Babasının son günlerini fotoğraflayarak unutulmayacak bir deneyimi paylaşmak isteyen Josh “Ölüm ve hayat, birbirinden ayrılamayacak kadar bütünleşik bir yapıya sahip. Çünkü bu iki kavram el ele yürüyor” diyor.
Josh Neufeld, babasının kansere yakalandığını öğrenir. Kanser o kadar ilerlemiştir ki, bu hastalıktan sonra iki aylık bir ömür biçilir. Josh ise babasının bu kaçınılmaz yolda ilerlemesini durduramayacağını bildiğinden bir proje yapar ve babasının son günlerini fotoğraflayarak onu devamlı hatırlamaya karar verir. ListeList’de yer alan habere göre, babasının son günlerini fotoğraflayarak unutulmayacak bir deneyimi paylaşmak isteyen John’a göre ölüm ve hayat, birbirinden ayrılamayacak kadar bütünleşik bir yapıya sahip. Çünkü bu iki kavram el ele yürüyor. Yine Josh’a kulak veriyoruz; “Peyzajlarında, hüzün ve sevinç dağlarını oluşturan ve aşındıran bir nehirde var olmak ölüm ile hayatı anlatıyor bize.”
Ölüm, evrensel bir gerçektir
Josh, Meeting Mortality “Ölümlülük Toplantısı” ismini verdikleri projenin başlangıcını, şöyle anlatıyor: “Resimler ve kelimeler sayesinde, İnsanların bir hastanede gönüllü olarak çalışırken, ölüm ve ölümcül hastalıklarla ilgili şahsî deneyimlerini kronikleştirmek istedim. İnce, ama yoğunlaşan bir acı babamın sırtına ve karnına oturdu ve çabucak zayıfladı. Birden fazla uzmanla yapılan çok sayıda ziyaret, babamın hayatını iki kelimeye özetler oldu: Kanser ve metastaz (kanser hücrelerinin diğer organlara sıçraması).” Ve Josh devam ediyor yüreklerimize dokunarak: “Ölüm, evrensel bir gerçektir ve hepimizin bu gerçekliğe varacağı kesindir. Ölüm hepimizi tutar ve bize mutlak ortak kader sunar. Ölüm, evrensel bir gerçek olarak her birimize kendi benzersiz deneyimimizi gösterir. Ölümün soğuk parmakları kalplerimizin etrafına o kadar sıkı sarılır ki, en derin okyanuslardan daha derine batarız, sadece üşümeyi ve çöküşü biliriz…”
Ölüm, en iyi eşitleyicidir
Babasını gönlüne sığdıramayan Josh, kadrajında tutuyor. Ölümün, kabullenilmesi durumunda hayatın biraz daha yaşanılır kılınacağını söylüyor, babasını referans gösteren bir tesbiti de döküyor satırlarına: “Babamın söylediği gibi; “ölüm, en iyi eşitleyicidir”.
Zarif bir kabulleniş
Evet, Josh’un babası bir anlamda bunu yapıyordu; ölümü kabullenmekle yetinmiyor, zarif bir şekilde ölmenin yordamını gösteriyordu.
“Kız kardeşim o saatlerin birinde usulca fısıldadı, ‘Babam bize nasıl öleceğimizi öğretiyor.’ Bu her zaman için minnettar olacağım bir ders. Babamın ölümünün zarif bir şekilde kabulü bana bunu öğretti.” Babasının son günlerini fotoğraflamasıyla duygusal bir deneyimi paylaşan Josh, ölüm konusunda başka mesajlar da vermeye devam ediyor; “Ölüm’ün kaçınılmazdır ve bu sebeple her yerde rahatlığı bulabilirsin. Çünkü kabullenme bunu beraberinde getirecek. Kalbin acıyor, ama aynı yolda yürürken birçok kalbin seninle birlikte attığını ve bu anlamda evrensel bir ortaklığı aklında tutarsan rahatlamaya yönelirsin.
Hayat, sizinle birlikte ilerliyor. Bu sayede unutmamalısınız ki, hayatın içinde neşe ve mutluluk da yer alıyor ve bu duygular da hayat adı verilen serüvenimizde bizimle birlikte yürüyor. Bilin istiyorum. Hayat işte böyle nispeten daha kolay ilerliyor.”