"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Salih ameller, Cennet meyvesidir

Abdullah ŞAHİN
27 Ocak 2019, Pazar
Amâl-i saliha, Rabbimizin kullarından razı ve hoşnut olduğu, neticesi ihsan-ı İlâhîye ve saadet-i ebediye olan amellerin tamamıdır.

İman edip sâlih amelde bulunanların, saadetli dünya hayatı yanında, ahirette de ebedî Cenneti kazanacakları birçok Kur’ân âyeti ve Efendimizin (asm) hadisleriyle müjdelenmiştir:

 “Hiç şüphesiz ki Allah, iman edenleri ve salih amellerde bulunanları altından ırmaklar akan Cennetlere sokar, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler; ordaki elbiseleri ipek(ten)tir.” 1

“İman edip salih amellerde bulunanlar; onları, içinde ebedî kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan Cennetin yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.” 2

Peygamber Efendimiz (asm) ise bir hadisinde, sâlih amelin ahirette, onu işleyenin karşısına çıkacağını ve “Ben senin sâlih amelinim” diyerek onu alıp Cennete götüreceğini bildirmiştir. 3

Şehrayin ve göz alıcı, her şeyi canlı ve hayattar olan; efendisine itaat eden taşlar, hayvanlar, köşkler ve hurilerle müzeyyen ebed yurdu Cennetü’l- firdevs.

Hiç bitmeyen meyveler ve hiç solmayan çiçekler ülkesi vatan-ı aslîmiz. Orada her bir amal-i saliha bir Cennet meyvesi olarak sahibini karşılar. Burada elhamdülillah deriz, orada elhamdülillah yeriz. Cennetin en güzel çiçeği, manen, Cennetlik kullardır.

Onlar da hiç solmayan çiçekler ve bitmeyen meyveler gibi, her an canlılık ve güzelliklerini muhafaza ederler. 

Elbette, böyle kasırlar, bağ ve bahçelerle müzeyyen Cennet köşkleri ve meskenler böyle sakinleri isteyip, hasretle yollarını gözlerler.

Onlar orada daima sevinç ve sürur içindedirler. Burada zahmetle kazandıkları amal-i salihalara bedel, onların o Cennetlerde bütün işleri hademeleri tarafından deruhte edilir. Kendilerine sunulan, şekilleri bir ebedî meyvelerle ülfet lezzetini tadarken; bunların daima tazelenip değişen tad ve lezzetlerinin farklılığı ile de teceddüt lezzetini alırlar. Ebede uzanan tad ve lezzetlerin saadetiyle, Cennet ehlinin, bu ulvî hallerden aldıkları mutluluk ve lezzetlerinin tarifi, takat-i beşerin fevkindedir.

Dünya imtihanını amel-i salihle kazanan Cennet kadınları ise, herkesin gıbta ettiği, hurilerin fevkinde bir hüsün ve güzelliğe sahip olarak haşredilirler. Bütün bu anlatılan güzellikler ve güzellerin hüsünleri kendilerine ihsan edilen Cennetlerin yüksekliğine göre yükselip ebedîleşir.

Nasıl ki âyette ifadesini bulan: “Yakıtı insanlar ve taşlar olan Cehennem ateşinden sakınınız.” 4 manasında, Cehennem ateşinin yakıtı bu imtihan meydanından götürüleceği ifade edilir. 

Güzelliği gözleri kamaştırıp, akıl ve hayalleri mest  eden cennet bağlarının çiçek ve kasırları da, keyfiyet olarak, imtihan dünyasından götürülen gül ve çiçeklerden ve o muhteşem kasırların inşa edileceği arz memleketinin manevî taşlarından teşekkül edecektir.

Dünya’dan götürülüp Cennette tecessüm eden, bütün bu güzellik ve ihsanların kül ve cüzlerinden her birinin karşılığı ise, amal-i salihadan başkası değildir.

Büyük Kur’ân Müfessiri Bediüzzaman, kerpiçleri altın olan Cennet köşkleriyle alâkalı güzel ve hikmetli bir fıkrayı, aynı güzellikteki sırlarla aşağıdaki şekilde hikâye eder: 

“Risâle-i Nur şâkirtlerine bu noktada benzeyen eskiden bir zât, haremiyle beraber büyük bir makamda bulundukları halde, maîşet müzâyakası yüzünden haremi, demiş zevcine, “İhtiyacımız şedittir.”

Birden, altından bir kerpiç yanlarında hazır oldu. Haremine dedi: “İşte Cennetteki bizim kasrımızın bir kerpicidir.”

Birden o mübârek hanım demiş ki:

“Gerçi çok muhtacız ve âhirette de çok böyle kerpiçlerimiz var; fakat, fânî bir sûrette bu zâyi olmasın, o kasrımızdan bir kerpiç noksan olmasın. Duâ et, yerine gitsin; bize lâzım değil.”

Birden yerine gitti; keşf ile gördüler diye rivâyet edilmiş......” 5

Bahtiyar onlardır ki: Amal-i salihayla kazanılan amellerden hissesi ziyade ola...

Dipnotlar:

1- Hac Sûresi/28. 2- Ankebut Sûresi/58.

3- Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV/287.

4- Bakara, 2/24. 5- Emirdağ Lâhikası-1.

Okunma Sayısı: 5522
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı