Bediüzzaman Hazretleri’nin ”Benim tefekkür bahçem” dediği Çorum Kargı Yaylası’nda zorunlu istisnalar dışında uzun süredir yapılan uhuvvet buluşmaları bu sene de deruhte edildi.
Bu buluşmalara bazen piknik dedik, bazen toplantı; bazen mesîre dedik, bazen kır gezisi. Ancak kanâat-i âcîzânemle en fıtrî olanı uhuvvet buluşması olsa gerek. Hem de Çorum Risale-i Nur talebelerinin Uhuvvet Vakfı’na da çok münasip. Bediüzzaman Hazretleri mesleğinin en önemli esaslarından birisini müsbet hareket olarak ifade eder. Müsbet hareket, menfiyi nazar-ı dikkate almadan hizmet etmek olsa gerek. “Müsbet iman hizmeti”1 olarak ifade ettiği hizmetinin elbette çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Demek, müsbet olmayan iman hizmetleri de mevzubahis olmalı ki, Bediüzzaman hizmetini “müsbet iman hizmeti” olarak isimlendirmiş. Öyleyse Bediüzzaman’ın mesleğinin “müsbet iman hizmeti” noktasında hadd-i vasat çizgisinde devam ettiğini biliyoruz. Ancak bir yerde bu hadd-i vasat çizgisi geçerli değil. Bu konuda Bediüzzaman bakınız neler söylüyor: “Risale-i Nur’un talimatı dairesinde ve bizlere bahşettiği hizmet noktasında feyizli makamlara kanaat etmeliyiz. Haddinden fazla fevkalâde hüsn-ü zan ve müfritâne âlî makam vermek yerine, fevkalâde sadâkat ve sebat ve müfritâne irtibat ve ihlâs lâzımdır; onda terakki etmeliyiz.”2 Evet, nelerde terakki etmek lazımmış? “1.Fevkalâda sadâkat, 2. Fevkâlada sebat, 3. Müfritâne irtibat ve 4. İhlâs.” Sanırım bu dört düstur, çok lüzumlu hatta elzem derecede diye inanıyoruz. Demek ki Bediüzzaman bir yerde ifrat noktasına cevaz veriyor. O da kardeşler arasında “müfritâne irtibat!” Nur talebeleri davalarında fevkalâde sadakat ve sebat gösterirken, kendi aralarında da aşırı derecede irtibatı sağlayabilir. İhlâs ile mayalanan müfritâne irtibatlarda inşâallah zarar olmaz. Bediüzzaman’dan aldığımız hakikat dersine ittibaen bunu ifade edebiliriz. İşte uhuvvet buluşmaları olarak bir araya gelmeler de müfritâne irtibat olarak addedilebilir ve öyle olmalıdır.
Kolay değil, elli yıldır neredeyse birkaç istisna dışında Çorum Kargı Yaylası’nda bu buluşmalar yapılıyor. Mekân ve alan harîka. Hakikaten bu mekânlar tefekkür bahçesi. Her taraf çam ağaçlarıyla ve çimenlerle kaplı. Çeşmelerden akan sular berrak ve soğuk. Yazın en hararetli mevsiminde sular elleri bürudetiyle yakıyor. Orman içleri tanezzüh ve tefekkür için ibretli yerler. Bu fırsatı kaçırmıyoruz.
Çorum Kargı Yaylası uhuvvet buluşmasına Çorum ili dışından epey kalabalık bir katılım oldu. Ankara, Kırıkkale, Yozgat, Çankırı, Tokat, Amasya ve Samsun illerinden ve kazalarından katılım vardı. Kalabalık bir cemaat uhuvvet ve muhabbet ile kucaklaştı ve hasret gidermiş oldu. Sabah kahvaltı ile başlayan uhuvvet buluşması gruplar halinde hususi sohbetler ve kucaklaşmalar ile devam etti. Risale-i Nur’dan dersler okundu, Bediüzzaman’ın istikbale bakan Madreset’üz-Zehra projesi ve müjdeler konulu ümit dolu tespitleri paylaşıldı. Öğlen namazı ve sonrası yemek ikramı ile devam eden uhuvvet buluşması, Nur talebelerinin pandemi vesilesiyle ara verilen hasretine tiryak oldu desek mübalağa etmemiş oluruz. Ne olursa olsun, imkânlar ve şartlar zor da olsa bu tür programlara katılmanın uhuvvet ve muhabbete vesile olduğunu ifade edelim. Tekrarını bekleyeceğiz, Rabbim ömür verirse gelecek senelerde de iştirak etmeye gayret edelim. Katılamayan ağabey ve kardeşleri de şimdiden davet edelim inşâallah. Bu vesileyle Çorum Kargı yaylası uhuvvet buluşmasına katkı yapanları tebrik ediyor ve Allah razı olsun diyoruz.
Dipnotlar:
1 Emirdağ Lahikası-II, s.870 2 Kastamonu Lahikası, s.113