Görüş |
Diyarbakır’daki faaliyetin ardından
Memurlukla idame-i hayat edenlerin genellikle belirli kalıplara oturmuş günleri vardır. Böyle günlerimizden birini yaşarken Diyarbakır’da yapılacak Diyarbakır Mezunları Karpuz Kesme Günleri faaliyetinden haberdar olduk. Uzun zamandır bu tür faaliyetlere ilgi duymuyor ve iştirak etmiyordum. Bu programı duyunca katılmam gerektiği düşüncesiyle zihni bir hazırlığa girdim. 7 Haziran 2009 Pazar sabahı görevli olduğum sınavdan izin alarak arkadaş grubuyla Batman’dan Diyarbakır’a revan olduk. Bu minval üzere programın icra edildiği Diyarbakır’daki düğün salonuna ulaştık. Samimî bir hoşamedi havasıyla karşılaştık, farklı yerlerden gelen dostlarla kucaklaştık. Diyarbakır’ın hoş bir âdeti vardır. Böyle bir faaliyete iştirak eder etmez elinize programla birlikte programı değerlendirme anketini verirler. Anket sorularının mutlaka cevaplandırılarak görevlilere iade edilmesini talep ve takip ederler. Bizler bir yandan Türkiye’nin farklı yerlerinden gelenlerle konuşur ve kucaklaşırken bir yandan da programın başlamasını beklemeye başladık. Program başlayıncaya dek, umumî mevlidlerde gördüğümüz hal hatır sormalar kucaklaşmalar, içinde bulunduğumuz mekânı adeta cennet bahçelerine dönüştürüyordu. Bekleme faslında salonu kuşatan müziğin Çağrı Filmi müziği ile harmanlanmış olması kulaklarımıza ve ruhlarımıza ayrı bir haz veriyordu. Bir ara Askeri Yıldız Ağabeyin elindeki baston ve yanındaki gençlerin yardımıyla ön tarafa oturduğunu görünce hüzünlenmekten kendimi alamadım. Hizmete, nura adanmış bir hayatın her fani gibi kemalden sonra zevale doğru meylettiğini görmek bir yandan bizi hüzünlendirirken bir yandan da ruhlarımızda böylesi bir hayata sahip olma duâsı makes buluyordu. Sadece Askeri Yıldız mı? Batman’dan teşrif eden bastonlu Mehmet Uçar’ı görünce aynı duyguları yaşadık. Rabbimiz hizmetin sembolü olan bu ve benzeri çınarlara bereketli ve hayırlı ömürler ihsan etsin. Âmin. Nihayet 40 dakika gecikmeyle program başlamıştı. Profesyonelce bir çıkış yapan iki sonucu, ses düzeninin azizliğine uğradı. Sunucuların takdimi ile program Nedim Sarıoğlu’nun Kur’ân ziyafetiyle başladı. Ardından kısa “Hoşamedi” konuşmasıyla Mehmet Aybak salondakileri selâmladı. Kısa hoşamediden sonra “Bir Demet Nur” vardı sırada. Bastonu ve yanındaki gençlerin yardımıyla sahneye çıkan Askeri Yıldız’ın bastonunu bir yana bırakarak çevik bir hal ile sahneyi turlaması, gençlikle elindeki kâğıda bakmadan Münâzarât’tan asırlar ötesindeki nesillere Diyarbakır şivesiyle hitabını büyük bir haz ve heyecan içinde dinledik,. “Sahabelerin İzinde” konulu sinevizyon Diyarbakır’daki nuranî insanların Kur’ân ve iman hakikatlerine nasıl hizmet ettiklerinin anlatılması dikkate değer bir çalışmaydı. Sinevizyonun ardından “Skeç” vardı. Bu skeç için “Zübeyir Gündüzalp” isminin anons edilmesi, alkış tufanı ile karşılık buldu. Skeçte “Zübeyir’in Müdafaası” sahneleniyordu. Zaman zaman sahneler yoğun alkışlarla ağır çekime dönüşüyordu. Aslında bu alkışlar Kur’ân’ın dellâlı olan büyük Üstada sadakatine, Kur’ân hizmeti için ömrünü hiçe saymasınaydı. Sırada dünya Kur’ân-ı Kerim okuma yarışması ikincisi Afganistanlı Abdülcelil Hoca vardı. Kur’ân’ın eşsiz güzelliği ile sesini güzelleştiren Abdülcelil Hoca’nın tilâveti gönüllerimizi en derinden titretiyordu. Faslın sonunda Abdülcelil Hoca’ya “Yılın En Güzel Kur’ân Okuyan” ödülünü alkışlar eşliğinde takdim edildi. Programı yapanlar buraya “Sevgililer Sevgilisine” adlı küçük kız çocuklarımızın çalışmasını yerleştirmişlerdi. 6–7 kız çocuğumuz o masum ve candan hitaplarıyla Yüce Resulün hayat kesitlerini birer birer bizlere hatırlatıyorlardı. Öğrencilerin hazırlayıp sunduğu “Klip 2009” salonda kahkahalara, alkışlara sebep oldu. “Anadolu Türküleri”, “Melle İdris Mele Nuri’ye Karşı” piyesi, Türkiye Birincisi ekipten “Halk Oyunları” gösterisi ardı ardına sunuldu. Çalışmalarıyla bizlere iyi örnekler bahşeden, yazılı kaynaklarla hizmetleri sistemleştiren Diyarbakırlı kardeşlerimize, dostlarımıza teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler… |
BURHAN ZENGİN 17.06.2009 |