fayda görebileceğini söylüyor.

05.06.2009


Hepsi bu kadar mı?

Küçük Aylin’e teyzesi bir milyon lira vermişti. Küçük kız bir şey demeden parayı cebine attı. Bunun üzerine annesi söze karıştı. -Aylin, teyzene ne demen lâzım? Aylin cevap vermedi. Anne bunun üzerine yardım etmek istedi. -Baban bana para verdiği zaman ben ne diyorum? Birden gözleri parlayan Aylin: -Hepsi bu kadar mı? diye atıldı.

05.06.2009


Avuç

Ayşe manava gider. Ayşe istediklerini alır. Manav Ayşe’ye “Bir avuç kiraz alabilirsin” der. Ayşe bekler. Manav “Alsana Ayşe” der. Ayşe “Manav amca senin vermeni bekliyorum” der. Manav “Neden?” Ayşe: “Çünkü senin avucun benim avucumdan büyükte!” der.

05.06.2009


GÜLDÜREN BİLMECELER

-Kırk ayağın en çok yorulduğu gün hangisidir?

(Çocuklarının ayaklarını yıkadığı gün)

-Matematik kitabı çok üzülüyormuş, neden?

(Çünkü çok problemi varmış)

-Abdest aldıktan sonra elini öper

(Havlu)

-Adını bilip soyadını bilmediğimiz şehir hangisidir?

(Adıyaman)

-En kestirme yol neresidir?

(Bildiğiniz yol)

05.06.2009


ZEKÂ OYUNLARI

*Matematik öğretmenine sormuşlar “Şu anda sınıfta kaç öğrenciniz var?”

Öğretmen şu şekilde cevap vermiş:

“Mevcut öğrencilerim kadar daha öğrencim olsaydı ve yine mevcut öğrencilerimin yarısıyla, birde dörtte biri kadar daha öğrencim olsaydı, o zaman 99 öğrencim olurdu.”

Bu öğretmenin acaba kaç öğrencisi vardır?

Cevap: 36 *Elinizde sadece zaman ayarlayıcı olarak 2 tane kum saati vardır. Bunlardan biri 7 dakikalık, diğeri de 11 dakikalıktır. Yapmayı düşündüğünüz deney tam 15 dakika sürmektedir. Eğer zamanı uzatırsanız veya kısaltırsanız deneyde istediğiniz verimi alamamaktasınız. Bu iki kum saatini kullanarak bu deneyin zaman ayarlamasını nasıl yaparsınız. Cevap: İki kum saatini aynı anda başlatırsınız. 7 dakikalık kum saati boşaldığı anda deneye başlarsınız. 11 dakikalık boşaldığı anda tekrar ters çevirirsiniz. Buraya kadar 4 dakika geçmiştir. 11 dakikalık kum saati boşaldığı anda deneyi sona erdirirsiniz. Böylece toplam 15 dakika olmuştur.

05.06.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl
Reklam Linkleri: Risale Yorum- Risale Çocuk- Yemek Tarifleri - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Satılık Tekne- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis