"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’ın Mardin hayatı

Abdülbakî ÇİMİÇ
13 Nisan 2020, Pazartesi
Bediüzzaman’ın Hayatı’ndan Tesbitler - 27

Bediüzzaman Mîrân aşîret reîsi Mustafa Paşa ile yaşadıklarından sonra bir seneye yakın1 Cezire (Cizre) ve civarında kalır. Bir süre sonra “Nusaybin’e ulaşır. Birkaç gün sonra Mardin’e geldi.” 2 Mardin’e gelmeden önce Birinci Meşrûtiyet ilân edilmiş, herkesin dilinde meşrûtiyet ve hürriyet dolaşıyordu. Molla Said de bu sohbetlere bigâne kalmıyor, katılıyor ve fikir beyan ediyordu. Böylece siyâsî hâdisâtla da iştigâl etmeye başladı. Özellikle hürriyete, İslâmiyet namına sahip çıkıyor, “İmân ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. İşte Asr-ı Saâdet”3 diyerek muhalif olanlara karşı meşrûtiyeti ve hürriyeti şerîat nâmına savunuyordu. Mardin’e geldiğinde “Mardin uleması muarazaya kalkışırlarsa da, muvaffak olamazlar. Evlâtları yaşında olan Genç Saîd’de harika bir şekildeki ilmî kudreti görünce, kendilerine Üstâd kabul ederler. Abdurrahman Nursî’nin hazırladığı Tarihçe-i Hayat’ta “Mardin’de Cemaleddin-i Efgânî’ ve Tarîkat-i Senûsî’ye mensub iki dervişle tanıştı.” 4 ifadesi yer alır. Târihçe-i Hayat’ta ise “Bu esnada, Mardin’e gelen iki talebeye tesadüf etti. Bunlardan birisi, Cemaleddin-i Efgânî’ye mensup olup, diğeri Tarîkat-i Senûsî’yeden idi. Bunlar vasıtasıyla hem Cemaleddin-i Efgânî’nin mesleğine, hem de Tarîkat-i Senûsî’ye aşinalık peyda etti. Molla Saîd çok genç yaşta iken siyâsî hayata atılır, vatan ve millete hizmete başlar. İlk hayat-ı siyâsîyesi Mardin’de başlamıştır.” 5 ifadelerine yer verilir.

Bediüzzaman Saîd Nursî’nin Mardin’de geçirmiş olduğu hayat devresi ile ilgili birinci elden bilgiye kardeşinin oğlu Abdurrahman Nursî tarafından yazılan ve yayınlanan “Bediüzzaman’ın Târihçe-i Hayatı’’ adlı 1335 (1919) yılı basımı eserle ulaşıyoruz. Ancak bu eserde de Bediüzzaman’ın Mardin’de geçirmiş olduğu devrede yaşanan hâdiselere ve sürgün olayının detayına ilişkin târih bilgilerine ulaşamıyoruz. 1958’de Nur Talebeleri tarafından yayınlanan Târihçe-i Hayat’ta da, adı geçen eserdeki bilgiler hiçbir ilâve yapılmadan aynen aktarılmıştır. Her iki eserde de Bediüzzaman’ın Mardin’e geliş târihi belirtilmemiştir. Abdülkadir Badıllı tarafından hazırlanan üç ciltlik ‘Mufassal Târihçe-i Hayat’ta ise, bu târih 1895 olarak kayda geçmiştir. Bizce de Badıllı’nın tesbit ettiği târih daha sağlıklıdır. Çünkü Risâle-i Nur Enstitüsü’nce yapılan en son araştırmada Bediüzzaman’ın doğum târihi 1878 yılı olduğuna göre ve Mardin’e 16 veya 17 yaşlarında geldiğine göre, geliş târihi 1894 veya 1895’tir. 6

Bediüzzaman Hazretleri Mardin’de bir derece ahvâl-i âlem ve dünya siyâsetiyle, hatta Osmanlı memleketindeki ikinci meşrûtiyet ve hürriyet inkılâbının mukaddemesi vesaire ile de meşgul olmaya başlar. Hayatının bu safhasını Münâzarât isimli eserinde, bir suâl münâsebetiyle şöyle anlatır: “İnkılâbdan on altı sene evvel 7 Mardin cihetlerinde, beni hakka irşad eden bir zata rast geldim. Siyâsetteki muktesid mesleği bana gösterdi. Hem, ta o vakitte meşhur Kemâl’in ‘Rü’yâ’sıyla 8 uyandım.” 9 Böylece kendi ifadesiyle de siyâset-i âlem ile iştigâl etmeye başladığı görülür. Özellikle “siyâsetteki muktesid mesleği” bana gösterdi denilen şahıs Cemaleddin-i Efganî Hazretleri’ne mensub olan derviş zattır. Bu derviş zat, hocası veya Üstâdı olan Cemaleddin-i Efganî’nin “siyâsetteki muktesid meslek” ile ilgili düşüncelerini Bediüzzaman ile paylaşmış olmalı. Zaten Cemaleddin-i Efganî’nin İttihad-ı İslâm fikrinde selefi olarak kabul eden ve doğru fikirlerine sahip çıkan Bediüzzaman Hazretleri, Cemaleddin-i Efganî Hazretleri’ne mensub olan bu derviş zatın, hocasından aldığı fikirlerini kendisiyle paylaştığında bu fikirleri de kabul ederek “Siyâsetteki muktesid mesleği bana gösterdi.” şeklinde ifade buyurmuş olmalıdır.

Bu yaşanan hadiselerden sonra Bediüzzaman’ın “Mardin’deki hayatı hâdiseli geçiyordu. 10 Bunun üzerine bir mutasarrıfın 11 pençe-i kahrıyle elleri bağlı, taht-el hıfz Bitlis’e nefyedildi. 12

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman, Cizre’de bulunduğu zamanlar, sene Hicri 1311-Milâdî 1894 idi ki, yaşı onyedi. 

2- Abdurrahman Nursî; Bediüzzaman’ın Târihçe-i Hayâtı, Necm-i İstikbâl Matbaası, İstanbul, 1335, s. 22-23.

 3- Eski Saîd Dönemi Eserleri (Münâzarât), 2013, s. 293.

 4- Abdurrahman Nursî; Bediüzzaman’ın Târihçe-i Hayâtı, Necm-i İstikbâl Matbaası, İstanbul, 1335, s. 22-23. 

5- Târihçe-i Hayât, 2013, s. 72.

6- http://www.yeniasya.com.tr/enstitu/bediuzzaman-in-mardin-hayati-1_157544 

7- “İnkılâb’dan 16 sene evvel” -şâyet 16 sayısında bir kitâbet veyâ baskı hatâsı yoksa- 1892’lere geliyor ki, hayât seyrindeki gidişâta pek uymuyor.. Her hâlde, “yaklaşık 16 sene evvel” olmalıdır. Burada, A. Badıllı’nın tesbîtini hatırlamakta fayda var –sayı büyük değilse de-: Çok kere Üstâd Hazretleri böyle küsûrâtı nazara almadan büyük bir rakam söyler.(Mufassal Târihçe-i Hayâtı, 1998, s.184.)

 8- Bir de; Rü’yâ, Türkçe.. Üstâd Mardin’de iken henüz Türkçe bilmiyor! Acabâ, “Kemâl’in (Rü’yâ)sıyla uyandım” derken “Rü’yâ”nın ana fikri olan “Hürriyet” mefhumu kastedilmiş olabilir mi?

 9- Bediüzzaman Said Nursî; Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, 2009, s. 288. 

10- Abdülkadir Badıllı; Bediüzzaman Said-i Nursî, Mufassal Târihçe-i Hayâtı, İttihad Yayıncılık-1998, Cilt-1, s. 122.

 11- Selânikli Mehmed Enis Efendi.

 12- Abdurrahman Nursî; Bediüzzaman’ın Târihçe-i Hayâtı, Necm-i İstikbâl Matbaası, İstanbul, 1335, s. 23.

Okunma Sayısı: 2702
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdülbaki Çimiç

    13.4.2020 22:21:22

    Teşekkür ederim Ali bey. Ayrıca "Üstad Van'da Türkçe'yi öğrenmişti.İbtidada olsa.." cümlenizi tasdik eden Van hayatı işlenirken Vali Tahir Paşa'ya yazdığı ilk Türkçe mektubun teyid ettiğini işleyeceğiz inşaallah.

  • Ali

    13.4.2020 18:56:40

    Çimiç hocam sağolun konu anlaşılmış.

  • Ali

    13.4.2020 18:55:26

    Üstad Van'da Türkçe'yi öğrenmişti.İbtidada olsa..

  • Abdülbaki Çimiç

    13.4.2020 16:35:36

    Son araştırmalara göre Bediüzzaman'ın doğum tarihi 1878 olarak belgelenmiştir. Buna göre Mardin'de bulunduğu zamanlarda(1894-95) 16/17 yaşında oluyor. Ali Bey'in de dediği gibi doğumundan 2 sene önce I.Meşrutiyet ilan edilmiş. Öyleyse Ali bey "Kovadis?" derken, yani nereye gidiyorsunuz? derken ne demek istiyor açıklarsa memnun oluruz.Hata varsa tashih ederiz.

  • Ali

    13.4.2020 10:45:29

    Mardin’e gelmeden önce Birinci Meşrûtiyet ilân edilmiş, herkesin dilinde meşrûtiyet ve hürriyet dolaşıyordu. Mardin'e geliş; 1894/ 5 yaş 16/ 17. 1.Meşrutiyet üstad doğmadan 2 yıl önce 1876 da.Kovadis?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı